Kamuoyunda ‘İstanbul Sözleşmesi’ olarak bilinen “Kadına Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi” yaşattığı tahribatla büyük tepkilere neden oluyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gözden geçirmeliyiz açıklaması sonrasında Yenigün’e açıklamalarda bulunan Murat Köse,bu adım sözle kalmalı bir an önce aileleri parçalayan 6284 yasası ve İstanbul Sözleşmesi yürürlükten kaldırılmalıdır dedi.

İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren hem kadın cinayetleri hem de boşanmalar arttı. Ayrıca bu süre zarfında 750 bin erkek evden uzaklaştırıldı. Eleştiriler üzerine geçtiğimiz aylarda sözleşme ile ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ‘İstanbul Sözleşmesi nas değildir’ demiş ve sözleşmenin kaldırılacağı ile ilgili bir umut doğmuştu. Şu ana kadar bu sözleşmeyle ilgili bir adım atılmazken geçtiğimiz gün yapılan istişare toplantısında tekrardan gündeme gelen sözleşme ile ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İstanbul Sözleşmesi'ni yeniden gözden geçirmemiz gerek. Onunla ilgili bir çalışma yaptırıyoruz” dedi. Açıklama sonrası sözleşme tekrardan masaya yatırılırken kamuoyunun beklentisi bu yanlıştan dönülmesi.

750 BİN KİŞİ İFTİRAYLA UZAKLAŞTIRILDI

Mağdur Çocuklar ve Baba Hakları Derneği (MAÇOBDER) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Köse, Yenigün’e yaptığı açıklamada, “Bizim kanunlarımız Batı’dan alındığı için sinsi planlara karşı dirençsiz kalıyoruz. Batı’nın, Türk aile yapısını ele geçirmek için İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanun gibi uygulamaları bize sattığı ortadadır. 750 bin uzaklaştırma kararının 3’te 2’sinin iftira olduğunu düşünüyorum. Dostuyla yaşamak için kocasına iftira atanı mı ararsın, canı sıkılıp ufacık bir sebeple bu yasayı keyfi şekilde kullanarak eşini evinden attıranı mı ararsın... 6284 baştan sona suiistimal yasasıdır. İstanbul Sözleşmesi de bizim geleneklerimize ters olan aileyi yıkma planından başka bir şey değildir“ diye konuştu.

YASADAN GERÇEK MAĞDURLAR FAYDALANAMIYOR

Köse, “Bu yasadan gerçekten mağdur olan kadınlar faydalanamıyor. Aile istemeyen, Sayın Cumhurbaşkanı’na hakaret eden, Taksim’de eşcinsel yaratıklarla yürüyüp ellerindeki küfür yazılı dövizlerle devlete meydan okuyan feministler faydalanıyor bu kanundan. Taksim’de ezanımızı ıslıklayan yaratıklar bu kanun vesilesiyle köşeyi dönüyor. Kadınlar eşlerini evden uzaklaştırınca onlar rant devşiriyor. Kadınlar öldükçe onlar rant devşiriyor. Sonuç olarak ise yılda yarım milyon erkek, kadının tek bir beyanıyla ailesinden ocağından devlet eliyle kovuluyor. 6284’ün kime ve neye hizmet ettiği 2019 yılı tablosuyla bir kez daha ortaya çıkmıştır. Bu tablo yıkımın fotoğrafıdır” dedi. Köse, 6284 sayılı kanun konusunda hükümeti ise şu sözlerle uyardı: “İktidarımız bu yıkıcı tabloyu önleyemez, feministlerin önünü almaz ise bunlar önce iktidarı bitirecek, sonra AK Parti’yi bitirecek ve sonrasında da ülkeyi bitirecek. Bu mağduriyetler artık bitirilmeli ve İstanbul Sözleşmesi gibi lanet uygulamaların yıkıcı etkileri bir an önce giderilerek onarılmalıdır.”

AİLE OLMADAN VATAN OLMAZ

Aile hayatını kurtarmak için topyekün mücadele edilmesi gerektiğini söyleyen Murat Köse, “Öncelikle batılı yasalardan kurtulmaktır Biz de bu konuda Sivil Toplum Örgütü  Mağdur Çocuklar Baba Hakları Derneği olarak her daim hükümetimizin yanında yer almaya devam edeceğiz.  Yeter ki aile yapımız korunsun. İstanbul Sözleşmesi uygulamaya konulacağız zaman feminist dernekler alındıysa aile yapımızı kurtarmak için de bizim gibi aile derneklerini muhatap alınması gerekir. Aile mağduriyetleri ele alınmalı ve ikinci yargı paketinin içerisinde başta çocuk haczi, süresiz nafaka, genç evlilikler gibi sorunların giderilmesi adına yasanın meclise sunulması gerekmektedir Derneğimiz olarak yıllardır bu ve bunun gibi aile mağduriyetler ile alakalı çalışmalarımız hızla devam etmektedir Çünkü aile olmadan vatan olmaz” şeklinde konuştu.

“YENİDEN GÖZDEN GEÇİRMEMİZ GEREK”

Önceki günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin genel merkezinde bir grup milletvekiliyle kahvaltılı toplantıda buluştu. Partiye yönelik eleştiri ve görüşleri dinleyen Erdoğan, milletvekillerinin İstanbul Sözleşmesi’ne dair tepkilerini de cevapladı. 3 saat süren toplantıda İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen “Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi” de gündeme geldi. Bazı milletvekilleri son yıllarda evlilik yaşının yükseldiğini, bu durumun doğum oranının düşmesine neden olduğu, nüfusun yaşlandığını belirterek özellikle üniversite öğrencilerine evliliği teşvik edici düzenleme yapılması önerisinde bulundu. Bunun üzerine Erdoğan, bu konuların eski TBMM Başkanları'ndan oluşan Yüksek İstişare Kurulu toplantısında da gündeme geldiğine dikkat çekti. Bu çerçevede, İstanbul Sözleşmesi ile ilgili eleştiriler bulunduğunu anımsatan Erdoğan, “İstanbul Sözleşmesi'ni yeniden gözden geçirmemiz gerek. Onunla ilgili bir çalışma yaptırıyoruz” bilgisini paylaştı.

ADİL OLMAYAN UYGULAMA

Öte yandan İstanbul Sözleşmesi’nin getirdiği uygulamalar sonrasında yürürlüğe giren 6284 sayılı yasanın mağdurları olarak bilinen Süresiz Nafaka Mağdurları Platformu geçtiğimiz aylarda seslerini duyurmak için Ankara’da basın açıklaması yaptılar. Platform sözcüsü Mesut Arabul, Türk Medeni Kanunu'na göre, eski eşe ödenen nafakanın bir sınırının olmadığını belirterek, bu durumun 2 milyon kişiyi mağdur ettiğini öne sürdü. Arabul, "Süresiz hale getirilen yoksulluk nafakası kanununda bir düzenleme olmadığı sürece her gün mağdur sayısı artarak devam edecektir. Nafaka borcunun ne zaman biteceği belirsizdir. Nafakanın iptal koşulları oluşmadığı müddetçe yükümlülük ömür boyu devam eder ve bu nedenle yoksulluk nafakası süresizdir." dedi. Süresiz nafakanın, adil olmadığını öne süren Arabul, kadın erkek ayrımı yapmadan duruma insan odaklı yaklaşan herkesin, ömür boyu ödenen borcun hakkaniyetli olmadığını göreceğini söylemişti.

KADIN CİNAYETLERİNİ ARTTIRDI

İstanbul Sözleşmesine dayandırılarak 2012 yılında yürürlüğe giren 6284 sayılı ‘Aileyi Koruma ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’, kadına yönelik şiddeti azaltmadığı gibi kadın ölümlerini arttırdı. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu tarafından açıklanan verilere göre 2012 yılında 201 kadın öldürülürken, 2018 yılında bu sayı 440’a çıktı. Adalet Bakanlığı verilerine göre ise koruma talep edilen davaların sayısı 2012 yılında 138 bin iken 2017 yılında bu sayının 207 bine yükseldiği görüldü.

BOŞANMALAR ARTTI EVLİLİKLER AZALDI

Boşanma sayısı, 2008 yılında 99 bin 663, 2009 yılında 114 bin 162, 2010 yılında 118 bin 568, 2011'de 120 bin 117, 2012'de 123 bin 325, 2013'te 125 bin 305, 2014'te 130 bin 913, 2015'te 131 bin 830, 2016'da 126 bin 164 düzeyindeydi. Böylelikle 10 yılda boşanan toplam çift sayısı 1 milyon 218 bin 458'e ulaştı.

MEHMET ALİ ELMACI

Editör: TE Bilişim