1994 yılında kurulan Türkiye İmam Hatipliler Vakfı (TİMAV), sadece belli bölge ve şehirlerde değil, tüm Türkiye çapında bu işin sahip ve hizmetkarlığını üstlenmek ve diğer tüm hayırlı hizmetlere imkanları ölçüsünde destek olmakla birlikte, öncelikle ve özellikle mesaisinin büyük bölümünü sadece imam hatipler meselesine hasretmeyi gaye ediniyor. Türkiye İmam Hatipliler Vakfı (TİMAV)’ın çalışmalarını TİMAV Başkanı Abdullah Ecevit Öksüz anlattı.

‘GÜÇLÜ NESİLLERİN YETİŞMESİNE KATKI SAĞLIYORUZ’

TİMAV’ın 1994 yılında kurulduğuna dikkat çeken Başkan Öksüz, “Vakfımız, 1994 yılında imam hatipler liseleri mezun ve mensupları adına imam hatipliliğe gönül vermiş bir grup kardeşimiz tarafından bu büyük camianın hadimi olmak üzere kurulmuştur. İmam hatipli olmanın sadece aynı okulun mensubu olmaktan çok daha fazla anlam ifade ettiğinin farkında olarak hayatiyetini sürdürmektedir. Kuruluşundan bu yana tüm insanlığın barış ve huzuruna destek vererek, dünyada insanlar ile inanç değerleri arasındaki engellerin kaldırılmasına vesile olacak, inançlı insanların ise hangi inançtan olursa olsun özgürce inançlarının gereğini yaşayabildikleri bir dünyaya kavuşmalarına katkı üretecek bir vizyonla projeler üretmekte ve şartların el verdiği ölçüde bu projelerini hayata geçirmektedir. Eğitim sistemimiz ve bu sistem içerisinde din eğitimi, toplumun sosyal değerlerinde ihtiyaç duyduğu gelişimi, imam hatipli profilinin objektif unsurlara dayanan tanınmışlığının artırılması ve bu profilin donanımlarının geliştirilmesi gibi konulara dair bilgi ve düşünce üretmek, gayesinden sapmadan faaliyetlerini sürdüren TİMAV; İmam hatipliliğin; günlük koşuşturmacaların, günlük heveslerin, anlık hazların, çıkar kavgalarının, ikbal hesaplarının ötesinde bir misyonun sancaktarlığı  olduğu, İmam hatipliliğin; gün gelip durun kalabalıklar bu sokak çıkmaz sokak diyebilme ve zalimin zulmüyle hesaplaşma, manevi değerlere el ve dil uzatanlara, insani değerlere sadık kalarak mücadele etme misyonunu gönüllü üstlenmek olduğu, İmam Hatipliliğin; her dönemde ve şartta mazlumun yanında zalimin karşısında olmaya çalışmak olduğu, İmam Hatipliliğin; hakkı hak bilip ona sarılmak, batılı batıl bilip ondan uzaklaşmak ve batıl olan her ne ise onunla mücadeleyi vazife bilmek olduğu, İmam Hatipliliğin; İthal ahlaki değerleri, köksüz medeniyetleri değil; yüksek ahlaki değerleri ve ensar-muhacir kardeşliği örneğini doğurmuş bir medeniyetin temsilcisi olduğu, İmam Hatipliliğin; dünya nimetleri ile ahiret hayatı arasındaki bağı doğru kurabilmek adına hepimiz için büyük birer vesile olduğu, İmam Hatipliliğin; sadece kendi mensuplarının değil, tüm dünya insanlığının huzur ve barışının korunması amacıyla yapılan tüm çalışmaların her zaman gönüllüsü ve en aktif doğal görevlisi bilincinde yaşamak olduğu, İmam Hatipliliğin; İmam hatiplilik veya bu aidiyeti doğuran okulların birer amaç değil, yaratılış gayesine hizmet etmenin iyi ve güzel birer vesilesi olduğu gerçeğinin farkında olarak faaliyetlerini aşk ve heyecanla sürdürmektedir. Türkiye İmam hatipliler Vakfı işte bu aşk ve heyecanla faaliyetlerini sürdürürken; sadece İmam Hatip Lisesi mezunlarının değil inançlarından dolayı birçok engellemelere maruz bırakılan, eğitim öğretim hakkı elinden alınan, hor görülen, küçük düşürülmeye çalışılan hangi ırktan, dinden veya aidiyetten olursa olsun mazlumların sesi olmayı kendisine vazife bilmektedir. Yaratılanı yaratıcısının yüceliğinden aldığı manevi kuvvet ve hoşgörü ile seven ve savunan insanların bir araya geldiği tüm organizasyonları ve insanları Hz. Adem (a.s.)’dan gelen kardeşleri gören Türkiye İmam Hatipliler Vakfı olarak, dünü bu günle, bu günü yarınla güçlü bağlarla örerek gelecek nesillerimizin hayatında daha güçlü bir organizasyon olarak var olmayı Allahtan niyaz ediyoruz” ifadelerini kullandı.

İMAM HATİPLİK DAVASI, ÜLKEMİZDE YARIM ASRA DAYANIYOR

İmam Hatiplik davasının  ülkemizde yarım asra dayanan mazisi ile insanımızın gönlüne taht kurmuş müstesna bir vakıa olduğuna dikkat çeken Öksüz, “Türkiye İmam Hatipliler Vakfı(TİMAV) , 1994 yılında Konya’da kurulurken, sadece belli bölge ve şehirlerde değil, tüm Türkiye çapında bu isin sahip ve hizmetkarlığını üstlenmek ve diğer tüm hayırlı hizmetlere imkanları ölçüsünde destek olmakla birlikte, öncelikle ve özellikle mesaisinin büyük bölümünü sadece imam hatipler meselesine hasretmeyi gaye edinmiştir. İsim olarak da bu camianın adini serlevha yaparak ortaya çıkmış ve çok geniş ve uzun süren istişareler sonucu kurulmuştur. Burada altını çizerek sunu özellikle belirtmeliyim ki; TIMAV, hiçbir vakıf ve derneğin alternatifi değil, tam aksine bu yolda mesai sarf eden tüm kuruluşlarımızla her an işbirliği ve dayanışmaya hazır bir otağ durumundadır. İmam Hatip mezunları, mensupları ve muhiplerinin birbiriyle tanışması, kaynaşması, dayanışması ve ayni konularda ayni sesi ve düşünceyi dile getirmesini sağlamak, yegane amacımızdır.İmam Hatip Liselerini, tüm ilçe ve kasabalarımıza kadar yaygınlaştırmak, binası yapılıp da açılmayanların açılmasını temin etmek, mensuplarının önüne çıkarılan engelleri davamıza zarar vermeyecek şekilde bertaraf etmek için, ülke çapında lobi faaliyeti yürütmek üzere bilimsel, hukuki ve kanuni prosedür çerçevesinde çalışmak, temel prensibimizdir.İmam Hatiplik davası, ülkemizde yarım asra dayanan mazisi ile insanımızın gönlüne taht kurmuş müstesna bir vakıadır. Mezunları, mensupları, şu anki öğrenci, öğretmen, idareci ve velileri ile sahip olduğumuz nüfus içerisinde en geniş tabanlı bir ortak payda, kahir ekseriyetin kendini tecrit edemeyeceği, ilgisiz kalamayacağı bir büyük idealdir. Yarım asırlık geçmişten bugüne kadar uğrunda pek çok mücadeleler verilmiş, pek çok badireler atlatılmış sevinçler, hüzünler umutlar, beklentiler, başarılar, meşakkatlerle, bugünlere gelinmiştir. Bugün geldiğimiz noktaya şöyle bir bakıp kendi kendimizi değerlendirdiğimizde, memleketimizin siyaset, bilim, kültür, eğitim, diyanet, sanayi ve ticaretinde yani kısacası hayatın her safhasında İmam Hatip neslinin bulundukları yere mührünü vurduğunu, ahlak, dürüstlük, başarı, insanlık ve fazilette örnek gösterilebilecek bir konumda olduğunu görürüz. Bizi tanımamaktan ileri gelen cehalet veya hasetlikten ötürü kaynaklanan çok az bir zümreyi saymazsak, bu durum milletçe hepimizin göğsünü kabartan bir övünç vesilesidir” şeklinde konuştu.

‘YENİ PROJELER ÜZERİNDE ÇALIŞMALARIMIZ DEVAM EDİYOR’

TİMAV olarak eğitim kültür ve sosyal konulardaki etkinliklere de ağrılık verdiklerine de dikkat çeken Öksüz, “TİMAV olarak 6 yıldan bu yana Uluslararası Dini Araştırmalar ve Küresel Barış Sempozyumunu düzenliyoruz. Bu sempozyumun birincisini Konya’da gerçekleştirdik. İkincisini Bosna Hersek’te Saraybosna’da  gerçekleştirdik. Üçüncüsünü İspanya’da Endülüs bölgesinde gerçekleştirdik. Dördüncüsünü Kazakistan’da Ahmet Yesevi’nin memleketinde gerçekleştirdik. Beşincisini medeniyetlerin buluştuğu şehir olan Mardin’de gerçekleştirdik. Altıncısı ile ilgili de çalışmalarımız devam ediyor. Sempozyumun önemli bir akademik bir faaliyet olduğu, özellikle sempozyumun bilgi ve düşünce gelişimine büyük katkılar olduğunu düşünüyoruz. Farklı temalar ile bu organizasyonu gerçekleştiriyoruz. Belirtilen tema üzerinden sempozyumumuza dünya’nın ve Türkiye’den çok sayıda akademisyen katılıyor.   Sempozyumlarla beraber Eğitimde Kalite Çalıştayları serisi başlattık.  İmam Hatipler de eğitim kalitesini yükseltmek, din eğitimi ve dil eğitimin artırılmasına yönelik çeşitli çalışmalar yaptık. Konunun uzmanları ile çeşitli çalıştaylar yaptık.  ‘Geleceğin Yazarları Buluşuyor’ projesi ile okuyan gençlere yazarlık eğitimleri veriyoruz. İlim ve Hikmet Araştırma Merkezi (İLHAM) Projemizi önemsiyoruz. Burada da farklı farklı alanlarda üniversite öğrencilerimize okumalar, dersler yapıyoruz. İLHAM kendi başına bir üniversite. İLHAM olarak yıllık ortalama bin öğrenciye eğitimler veriyoruz. Yine İLHAM bünyesinde İslam Düşünce Okulu projemiz devam ediyor. Yönetim Kurulu Üyelerimiz ile yeni projeler üzerine çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.

MUHAMMED ESAD ÇAĞLA

Editör: TE Bilişim