2017-2018 Eğitim-öğretim yılının tamamlanmasıyla birlikte öğrencilerin yaklaşık 3 aylık tatil süreci başlamış oldu. Öğrenciler bir taraftan eğitim-öğretim dönemi boyunca yaşadıkları yorgunluğu, stresi tatilde atmaya çalışırken diğer yandan tatili farklı bilgiler öğrenerek değerlendirebilecek. Bunun için de en büyük fırsat Kur’an Kursları. Her yıl olduğu gibi Diyanet İşleri Başkanlığı bu yıl da çocukların yaz dönemini en iyi şekilde değerlendirmek amacıyla yaz Kur’an Kurslarını hizmete açtı. 2 dönem şeklinde toplamda 8 hafta sürecek olan Kur’an Kursları ile çocuklar temel dini bilgileri öğrenebilecek. Bu yıl “Vatan Sevgisi” temasıyla açılan Kur’an Kursları ile çocukların dine, vatana ve millete olan aidiyetlerini kavramaları sağlanacak. Bunun dışında kitap okuma ve spor gibi faaliyetlerle de çocuklar sıkılmadan din eğitimine devam edebilecek. Geçen yıl Konya’da 31 ilçede toplamda 296 bin 934 çocuğun eğitim aldığı Kur’an Kurslarında bu yıl bu rakamın daha da üstüne çıkılması hedefleniyor. 

TALEBE GÖRE HİZMET 

Kur’an Kursları ile ilgili bilgi veren İl Müftü Yardımcısı Betül Şimşek Öztürk, 25 Haziran’da başlayan Kur’an Kurslarının bu yıl 2 dönem şeklinde 8 hafta süreceğini söyledi. “İlk dönem 25 Haziran-20 Temmuz, 2. dönem ise 23 Temmuz-17 Ağustos tarihleri arasında icra edilecek” diyen Öztürk, yaz kursları ile ilgili olarak şunları söyledi, “Sınıflarımızı oluştururken yaş farkları ve bilgi seviyelerini gözönünde bulunduruyoruz İstek olması halinde öğleden sonra kurs açabiliyoruz. Yine talep olması halinde 4-6 yaş gurupları için de kurslar açabiliyoruz. Mevsimlik işçilerimizin çocukları için de kurs açıyoruz. İşitme engelli yavrularımız var, onların velilerinin talepleri olursa, onları da uygun bir mekanda toplamak suretiyle yaz kursu hizmeti sunuyoruz.” 

ŞUURLU GELECEK YETİŞİYOR 

Yaz Kur’an Kurslarının önemine değinen Öztürk, çocuklara verilen din eğitiminin geleceğe yönelik atılan önemli bir tohum olduğuna dikkat çekti. Bunun için Diyanet İşleri Başkanlığı’nın birçok faaliyet yürüttüğünü ancak Kur’an Kurslarına ayrı bir önem verdiğinin altını çizen Öztürk, “Çünkü diğer faaliyetleriniz bugünü inşa etmeye yönelikse, yaz Kur’ân Kursları dinimiz öğretildiği için aynı zamanda Allah Resulünü ve Allah’ı tanıtma imkanı verdiği için biz yaz Kur’an kurslarını önemsiyoruz. Din eğitimi doğru verildiği zaman çocuklarımızı ve gençlerimizi fıtrata uygun olarak yetiştirdiğimiz zaman hayatın her alanında başarılı olacaklardır. Biz buna inanıyoruz. Bu topraklarda asgari seviyede din hizmeti almış olan her çocuk kendisini dinine, vatanına ve milletine ait hissedecektir. Bu anlamda yaz Kur’an Kursları asgari seviyede din hizmeti vermektedir. Bu nedenle de çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Tarihimize, kültürümüze, medeniyetimize ait olma şuurunu yaz Kur’an kurslarında veriyoruz” ifadelerini kullandı. 

FARKLI PROJELER DE UYGULANIYOR 

Kur’an Kurslarında din eğitimi verilirken farklı projelerle de bu eğitimleri çeşitlendirdiklerine dikkat çeken Öztürk, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile yapılan protokolü hatırlattı. Yapılan protokol gereği Kur’an kurslarına gelen çocukların spor faaliyetlerine katılabildiklerini dile getiren Öztürk, şu bilgileri verdi, “Kur’an Kursu öğreticilerimizin talepleri doğrultusunda öğleden sonra spor faaliyetlerini bu protokol çerçevesinde gerçekleştiriyoruz. Tüm kurslar için geçerlidir bu hizmet. Her yıl bir temamız var. Bu yıl ki temamız ‘Vatan Sevgisi.” Çocuklarımızın vatan sevgisinin aidiyetini kavramaları için bu yıl temamızı bu şekilde oluşturduk. Bununla ilgili şiir, kompozisyon, bilgi yarışması gibi etkinlik serileri var. Bu etkinlikler kurs süresince devam edecek. Ayrıca 15 Temmuz 2016’da gerçekleştirilen hain FETÖ darbe girişimi sırasında canını feda eden şehitlerimizi de geçen yıl anma programları yapıyorduk. Bu yıl da bu programlar devam edecek. “8 Hafta 8 kitap” şeklinde bir etkinliğimiz daha olacak. Diyanet İşleri Başkanlığı’mızın çocuk yayınlarından tercih edilecek 8 kitabı 8 haftada çocuklarımıza okutacaklar.”

AKTİVİTELERLE CANLILIK SAĞLANDI 

Kur’an Kurslarında uygulanan bu projelerin öğrencilerin sıkılmadan eğitim görmelerini sağlaması ve Kur’an kurslarına gelen öğrencilerin artması noktasında büyük katkılarının olmasına dikkat çeken Öztürk, “Her sene bir önceki seneden daha fazla öğrenciye ulaşıyoruz. Konya Büyükşehir Belediyesi ile birlikte yürüttüğümüz Güle Oynaya Camiye Gel projesi var. 40 gün sabah namazına gelen çocuklarımıza bisiklet hediyesi olacak. Bu durum bir heyecan oluşturmaktır. 40 gün aslında o davranışı bir alışkanlığa dönüştürme yönünde teşvik. Çocuklarımız bir kez sabah namazında uyanma gibi bir alışkanlığı kazanabilecek, abdest alma alışkanlığı kazanabilecek, babasıyla-dedesiyle bir büyüğüyle camiye gitmesine vesile olacak. Ayrıca büyüklerin de çocukların motivasyonu ile camiye gitmeleri noktasında bir kazanım olacak. Camilerimizin yaş ortalamasının da düşmesi söz konusu olacak. Sportif faaliyetler, piknikler ve diğer kültürel aktivitelerle birlikte bir canlılık kazandırdığımızı düşünüyorum” değerlendirmesi yaptı. 

ÖNEMLİ BİR ÇAĞRI!

Anne-babalara, Kur’an kursu öğreticilerine ve cami cemaatlerine önemli bir çağrıda bulunan Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü, “Anne ve babalara şöyle sesleniyorum; Her şeyden önce biz çocuklarımıza gereken değeri vermezsek milletçe önümüzü görmemiz mümkün değil. Ama değer verirken de ilk şu noktadan hareket etmek gerekir; Onları en değerli varlıkolarak bize lütfeden Yüce Rabbi ile çocuklarımızı tanıştırmak öncelikli görevimiz arasında. Anne-babalara çağrım, çocuklarımızı yaz Kur’an Kurslarına göndersinler, çocuklarımız Rableri ile tanışsın ve Allah’ın Resulünün hayatlarında nerede yer alacağı ile ilgili de bilgi sahibi olsunlar. İkinci çağrımız hocalarımıza ve öğretmenlerimize. Bu iki ay boyunca kendimizi çocuklarımıza adayalım.Çocuklarımıza Allah’ın Kitabı ve Resulünün hayatını en güzel şekilde öğretelim. Güler yüzlü ve örnek olma noktasında dikkat edelim Peygamber Efendimiz en güzel örnekti. Bizler de çocuklarımıza en güzel örnek olmak için gayret gösterelim. Elifi öğretirken elif gibi dosdoğru olalım. Üçüncü çağrım da cami cemaatine. Çocuklarımızla aynı alanı paylaşan büyüklerimizden istirhamım, çocuklarımızın seslerinin camilerde yankılanmasını Allah’ı zikretmenin birer neticesi olarak görmeleri gerekir. Yıllarca çocuklarımızı camilere getirmenin, çocuklarımızın seslerinin camilerde yankılanmasının hasretini yaşamışsak ve bu hasret sona ermişse eğer bunu bir yük olarak görmeden, Allah’a şükür vesilesi sayarak çocuklarımızı daha çok camiye davet etmeliyiz diye düşünüyorum.”

ABDULLAH AKİF SOLAK 

Editör: TE Bilişim