Güven Arabuluculuk Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yavaş, yönetim kurulu üyeleriyle birlikte Konya Yenigün Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Arslan’ı ziyaret etti.

Ziyarette, arabuluculuk ve uzlaştırmacılık sisteminin ayrıntılarını anlatan Güven Arabuluculuk Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yavaş, bu sistem sayesinde özellikle maddi anlamda ihtilafa düşülen konularda hızlı bir çözüm yolu bulunduğunu, bununla da kalmayıp tarafların masadan helalleşerek ayrılmalarının sağlandığını söyledi.

UZLAŞTIRMACILIK İLE ARABULUCULUK AYNI DEĞİL

Hukuk sistemine yeni dahil olan uzlaştırmacı ve arabulucu terimlerinin ne manaya geldiğini ve birbirinden ayrılan yönlerini anlatan Mehmet Yavaş, “Uzlaştırıcık ile arabuluculuk birbirinden farklıdır. Uzlaştırmacılar için bir eğitim veriliyor, bu eğitimi alanlar uzlaştırmacı kabul ediliyor. Arabuluculuk tamamen özel hukuka ilişkin bir sistemdir. Arabuluculukta kesinlikle hukuk fakültesi mezuniyeti şartı var. İktisat, işletme, kamu yönetimi mezunları da uzlaştırıcı olabiliyor ama arabulucu olamıyor. İkinci şart en az 5 yıllık meslek tecrübesinin olması gerekiyor. Sonrasında vasıfları taşıyan belli üniversitelerde 5 yıllık tecrübeye haiz hukukçu eğitim alıyor. Sonrasında bakanlığın belli periyodlarla açtığı sınava giriyor. Sınavdan 70 ve üzerinde not alan başarılı sayılıyor. Fakat başvurusu sayısı çok fazla olduğu için sınırlı sayıda arabulucu alınıyor. Türkiye genelinde 5 bin kişi alındı. 5 bininci kişinin puanı 91 olduğu için bundan daha aşağıda alan sınavı geçememiş sayıldı. Bu sınavı da geçmiş olanlar arabuluculuk sistemine dahil olmuş oluyor. Konya’da 176 arabulucu var” dedi.

İHTİLAFLI KONULARA EN HIZLI ÇÖZÜMÜ SUNUYOR

Arabuluculuk sistemini ayrıntılarını aktaran Mehmet Yavaş, “Ayeti kerimede de var aslında arabuluculuk. ‘Eşler arasında bir sıkıntı varsa aileden bir hakem tayin edin’ deniliyor. Aslında arabuluculuk, bu ayetin özel hukuka indirgenmiş karşılığıdır. Yani iki insan herhangi bir konuda ihtilafa düştüğü zaman mahkemeye gitmeden arabulucuya giderek tarafsız ve objektif bir şekilde bu ihtilaflı konunun çözüme kavuşmasını sağlayabilir.

Arabulucu hakim değil, yargılama yapmıyor, hakem değil karar vermiyor. Karşılıklı iki insanı konuşturarak anlaşma noktasında teşvikte bulunuyor. Bir taraf diyor hak talep ediyor, öteki taraf o hakkı verdiğini iddia ediyor vesaire. Biz illa ki ortayı bulacağız diye uğraşmıyoruz. Anlaşmanın güzelliğini anlatıyoruz. Mahkeme sürecinin nasıl işleyeceğini de anlatıyoruz. Bu sürecin zorluklarını maddi ve manevi kayıplara yol açacağını anlatıyoruz. Yine mahkemeden sonra o iki insanın belki de yüz yüze geldikleri zaman birbirilerine düşmanca bakabileceklerini anlatıyoruz. Diğer yandan aslolanın helalleşmek olduğunu söylüyoruz. Gönül rızası ile, alanın da verenin de memnun olduğu bir yapı oluşturmaya çalışıyoruz.

Arabulucu tutanağı hukuk nezdinde yargıtaydan geçmiş ve karar niteliğinde bir ilam yerine geçmiş oluyor. Biz anlaştırdığımız zaman bu mahkeme kararı yerine geçiyor. Bir daha bu konuda ihtilaf yaşanmıyor, mahkemeye gidilse bile hakim davayı reddediyor.

Diğer yandan yargının iş yükü çok fazla. Bugün Türkiye’de davalar en hızlı 1 yıl içinde bitiyor. Bunun itirazları istinafı vesaire devreye girince konu 5 yıla kadar uzayabiliyor. Şimdi biz anlaştırdığımız zaman problem hızlı bir şekilde çözülmüş oluyor. Diğer yandan yargının üzerindeki iş yükü hafifliyor” diye konuştu.

YARGININ YÜKÜNÜ ARABULUCULAR OMUZLADI

“2017 yılında Türkiye’de 377 bin işçi işveren davası olmuş. 2018 yılının başında işçi ve işverenlerin mahkemeye gitmeden arabulucuya gitmesi zorunlu hale getirildi” diyen Güven Arabuluculuk Hizmetleri Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yavaş, “Bu davaların sayısı 98 bine kadar düştü. Yüzde 70’in üzerinde düşüş oldu dosya sayısında. Bu büyük yük ortadan kalktığı gibi, insanlar anlaşarak kısa bir süre içerisinde problemi çözmüş oluyor. Husumete mahal veren bir durum da söz konusu olmamış oluyor. Barışçıl bir şekilde, helalleşerek sorun nihayete ermiş oluyor. Bu manada arabuluculuk, uzlaştırıcı bir kültüre de vesile oluyor.

2019 yılı itibariyle ticari davalar da zorunlu hale getirildi. Burada kanun diyor ki, önce arabulucuya git. Orada karşılıklı görüş, konuş. Mümkünse arabulucu sizi anlaştırsın. Olmadı, anlaşamama tutanağını da al ve davanı buna göre aç. Aksi halde davaya bakılmıyor. Buna zorunlu diyoruz. Bunun haricinde kişinin özel tasarrufta bulunabileceği maddi bütün haklarına yönelik olarak arabulucuya gidilebiliyor.

Zorunluluktan dolayı iş davaları ve ticari davalar daha çok geliyor. İşçi, fazla mesai, kıdem tazminatı, maaşını alamayanlar gibi konular söz konusu. Diğer yandan ticari olarak da ortakların ayrılması ve benzeri konularda çözüm için arabulucuya başvurular yapılıyor” ifadelerini kullandı.

VATANDAŞ ARABULUCUYA NASIL ULAŞACAK?

Vatandaşın arabulucuya ulaşması için kendi tanıdığı herhangi bir arabulucuya gidebileceğini, bunan yanında Adliye’den de yönlendirilebileceğini söyleyen Mehmet Yavaş, “Bir tanıdık vasıtasıyla ihtilaflı olunan konunun tarafları biraraya getirilebiliyor. Bir de Adliye’de arabuluculuk komisyonu var. Tanıdığı hiçbir arabulucu olmadığı durumda Adliye’ye gidip bu büroya başvuru yapıyor. Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Daire Başkanlığı buraya ulaşan dosyaları sistem üzerinden arabuluculara gönderiyor. Burada bir puanlama sistemi var. Bütün arabuluculara eşit bir şekilde devlet görevi sistem üzerinden dağıtıyor.

İnsanların yüzyüze bakarak, toplum içinde barışçıl bir hayat sürmesi ve en önemlisi de inancımız gereği kul hakkıyla gitmemek ve helalleşmek için, aralarındaki meseleleri çözmek isteyen insanların mutlaka mahkemelerden önce arabuluculuğu tercih etmelerini öneririm. Biz aslolanın helalleşmek olduğunu söylüyoruz, öbür tarafa da hesap kalmasın diye burada helalleştirerek masadan tarafları kaldırmaya çalışıyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.

RASİM ATALAY

Editör: TE Bilişim