Mart ayının başlarında Türkiye’de koronavirüs vakaları görülmeye başladı. Suudi Arabistan’a turizm amaçlı girişler ise Şubat ayı itibariyle kapandı. Bu süreç hac ve turizm organizasyonu yapan turizmcileri olumsuz etkiledi. Aradan geçen 6-7 aylık sürecin ardından Kasım ayı itibariyle umre ziyaretlerinin yeniden başlayacağı açıklanmıştı. Ancak umre ziyaretlerinin kotasının ne olacağı, hangi şartlarda yapılacağı gibi sorular henüz yanıt bulmamışken; Suud yönetiminin de herhangi bir açıklama yapmaması sürecin netlik kazanamamasını tetikledi.

Turizm sektörü temsilcileri sürecin nasıl işleyeceğine ilişkin henüz net bilgilerin olmadığını belirtirken; hac ve umre seyahatlerinde zaten var olan sorunların pandemiyle birlikte daha büyük boyutlara ulaşmaması adına da gereken adımların atılmasını istedi.

Hac ve umre turizmine dönük faaliyetler yürüten bir firmanın yetkilisi Ekrem Çeçen, sürecin nasıl işlediğine ilişkin açıklamalarda bulundu. Ekrem Çeçen açıklamasında, “27 Şubat 2020 tarihi itibariyle Suudi Arabistan’a girişler durduruldu. Orada bulunan yolcuların tahliyesi de 15 Mart itibariyle yapıldı. Türkiye’ye gelen umreciler 15 gün boyunca Konya’da karantina altına alındı. Bu karantina sürecinden sonra ülkemizde de korona vakası artmış oldu. Gidişler tamamen durdu. Ramazan umresi ve hac mevsiminde hacı adaylarının ülkeye kabulü tamamen durduruldu. Suudi Arabistan kendi halkına belli bir kota koyarak az miktarda adayın hac ibadetini yerine getirmesine müsaade etti. Hac ibadetini bu yıl gerçekleştirecek olan vatandaşlarımızın hakları bir sonraki seneye aktarıldı. 4 Ekim itibariyle Suudi Arabistan, kendi halkına yüzde 75 kota koyarak umre ziyaretine açtı. 1 Kasım itibariyle de umrenin açılacağını söyledi” ifadelerini kullandı.

HENÜZ NETLİK KAZANMIŞ BİR DURUM YOK

Her ne kadar 1 Kasım tarihine işaret ediliyor olsa da işleyişin nasıl olacağına ve nasıl bir düzende hareket edileceğine yönelik henüz netlik kazanmış bir durumun olmadığını dile getiren Ekrem Çeçen, “Duyumlarımıza göre 18-65 yaş arasındaki vatandaşlar umre ziyaretinde bulunabilecek. Biz oraya gittiğimiz zaman orada Suudi Arabistan Hac Bakanlığı’na bağlı yetkili kişiler umre ibadetini yaptıracak. Odalar daha önceki senelerde 4 kişiye kadar çıkabiliyordu. Bundan sonra maksimum 2 kişiden oluşacak. Bir katta aynı umre grubundan kişiler yer alacak. Bir oda dolu, bir oda boş şeklinde, sosyal düzene uygun, mesafeli, belli kapılardan girişlerin yapılacağı bir umre ziyareti yaptırılması bekleniyor” dedi.

İLK UMRECİLER YENİ YILDA GİDEBİLECEK

Türkiye için sezonun açılabileceği tarihin yılbaşını bulacağı yönünde tahminlerinin olduğunu söyleyen Ekrem Çeçen, “Çünkü uçuşlar belli değil, otel fiyatları belli değil, bizim sözleşmelerimiz belli değil. Muhtemelen bu tarihe kadar bu soru işaretleri de giderilmiş olacak.

Tabi bu süreçte maliyetler de etkilenecektir ama henüz maliyetleri konuşmak için çok erken. Çünkü şu an uçuş bedeli, konaklama, yemek ve benzeri temel giderlerin bedelinin ne olacağına ilişkin somut herhangi bir bilgi yok. Daha önce Konya’da 24 günlük umre yapılıyordu, umrenin 10 günle sınırlandırılacağı konuşuluyor. Biz de gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Suudi Arabistan’daki yetkililerle sürekli istişare halindeyiz. 1 Kasım itibariyle biz önümüzü daha iyi göreceğiz ve kurallara göre maliyetler de aşağı yukarı ortaya çıkacaktır.

Geçtiğimiz senelerde ortalama bin 500 kişiyi umre ziyareti için götürüyorduk. Ama bundan sonraki süreçte bu kadar büyük rakamlara ulaşamayacağımızı düşünüyorum. Belli bir kontenjan koyulup bu kontenjana göre hareket edilecektir diye tahmin ediyoruz” ifadelerine yer verdi.

MÜRACAAT EDENLERİN SADECE ÖN KAYDINI YAPIYORUZ

1 Kasım itibariyle umre ziyaretleri için kapıların açılacağının duyurulmasının ardından umre ziyareti yapacak olan vatandaşların büyük heyecan duyduğunu söyleyen Ekrem Çeçen, “Bize müracaat edenler de oldu. Ama şimdilerde sadece ön kayıt alabiliyoruz. Çünkü fiyat belli değil, işleyiş belli değil, kaç gün konaklanabileceği belli değil. Mekke’de kaç gün kalınacağı, Medine’de kaç gün kalınacağı belli değil. Vize süresinin ne kadar olacağı belli değil. Belki yılbaşına kadar aşı bulunacak, ziyaretçilerin aşı yaptırıp yaptırmayacağı belli değil. Dolayısıyla bir belirsizlik var. Her ne kadar 1 Kasım itibariyle ziyaretlerin yapılabileceği açıklansa da henüz netlik kazanmış bir durum yok. Biz turizm firmaları olarak hazırlıklarımızı yaptık, kapıların açılmasını bekliyoruz” dedi.

SUUDİ ARABİSTAN’DA VAKALAR OLDUKÇA DÜŞÜK

Hac ibadeti için Suudi yönetiminin her ülkenin toplam nüfusunun yüzde 1’i kadar vatandaşı kabul ettiğini hatırlatan Çeçen, “Ama bundan sonraki süreçte hacı adayları için nasıl bir politika güdüleceği de bilinmiyor. Yine Ocak ayı itibariyle Türkiye’den düzenli bir şekilde umre ziyareti yaptırılacak olsa da Ramazan ayına kadar yaklaşık 3 aylık bir zaman dilimi kalmış oluyor. Bu süreçte de ortalama 3 umre organizasyonu düzenlenecek.

Suudi Arabistan’da vakalar oldukça düşük. Açıklanan verilere göre ortalama günlük 300 yeni vaka tespit edilirken, günlük ortalama 700 kişi iyileşiyor. Tabi başka ülkelerden gelen vatandaşlara da bu manada belli başlı şartları olacaktır. Biz, karantina şartı koymayacaklarını ve koronavirüs testi isteyeceklerini biliyoruz.

Bu sürecin sonlanmasını ve bir an önce misafirlerimizi kutsal topraklara taşımayı istiyoruz. İnsanların kutsal topraklara gitmesine vesile oluyoruz. Diğer yandan da ticari anlamda risklerle ve sıkıntılarla dolu bir dönemi geride bıraktığımızı düşünüyoruz. Umutla Suudi makamlarının kapıları açmasını bekliyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.

‘1 OCAK İTİBARİYLE İŞLERİMİZ TAMAMEN DURDU’

Sektör temsilcilerinden Arif Kavak da, “TÜRSAB yönetiminde olduğumuz için sektördeki bütün arkadaşlarımızın sorunlarını yakından takip ediyoruz. Mart ayının başından bu yana ortaya konan belli başlı yasaklar nedeniyle turizm sektörü ciddi anlamda yara aldı. Uçak satan, otel rezervasyonu yapan, tur yapan arkadaşlarımızın hepsi şu an iş yapamaz duruma geldi. Özellikle hac ve umre yapan arkadaşlarımız 1 Ocak 2020 tarihi itibariyle işlerine adeta son vermiş durumda. Hac ve umre turizminin ne zaman başlayacağı da henüz belli değil. Hem Suudi Arabistan yönetiminin ortaya koyacağı kurallar, hem de ülkemizin şartları hac ve umre seyahatlerinde belirleyici olacak” dedi.

‘HAVAALANIMIZ YÜKÜMÜZÜ TAŞIMAYA YETMİYOR’

Hac ve umre organizasyonu yaptıkları için Hicri Takvime göre çalıştıklarını kaydeden Kavak, sektörün pandemi dışında da sorunlarının olduğunu şu sözlerle ifade etti: “İçinde bulunduğumuz takvimde umre sezonu bizim için kış mevsiminde başlar, Ramazan ayı itibariyle de bitmiş olur. Konya’nın hava şartları nedeniyle zaman zaman ciddi uçuş sıkıntıları yaşayabiliyoruz. Uçuşlarımız iptal olabiliyor, yakın vilayetlere yolcularımızı taşımak zorunda kalabiliyoruz. Konya Havaalanı’nda bu anlamda da yeterli gelmediğini düşünüyoruz. Sisin yoğun olduğu, hava şartlarının ağırlaştığı kış aylarında bu tür sorunlarla sıklıkla karşılaşmaktayız. Konya Havaalanı’nda olumsuz hava koşullarında uçakların güvenli bir şekilde iniş ve kalkış yapabileceği ILS cihazı bulunsa da bu cihaz CAT-1 seviyesinde olduğu için yeterli gelmiyor. Bu cihazın CAT-3’e çıkarılması gerekiyor. Ayrıca Konya’da geniş gövdeli uçaklara müsaade edilmiyordu. Konya Havaalanı’nda pistlerden kaynaklandığı söylenen bu sorun giderildi. Pandemi nedeniyle her ne kadar şimdilerde ihtiyaç duyulmasa da sezonun açıldığı dönemlerde büyük gövdeli uçakların Konya Havaalanı’nda bulunmasını talep ediyoruz. Bununla ilgili sorunlarımızı da şehrimizin yöneticilerine bir rapor halinde sunduk. Bu, aynı tarihlerdeki talepleri sorunsuz bir şekilde karşılayabilmemizi sağlayacak. Geçmiş dönemlerde biz uçak kapasitelerinin yeterli gelmemesinden kaynaklı sorunlar yaşamıştık. Yeni dönemde pandemiyi de göz önünde bulundurarak daha kısa bir zaman dilimi içerisinde daha çok umreciyi taşıyabilmek adına bu konuda şehrimizin idarecilerinin gereken çalışmayı yapacağına inanıyoruz.”

RASİM ATALAY

Editör: TE Bilişim