Türk siyasetinde Erbakan Mührü kapak konusunun işlendiği dergide Hasan Aksay, Mustafa Armağan, Bayram Dalkılıç, Ahmet Köseoğlu, Ekrem Kızıltaş, Avni Özgürel ve Turhan Utku savunan adam Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ı anlattı.
MSP Çorum eski Milletvekili Turhan Utku Vefatının 8. yıldönümünde merhum Necmettin Erbakan Erbakan’ın hocalığı, mühendisliği ve siyasî kimliği ile ilgili şaşırtıcı hatıralarını anlatırken; Gazeteci – Yazar Ekrem Kızıltaş Erbakan Hoca’nın İTÜ, Gümüş Motor, TOBB ve siyasetle bağını yazdı. Prof. Dr. Bayram Dalkılıç siyasî kimliğini ve Millî Görüş tasavvurunu yansıtan sembolizmasını, Gazeteci – Yazar Avni Özgürel tanıdığı Erbakan’ı yazdı. Eski Bakan Hasan Aksay, Erbakan Hoca’yı ve siyasete nasıl girdiklerini anlattı. Mustafa Armağan ise Millî Nizam Partisi’nin kuruluşundaki manevî unsurları ele aldı.
KONYA’DAN AHMET KÖSEOĞLU YAZISIYLA DESTEK VERDİ
Derin Tarih Şubat sayısında Konya Büyükşehir Belediyesi Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanı Araştırmacı – Yazar Ahmet Köseoğlu, Erbakan Hoca’nın siyaset arenasına çıktığı şehir Konya’yı, Konya’nın Erbakan’ı, Erbakan’ın Konya’sı adlı bir yazı kaleme aldı. Köseoğlu şu ifadelerle Erbakan hocayı anlattı; “Erbakan 43 yaşında, 1.86 boyunda, düzgün fiziği, şiir gibi hitabeti, olağanüstü zekâsı, hazırcevaplığı, samimiyeti ve nezaketi ile karşılaştığı Konyalıların büyük çoğunluğunu etkilemeyi başarmıştı. Genç yaşında profesör olmuş, İstanbul’da ve Almanya’da makine mühendisliği ve motor bilimi üzerine ciddi çalışmaları bulunan, bilgili ve bir o kadar da görgülü bu İstanbul beyefendisini Bedesten içinde, vilayet önünde, Kapu Camii şadırvanında gören Konyalılar, yıllardır hasretini çekmekte oldukları cümleleri işittikleri bu zât-ı muhteremi buralara kadar getiren sebebi merak etmekteydiler. Aslında Konyalılar merak ettikleri bu hususun cevabını kendi içlerinde bulmuşlardı. Çünkü bu adam bu toprağın insanının duygu ve düşüncelerine tercüman oluyor; inancına, kültürüne, medeniyetine sahip çıkıp âlî menfaatleri için mücadele veriyor ve bilhassa bu şehrin ruhuna dokunuyordu.”
MUHAMMED ESAD ÇAĞLA
