Konya’nın merkez ve en büyük ilçelerinden biri olan Karatay’da önemli bir tarımsal faaliyet yürütülüyor. Bu faaliyetler yürütülürken çiftçinin en büyük destekçilerinden biri de Karatay Ziraat Odası oluyor. Karatay Ziraat Odası yaptığı çalışmalarla çiftçilerin yanında yer alıyor. Çiftçilerin sorunlarını dinleyen ve çözmek için büyük gayret gösteren Karatay Ziraat Odası, bununla da kalmayıp çiftçilere zirai danışmanlık yapıyor, ekipman desteğinde bulunuyor.

ÖNEMLİ ÇALIŞMALAR YÜRÜTÜLÜYOR

Yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi veren Karatay Ziraat Odası Başkanı Rıfat Kavuneker, oda olarak önemli çalışmalar yürüttüklerini söyledi. Yaptıkları çalışmaların detaylarını paylaşan Kavuneker, şunları kaydetti, “Konya merkezde 3 tane ziraat odası var Konya genelinde de 25 ziraat odası var. Biz Karatay Ziraat Odası olarak, önemli çalışmalar yürütüyoruz. Göreve geldiğimizde ilk yaptığımız iş odaya Ziraat Mühendisi olan Tarım Danışmanlığı başvurusu yaptık. Böylece odamıza 2 tane tarım danışmanı kazandırdık. Böylece çiftçilerimize whatsapp hattı kurduk ve ürünleriyle alakalı herhangi bir sıkıntıda buraya fotoğraflarını atarlar, ziraat mühendislerimiz bu fotoğraflara bakarak teşhis koyarlar, çiftçiyi ona göre yönlendirirler. Fotoğraftan anlaşılmayan bir şeyse sahaya giderler o şekilde çözerler. Bizi aşan bir durum olursa da İl ve İlçe Tarı Müdürlükleri ile üniversitelerden destek alırlar. O hastalığın ilerlemesini engellerler, tedavisini sağlamış olurlar. Onun haricinde tarım danışmanlarımız çiftçilerin sıkıntılarını dinlerler, çözüm ararlar. Ayrıca biz çiftçinin elinin boş zamanları olan kış günlerinde, Tarım Müdürlüğümüz, üniversitelerimizdeki hocalarımızla birlikte Karatay’a bağlı mahalleri gezeriz. Hangi mahalleye gideceksek, önce o mahallenin muhtarını veya Ziraat Odası delegesini ararız, bölgedeki sorunları öğreniriz. Bu sorunlara göre de üniversiteden alanına göre hocalarımızı oraya götürürüz. Orada hocalarımız çiftçinin nasıl ekeceğini, nasıl dikeceğini, nasıl yetiştireceğini, hangi ilacı kullanacağını anlatır. Çiftçinin yaşadığı sorunlara böylece bir çözüm getiririz. Her yıl kış aylarında her mahallemizi dolaşıyoruz. Zaman zaman milletvekillerimizi de ziyaretlerimize dahil ederek, çiftçimizin sorunlarını Meclis’e taşımış oluyoruz. Bunun dışında, çiftçimizin teknolojiyle tanışmasını sağlıyoruz. Tarım İl ve İlçe Müdürlükleri, KOP ile istişarelerde bulunarak yeni çıkan makinelerle deneme çalışmaları yapıyoruz. Ayrıca kinoa, kanola gibi yeni ürünlerle çiftçimizi tanıştırıyoruz. Burada çiftçimizin toprağının analizini yaparak, toprağın verimini ölçüyor çiftçiye fayda sağlıyoruz. Çiftçimizin ihtiyacı olan ancak birkaç gün kullanıp da makine parkurunda bekleteceği tarım aletlerini biz alıyoruz. Bunu yaparken bazen KOP’tan, MEVKA’dan, Tarım İl Müdürlüğü’müzden, Büyükşehir Belediyesi’nden destek alıyoruz. Şuana kadar tarım makinesiyle ilgili yaklaşık 10 milyonluk yatırım yaptık. 17 tane selektör, 16 tane katı gübre atma makinesi, 20’ye yakın kükürt mibzeri, holderler, pnömatik, anıza direk ekim gibi birsürü makinemiz var sahada. Çiftçimizin emrine veriyoruz, muhtarlar delegelerimiz düzenlemesini sağlayarak sırayla çiftçimizin kullanımına sunuyor. Bu hizmetimiz de çiftçiden büyük takdir görüyor.”

TARSİM’E ÖNEM VERMEK GEREKİYOR

Başkan Kavuneker, tarım sektöründeki sıkıntıları da değerlendirdi. Tarım sigortası konusunun önemine vurgu yapan Kavuneker, “TARSİM’i önemsiyoruz. Bu konuda birçok çalışma yaptık. Konuyla ilgili Bakanımıza da sunum yaptık. Biz bunu yerleştiremezsek tarımı geliştiremeyiz. Bunla ilgili havuza para bulunur mu, bulunur. Çünkü bir yol katediyorsunuz, bir dolu yağıyor, bir kuraklık oluyor yine geri gidiyorsunuz. Böylece küçük işletmeler, çiftçiler ortadan kayboluyor. Bu geri gidişi durdurmak için de TARSİM’e önem vermek gerekiyor” dedi.

ÇİFTÇİLİK ZOR BİR MESLEK

Çiftçiliğin zor ve meşakkatli bir meslek olduğunu dile getiren Kavuneker, “Çiftçi zamanla yarışıyor. Çünkü ekimin, hasadın bir zamanı var. Bugün param yok kuyu açtırmayım, bugün param yok mazot almayım deme lüksün yok. Günü geldiğinde ekmek, hasat etmek, mahsulünü satmak zorundasın. Çiftçilik zor bir meslek. İlaç fiyatını bayi belirliyor, mahsul fiyatını ofis veya bir başkası belirliyor. Yani çiftçinin ihtiyaç duyduğu her şeyin fiyatı bir başkası tarafından belirleniyor. Çiftçi de hangi ürün iyi para ederse diğer sene o ürünü ekiyor. Çiftçi ne kazanacağını bilemiyor, kestiremiyor, çünkü fiyatlar sürekli değişkenlik gösteriyor” diye konuştu.

HASAT ZAMANI GÜMRÜK SIFIRLANMAZ

Geçtiğimiz günlerde bazı tarım ürünlerinde ithalat vergisinin sıfırlanması konusundaki görüşlerine de yer veren Kavuneker, “Geçtiğimiz günlerde gümrükleri sıfırladılar. Çiftçinin hasat zamanı bu tür açıklamaların yapılmaması gerekiyor. Biz bu konuda yetkilileri uyardık. Hasat zamanı gümrükleri sıfırlamayın dedik. Ama bu konuda yemciler gibi sektörlerden de baskı geliyor” şeklinde konuştu.

ÇİFTÇİLİK YAPAN KALMAYACAK

Çiftçinin sattığını yerine koyması gerektiğini dile getiren Kavuneker, bunun için çiftçinin kazanmasının şart olduğunu söyledi. “Bu sene buğdayı iyi fiyata sattık. Ama tekrar ekime gediğinde kazandığımız gitmiş olacak” diyen Başkan Kavuneker, sözlerine şöyle devam etti, “Çünkü tohumluk fiyatı arttı, gübre fiyatı arttı, ekipmanlar arttı, mazot arttı vs. Çiftçi sattığı ürünün üzerinden kalan karla, evinin geçimini yapacak, çocuğunun düğünün yapacak. Ama ürünün üzerinden kalan karla, seneye ekeceği ürünü anca ekebiliyor. Sonra çiftçi açık vermeye başlıyor. Çiftçi açık verince de oğlunu, kızını şehre gönderiyor, asgari ücretle iş bulduruyor, kendini kurtar diyor. Onun için köyler boşalıyor. Köylerin yaşanabilir hale gelmesi lazım. Çiftçiyi köyde tutmak için sosyal yaşantısını, eğitimini, sağlığını orada çözmek zorundasın. Bunu yapamazsınız çiftçiyi köyde tutamazsınız.”

HAVZA BAZLI TARIM ŞART

Türkiye’de tarımın ileriye gidebilmesi için havza bazlı üretime acilen geçilmesi gerektiğine dikkat çeken Kavuneker, şu değerlendirmelerde bulundu, “Çiftçi bir sene ürün az ekince o ürün çok para ediyor, çiftçi de gelecek yıl o ürünü ekiyor. Çok olunca da ürün para etmiyor, çiftçinin elinde kalıyor. Dolayısı ile bizim planlı üretime geçmemiz lazım. Ülkede ne kadar buğdaya, patatese, soğan, ihtiyaç varsa bunların çıkartılması lazım. En iyi ürün nerede yetişiyorsa o ürün orada ekilmesi lazım. Suyu da düşünerek havza bazlı ekimler yapılması lazım. Mesela şuan Nevşehir, Niğde’de topraklar sıkıntılı olduğu için patates ekimleri bu tarafa kaydı. Bizim yeraltı suyu her yıl çekiliyor, yazık oluyor. Dedelerimizin bize bıraktığını biz torunlarımıza bırakamayacağız. Bunun için şuan en öncelikli konu havza bazlı tarıma geçilmesi lazım.”

SU SORUNU ÇÖZÜLMELİ

Konya bölgesinde ciddi bir su sorunu olduğuna da değinen Kavuneker, “Bizim burada su sorunumuz var. Şuan Konya olarak tarımda Türkiye’nin yaklaşık yüzde 10’luk ihtiyacını karşılıyoruz. Güneydeki suyu Karatay bölgesine, kuzeydeki suyu da Kulu, Cihanbeyli, Altınekin, Kadınhanı bölgesine aktarırsak, yeraltını da beslersek, biz Konya olarak Türkiye’nin yüzde 25’ini karşılarız. Bir avuç bile mısır, yağlık ayçiçeğini dışarıdan almayız” dedi.

KAÇAK SULAR DEĞERLENECEK

Su sorununu bildikleri için bu konuda çalışmalar yürüttüklerini dile getiren Kavuneker, “Suyla ilgili bir çalışmamız var. Yaklaşık 1 aydır bu çalışmayı sürdürüyoruz. Kaçak suyla ilgili bir komisyon oluşturduk. Toprak kanallarda kaybolan sularla ilgili bir proje bu. Bu sular basınçlı boruya alınacak. Ermenek, Seydişehir, Hadim, Bozkır gibi bölgelerde boşa giden sularımız var. Bu suları değerlendirmemiz lazım” ifadelerini kullandı.

TARIMIN ÖNEMİ DAHA İYİ ANLAŞILDI

Dünyanın pandemiyle birlikte zor bir sürece girdiğini savunan Başkan Kavuneker, bu süreçte gıdanın öneminin daha iyi anlaşıldığını söyledi. Bu kapsamda Türkiye’nin üretmesinin şart olduğuna vurgu yapan Kavuneker, “Pandemi döneminde çiftçiliğin önemi daha da anlaşıldı. Çiftçilerimize buradan da teşekkür ediyorum. Bu zorlu süreçte yılmadılar, çalıştılar, ürettiler. Ülkemizi kimseye muhtaç etmediler. Aç bırakmadılar” açıklamasında bulundu.

İBRAHİM BÜYÜKHARPUT

Editör: TE Bilişim