Yurt dışından satılmak üzere ülkemize getirilen kaçak saatler esnafın durumunu olumsuz yönde etkiledi. Vatandaşın sağlığını da tehlikeye sokan kaçak saatler, üzerinde ki boyalardan dolayı cilt kanseri tehdidi de oluşturuyor. Vatandaşlar ise kaçak saatleri ucuz olmasından dolayı çok tercih ediyor. Konuyla ilgili ve odaya bağlı meslek kuruluşlarının sorunları ile ilgili gazetemize konuşan Konya Haberleşme Cihazları, Saat ve Gözlük Satış ve Tamirciliği Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Lütfi Pınarcık kaçak saatlerin kesinlikle tercih edilmemesi gerektiğinin altını çizerek, “Yurtdışından kaçak saatler ülkemize geliyor. Kaçak saatler gelmese esnafımız işini güzelce yapacak.Vatandaşımız ucuz olarak bu ürünleri alıyor, içine su kaçıyor, saat zaten iki hafta sonra bozuluyor. Piyasada 10-15 TL civarında birçok saat var. Ayda iki saat değiştirse yılda 360 TL yapar. 360 TL’ye orijinal bir saat alsa 10 sene kullanır. Kaçak olarak faturasız şekilde ülkemize getirilen saatler aynı zamanda hastalıkta oluşturuyor. Altın ve gümüş rengi olan saatler gerçek değil. Bunların üzerine boya kullanıyorlar. O boyada koldaki terlemeyle birlikte vücuda temas ediyor. Bundan dolayı insanlarda cilt kanseri riski oluşturuyor. Vatandaşlarımızın bunlara dikkat etmesi lazım. Bununla ilgili uyarılar yapılmalı” dedi. 

1996 YILINDA GÖREVE GELDİM

Konya Haberleşme Cihazları, Saat ve Gözlük Satış ve Tamirciliği Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Lütfi Pınarcık oda hakkında önemli bilgiler vererek 1996 yılında da başkanlık görevini aldığını ifade etti. Esnaflara yararlı olabilmek adına çalıştıklarını da belirten Pınarcık, “1972 yılında ben esnaflığa başladım. 1996 yılında başkanlık görevini devir aldım. Esnaflarımıza yararlı olabilmek adına elimizden geleni yapıyoruz. Bu sene ki seçimlerde de odaya aday olacağım ve başkanlık görevimi sürdüreceğim. Bütün üyelerimizin sorunu bizim sorunumuzdur” dedi. 

NE OLDUĞU BELLİ OLMAYAN KAÇAK SAATLER ESNAFI BİTİRDİ!

Yurtdışından kaçak olarak ülkemize giren saatlerin, saatçi esnaflarının işlerini bitirdiğini belirten Başkan Pınarcık, seyyar satıcıların bu saatleri satmaması gerektiğini, vatandaşların ise bu saatleri almaması gerektiğini kaydederek sözlerine şu şekilde devam etti; “Yurtdışından kaçak saatler ülkemize geliyor. Kaçak saatler gelmese esnafımız işini güzelce yapacak.Vatandaşımız ucuz olarak bu ürünleri alıyor, içine su kaçıyor, saat zaten iki hafta sonra bozuluyor. Çarşıda 10-15 TL civarında birçok saat var. Ayda iki saat değiştirse yılda 360 TL yapar. 360 TL’ye orijinal bir saat alsa 10 sene kullanır. Ülkemizde de herhangi bir marka saat üretimi yok. Rahmetli Erbakan hocamız ülkemizde saat fabrikasının kurulacağını lider olduğu dönemde söylemişti ancak nasip olmadı. 

SAAT TAMİRCİLİĞİ KAYBOLMAYA YÜZ TUTUYOR

Saat tamirciliğinin gün geçtikçe kaybolduğunu belirten Pınarcık daha önceden mekanik saatlerin 1 haftada tamir edildiğini söyleyerek şimdiki saatlerin ise 1 dakikada pilinin değiştiğini vurguladı. Başkan Pınarcık, 6 senelik çıraklık yaptığını da sözlerine ekleyerek şu şekilde konuştu; “Saat tamirciliği ise yavaş yavaş ölmektedir. Mekanik saatleri kullananlar çok azaldı. Vatandaşlar artık elektronik olarak kullanıyor. Şimdiki gençlerde işi öğrenmek için gelmiyor. Geldiği zamanda ne kadar ücret verileceğini soruyor! Biz zamanımızda 6 sene çıraklık yaparak saatlerin nasıl tamir edildiğine bakardık öyle öğrenirdik… Mekanik saatler pili bittiği zaman elimizde kalırdı. Yağlanır, temizlenir 1 haftada öyle verilirdi. Şimdi ise 1 dakikada pil değiştiriliyor…” 

KAÇAK SAATLER CİLT KANSERİNE NEDEN OLUYOR!

Kaçak olarak getirilen saatlerin aynı zaman da vatandaşın sağlığını da tehlikeye soktuğunun altını çizen Başkan Pınarcık, kaçak saatlerin boyasının vücuda teması ile kanser tehlikesi oluşturduğunu da vurgulayarak, “Kaçak olarak faturasız şekilde ülkemize getirilen saatler aynı zamanda hastalıkta oluşturuyor. Altın ve gümüş rengi olan saatler gerçek değil. Bunların üzerine boya kullanıyorlar. O boyada koldaki terlemeyle birlikte vücuda temas ediyor. Bundan dolayı insanlarda cilt kanseri riski oluşturuyor. Vatandaşlarımızın bunlara dikkat etmesi lazım. Bununla ilgili uyarılar yapılmalı. Çoğu vatandaşımız bilmiyor. Esnaflarımızda orijinal olmayan saatleri satmasın” diye konuştu. 

ÇERÇEVELER İNSAN HATASI NEDENİYLE KIRILIYOR; GARANTİYE GİRMEZ!

Çerçevelerdeki garantilerin vatandaş hatasını kapsamadığını belirten Başkan Pınarcık optikçilerin bu yönde sorunlarının olduğuna değindi. Çerçevede bozulma veya kırılmaların insanlar tarafından olduğunu da bildiren Pınarcık düşüncelerini şu şekilde kaydetti; “Optikçiler de çerçeve ve cam ile uğraşıyor. Vatandaşlarımız çerçeveyi kırdığı zaman sorunu optikçiler de buluyor. Bu yüzden mahkemelik olanlar bile var. Çerçeve durduğu yerde kırılmaz ki. İnsanlarımız bu çerçeveleri düşürüp üstüne basıyor ve bunun garantiye girmesini bekliyor” 

ÜRETİCİ FİRMALAR GARANTİ KAPSAMINA GİREN TELEFONLARIN ARKASINDA DURMUYOR!

Ülkemizde satılan telefonların yurtdışından geldiğini bildiren Başkan Pınarcık, ürünlerin garanti kapsamına girdiği zaman değiştirilmesinin telefoncu esnaflar tarafından yapıldığını, üretici firmaların bunu karşılamadığını bildirdi. Başkan Pınarcık durumun düzeltilmesi için bakanlığa yazı da gönderdiklerini söyleyerek; “Ülkemizde satılan telefon ve elektronik cihazların büyük bir bölümü yurt dışından ithal edilmektedir. Satış sonrası hizmetler yönetmeliğinde ithalatçı firmaların, servis istasyonlarının ve satış yapan firmaların yükümlülükleri belirlenmiştir. Ayıplı çıkan bir elektronik telefon ve benzeri cihazlar garanti süresi içerisinde ayıbı giderilmediğinde, tüketici bu mağduriyetini tüketici hakem heyetlerine başvurarak gidermeye çalışmaktadır. Tüketici hakem heyetlerimizin vermiş olduğu kararlar neticesinde, ayıplı malın bedelin ya da aynısını ödemekle, ithalatçı firma, servis istasyonu ve satıcı firma müteselsilen sorumludurlar. Servis istasyonlarına teslim edilen bir cihazın tamiri ve sonucu ile ilgili düzenlene belgeler, bilgilendirmeler ve teslim tutanakları sadece tüketiciye yapılmaktadır. Tüketici hakem heyetlerimizce, ayıplı bir malın ayıbının ne olduğunu bilen servis olmasına rağmen, ayıplı malla ilgili satıcı firmanın savunması istenmektedir. Vatandaşlar 2-3 bin TL’ye telefon alıyor. Telefonlara ne yapıyorlarsa bozuluyor. Bunlarda garanti kapsamına giriyor. Servise götürüyorlar, serviste onardık diye telefonu tekrar geri gönderiyor ancak telefonun bozukluğu giderilmiyor. Satıcı firmalar ürünlerinin arkasında durmuyor. Bu sefer vatandaşlar tüketici haklarına müracaat ediyor. Parayı esnaf ödüyor. Satıcı firmalarda esnaflara bu arızalı ürünlerin ücretini geç veriyor. Bunları satan firmaların ödemesi gerekiyor” dedi. 

HÜSEYİN MENEKŞE

Editör: TE Bilişim