Selçuklu Otizmli Bireyler Eğitim Vakfı, yüzlerce otizmli bireyin hayata kazandırılması için var gücü ile çalışıyor. SOBE’de eğitim alan bireylerden Eymen, şu an 4 yaşında. Minik birey, 8 aylıkken beyin ameliyatı geçirdi ve bu ameliyat Eymen’in otizmli olduğunun fark edilmesini geciktirdi. 2 yaşında eğitim almaya başlayan ve SOBE’den sonra gelişim gösteren Eymen, kendi özel ihtiyaçlarını gidermeye başladı. Eymen’in annesi, yaşadıklarını süreci Konya Yenigün Gazetesi’ne anlattı.

BAŞIMIZA NELER GELECEĞİNİ BİLMİYORDUK

4 yaşındaki Eymen’in annesinin açıklamaları şu şekilde: “Eymen 25 günlükken biz başında bir sertlik hissettik. Beyin cerrahına gittik ve Eymen’in daha 25 günlükken bıngıldağının erken kapandığını öğrendik. Ameliyat olması gerekiyordu. Çünkü kafası farklı şekilde büyüyordu, alnı öne doğruydu. Çok ağlayan bir bebek olduğu için ameliyatı sürekli ertelendi ve 8 aylıkken ancak beyin ameliyatı olabildi. Biz ameliyatı bir an önce olsun da iyileşsin diye bekliyorduk. Tabi daha başımıza neler geleceğini bilmiyorduk…

HER ŞEYİ AMELİYATA BAĞLADIK

Ameliyattan sonraki günler çok sıkıntılı geçti bizim için, çünkü beyin kanaması riski vardı. Sürekli korumamız gerekiyordu. Hepimiz çok dikkat ettik. Çok korudum, daha doğrusu koruduğumu zannediyordum. Ağlamasın ve hareket edip beynine zarar gelmesin diye televizyonun karşısına oturtuyordum. Ama otizmli çocuklarda televizyon izlemek biraz sıkıntılı. Biz otizmli olduğunu bilmiyorduk tabi. Şimdi öyle yaptığım için kendimi suçluyorum. Oturması, yürümesi, tepki vermesi çok uzun sürdü. Biz bunu ameliyattan kaynaklığı olduğunu sanıyorduk. Eymen’den büyük bir çocuğumuz daha var, ondan tecrübeli olduğumuz için her şeyin geç olduğunun farkındaydık ama ameliyata bağladık.

OTİZMİN NE OLDUĞUNU BİLMİYORDUK

Ama sonra bir şeylerin farklı olduğunu anladık. Parmak uçlarında yürüyordu, bir odada kendi halinde kalmayı seviyordu, ismine bakmıyordu. Ve biz psikiyatriye gittik, ilk başta orada da doktorlar beyin ameliyatından kaynaklı gerileme olduğunu düşündü ve incelemeye aldılar. Uzun süre anne – baba dedirtmeye çalıştık. En sonunda otizmli olduğu anlaşıldı ve tanı koyuldu. Her şey yoluna girecek derken otizmli olduğunu öğrendik. Otizmin ne olduğunu bile bilmiyorduk biz. Doktorların otizmli demesine rağmen biz inanamadık, zamanla geçecek diye düşündük. Kabullenemedik. 

SÜREKLİ AĞLAYAN BİR ÇOCUKTU

Eymen 2 yaşındayken teşhis konuldu. Burası (SOBE) daha açılmamıştı. Ankara’yı tavsiye ettiler. Oradaki eğitim kurumları ile görüştük, haftada bir kez Ankara’ya gidip gelmeye başladık. Ama biz hala otizmi konduramıyorduk çocuğumuza, birkaç kez gidip gelince geçecek sanıyorduk. Tren yolculuklarımız çok zor geçiyordu, sürekli ağlayan bir çocuktu Eymen. Ankara’ya gittiğimizde de 2 saatlik dersler çok verimli olmadı, çünkü ağlama sorunu devam etti. Bu süreç 8 ay devam etti. 

ANLADIK Kİ GİDECEK ÇOK YOLUMUZ VAR

SOBE açılmadığı için biz Konya’da başka bir kuruma gittik. İlk başlarda birkaç derste geçer demiştik ama hiçbir ilerleme kaydedemedik. Eymen halkayı bile çubuğa geçiremiyordu. Durum böyle olunca umutsuzluğa kapıldık. Konya’daki kurumda da birkaç ay eğitim aldık ama ilerleme olmadı. Sonra çok şükür ki SOBE açıldı. SOBE’de aldığı eğitimlerden sonra ilerleme yaşadık. Hatta biz buradaki çocuklarla kıyasladığımız için iyi görmüştük Eymen’i ama kreşe yazdırdık. Orada diğer çocuklarla farkı görünce büyük bir yıkım yaşadım, anladık ki daha gidecek çok yolumuz var…

YENİ DÜNYAYA GELMİŞ GİBİ

İlk başlarla bizimle zaten hiçbir iletişimi yoktu Eymen’in. Halen anne – babayı çok ayırt edemiyor. Abisi var onunla oynaması çok zor. Oynasalar bile çok kısa bir süre oluyor bu. Oyuncaklarla oynayan bir çocuk değil. Sürekli mutsuzluk ve huzursuzluk var üzerinde. Eymen renkli şişeleri çok seviyordu. Onun karşısına yatar saatlerce bakardı. Bunu yapınca biz durumu fark ettik, izin vermemeye başladık. Eymen’i bir yere bıraksam, saatler sonra gitsem yine aynı yerde olurdu. Bir dönem kitaplara çok bakıyordu, sayfaları karıştırıyordu. O resimlerde, yazılarda ne görüyor bilmiyorum ama saatlerce bakabilirdi. Evde bize katılmazdı kendi halindeydi. Açlığını susuzluğunu belli edemiyordu. Ağlamasından, davranış şekillerinden anlıyoruz artık. Beni çok seviyor, bunu anlayabiliyoruz. Öpmeye çalışıyor. Aldığı eğitimlerden sonra sevgisini daha fazla göstermeye başladı. Farkındalığı arttı, 4 yaşında ama dünyaya yeni gelmiş gibi. 

BİR ŞEYLERİ BAŞACAĞIZ SANIRIM

Tabi sosyalleşme sorunu da var. Diğer çocuklarla birlikte oynayamıyor. Hatta onlar oynadığı zaman onların oyunlarını bozuyor. Kreşe ilk yazdırdığımızda oraya hiç girmek istemiyordu. Çok ses vardı, onlardan rahatsız oluyordu. Bunları zamanla aştık ama şimdi içeri girebiliyor, kimseyle oynamasa bile diğer çocukları da rahatsız etmiyor. Ben zaten gölgesi gibi sürekli yanındayım. Beyin kanama riski halen var birkaç sene daha sürekli yanında olmak zorundayım. Ağlamıyor, kendi halinde oynamaya başladı. Kuralları öğreniyor yavaş yavaş. Ve önemlisi aldığı eğitimlerden sonra yemek yemeyi öğrendi, kreşte kendisi yemek yiyor, evde de kendisi yemek istiyor. Son iki üç aydır bizim de içimizde bir mutluluk var, artık daha umutluyuz. Bir şeyleri başaracağız sanırım. Evde hep yanımda olsun ama en azından kendi özel ihtiyaçlarını giderebilsin. 

DEDİKLERİMİZİ YAPMAYA BAŞLADI

Benim oturduğum binada bir komşumun çocuğu vardı o da otizmli. İkimizin de SOBE’den haberi vardı. Evimiz de çok yakın olduğu için sürekli olarak biz buraya gelip ne zaman açılacak diyerek bakıyorduk. Sonunda açıldı ve biz de burada eğitimlere başladık. SOBE’de eğitim almamızdan itibaren Eymen’de sürekli bir gelişim oldu. Bünyamin Hoca sağ olsun, nasıl bir eğitim alması gerektiğini çözdü. Herkes farklı farklı eğitim alıyor burada. Şu an her şey çok güzel, şükür. Verilen dersleri öğreniyoruz ve başka bir derse geçiyoruz. Ben ilk başta çok umutsuzdum, Eymen burada açılmaya başladı. Bu bizi de mutlu ediyor. Buraya ücretli gelmemiz mümkün değil. Bize burs olanağı sağlandı, haftanın 5 günü eğitim alabiliyoruz. Mesela bizim için alkış yapmak imkansız bir şeydi, Eymen burada 1 ay içinde hepsini öğrendi. Eşleşmeler yapıyor, bizi anlayabiliyor. Dediklerimiz yapmaya başladı artık. 

BÜYÜK OĞLUMU BİLE ETKİLEMİŞİM

Şu an biz kreşte kaynaştırma öğrencisi olarak eğitim alıyoruz. Eğitimlerimiz bu şekilde güzel devam ederse, ilkokulda da kaynaştırma öğrencisi olarak eğitim alması için uğraşıyoruz. Yoğun eğitim alarak devam ediyoruz şimdilik. Ben burada yaşı büyük olan otizmli bireylerin eğitim aldığını gördüm, bu beni çok etkiledi. Psikolojik olarak yıprandım. Sürekli olarak bize bir şey olursa bu çocuklara kim bakacak diye düşünmeye başladım. Evdeki büyük oğlumu bile etkilemişim böyle düşünerek. O bir gün geldi bana, ‘Anne ben büyünce kardeşime bakacağım’ dedi. Bu çok etkiledi beni ve aynı zamanda üzüldüm, onun da kafasına takmasında etkili olduğum için. Ama insan göre göre alışıyor. Eymen’in eğitimleri böyle devam ederse, ilkokula kaynaştırma sınıfına gidebilecek. 

VİCDANIM SIZLIYOR

Eymen’i iki okula da ben götürüyorum. Babası çalıştığı için çok fazla ilgilenemiyor. Tek başıma savaşıyorum biraz da. Eymen’in okullarda aldığı eğitimlerin evde tekrarlanması gerekiyor. Onları yapıyoruz. Böyle olunca diğer çocuğumuza çok vakit ayıramıyoruz, onu biraz ihmal ettik. Bu da üzüyor bizi. Eskiden derslerini beraber yapardık, şimdi kendisi yapıyor. Tabi ki ona da ilgi göstermemiz gerekiyor. Vicdanım sızlıyor bu konuda. Eymen’in durumunu bilmeden önce çok hırslıydım, büyük oğlumun en iyi yerlere gelmesi için ders çalıştırıyordum sürekli. Ama Eymen böyle olunca anladık ki öyle olmasının bir önemi yokmuş. Sağlıklı olması bizim için yeterli. Çok olgun bir çocuk, bana çok yardımcı oluyor. Buna şükrediyoruz. 

BURADA SADECE ÇOCUKLARIMIZI DÜŞÜNÜYORLAR

SOBE’ye de değinmek gerekirse; Onlardan Allah razı olsun. Ben bu eğitimi hiçbir şekilde alamazdım. Maddi olarak öyle bir imkanımız yok. İlk başlarda bunu bize anlattıklarında çok sevinmiştim. Biz ilk başta haftada 3 gün geliyorduk, o bile bizim için çok iyiydi. Sonra Fatma Hanım çağırdı, haftada 5 gün geleceğimizi söyledi, çok mutlu olmuştum. Tabi buraya belediyemizin de çok faydası var. Burada sadece aileleri ve çocukları düşünüyorlar, maddi bakmıyorlar olaya. Özel kurumlar ticari olarak baktıkları için çok da faydası olmuyor. Burada öğretmenler, müdürler, çalışanlar herkes çocukları düşünüyor. Allah razı olsun onlardan. 

Editör: TE Bilişim