Geçtiğimiz gün Seydişehir'de 2.1, Beyşehir'de 1.8 ve Selçuklu'da 2.5 şiddetindeki depremler paniğe yol açtı. Vatandaşlar küçük şiddetli depremlerin büyük depremlere yol açabilir mi endişesini taşıdı. Geçmiş yıllarda yaşanan depremler bu paniği daha da arttırdı. 10 Eylül 2009 saat 21:30'da yaşanan 4.5 şiddetindeki deprem çok güçlü hissedilmişti. Aynı gece daha şiddetli bir deprem daha yaşandı. 11 Eylül 2009'da da saat 4:58'de büyüklük 4.7 olan deprem yine paniğe yol açmıştı. Yaşanan depremler Konya’nın deprem ile ilgili yaşanabilecek olumsuzlukları akıllara geldi. Uzmanlar ise korkulacak bir durumun olmadığını yaşanan küçük şiddetli sarsıntıların 2009 yılında meydana gelen depremin fay hatlarını oturmalarından kaynaklandığı ifade etti. 

KONYA’NIN ZEMİNİ GEVŞEK 

Yaşanan sarsıntılarla ilgili bilgi veren Jeoloji Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Prof. Dr. Fetullah Arık, depremin fay hatları üzerinde enerji boşalmaları şeklinde olduğunu ifade ederek, “4 Nisan 2018 tarihinde yaşanan deprem Konya ve çevresinde hemen her yıl gördüğümüz olağan depremlerden bir tanesi. Yaşanan deprem Takkeli Dağ ve Sille arasında Saraköy civarında merkez üssü. Depremin derinliği 5.4 kilometre. Sığıl bir deprem. Büyüklük olarak baktığımız zaman 3’ün  altında yaşanan depremleri bizler küçük deprem olarak nitelendiriyoruz. Normal şartlarda yaşanan depremi insanlarımız hissedemeye bilirler. Dünkü yaşanan deprem Meram bölgesinde, Selçuklunun belli kısımlarında hissedilmesi zeminin büyüklüğü. Konya’nın zemini gevşek. Tutturulmamış bir zemin. O nedenle oluşan depremin büyüklüğü  küçük bir deprem sayılsa bile hissedebiliyoruz.  Yaşanan depremin hissi 4 4.5 civarında. Dünkü deprem artçı deprem değil,  bağımsız bir deprem. Konya civarında yıllık 30-40 civarında ortalama deprem oluşuyor. Son yıllarda etkinlik atmıştır. Buda 2009 yılında meydana gelen orta büyüklü iki deprem vardı.  Bu depremlerden sonra Konya’nın fay zorluğunun orta kesimlerinde kırılmalar meydana geldi. Şu anda fayın diğer bölgelerinde küçük oturmalar, enerji boşalmaları şeklinde depremler meydana geliyor” dedi.

KONYALILARIN DEPREM İLE İLGİLİ PANİKLEMESİNE GEREK YOK

Konya’nın Fayzon (birden fazla fayın bulunduğu bölge) denilenen fayzonun üzerinde olduğunu ifade eden Arık, “Konya fayzonunun  genişliği 4 kilometreden fazla.  Fayzonu üzerinde depremler olmaya devam ediyor. Konya’yı il kuzeyden kontrol eden bir takım faylar var. Konya faylar üzerinde, sürekli olarak çökmeye devam ediyor. Konya fayzonu 50 kilometrelik bir kısmı bir anda kırılsa o zaman Allah korusun büyük depremler meydana gelebilir.  Konya olarak binalarımız yaparken ya da bir bölgeyi yerleşime açarken fayları dikkate alarak yapmamız gerekiyor. Konyalıların deprem ile ilgili paniklemesine gerek yok. Yaşanan depremi normal fay hareketi olarak algılanması lazım.  Bundan daha büyük 3 3.5,4,4.5 veya 5 kadar yaşanan depremler yıkıcı depremler değildir. Normalde. Eğer biz yerleşim yerimizi sağlıklı ve düzenli yere yapmışsak, binalarımızda da depremle ilgili önlemlerimizi almışsak yıkıcı depremler değildir. Can kaybı oluşmaz, binalarda hasar çok az olur. Konya yapı stokuna baktığımız zaman özellikle kentin dönüşmeye devam eden bölgelerinde eski yapılar var. Mühendislik tetbiri alınmamış yapılar var. Birçok yapı yenileniyor. Bunu bir şans olarak görüp binalarımızı zemin araştırmalarını yaptıktan sonra ona göre planlamamız teknik hizmetleri tam olarak uygulayıp denetimlerini tam olarak sağlamamız lazım. Bundan sonra olacak depremlere karşı önlemimizi almış oluruz.Bizler her an 6 6,5 civarında deprem olacakmış gibi yerleşim alanlarımızın belirlenmesinde hem de binaların inşa edilmesinde  hazırlıklarımız yapmamız lazım” ifadelerini kullandı.

MUHAMMED ESAD ÇAĞLA

Editör: TE Bilişim