Yaklaşık 1 milyon 300 bin dekar tarım arazisi bulunan Kadınhanı’nda önemli bir tarımsal faaliyet sürdürülüyor. İlçede şeker pancarı, hububat, ayçiçeği, fasulye başta olmak üzere birçok ürünün üretimi yapılıyor. Ancak bölgenin en büyük sorunlarından olan su sorunu, çiftçinin tam kapasite çalışmasını engelliyor. Bölgeye dış havzalardan getirilecek suyla çiftçi daha fazla üretebileceği gibi, Türkiye’nin ekonomisine önemli bir katkı sağlayacak. Bu konuda önemli çalışmalar yürüten ve bu sorunları ilgililere taşımaya gayret gösteren Kadınhanı Ziraat Odası Başkanı Arafa Soydan, “Çiftçiyi su çalıştırır” dedi.

1 MİLYON 300 BİN DEKAR ARAZİ VAR

Ilgın Ziraat Odası Başkanı Arafa Soydan, tarım ve hayvancılık üzerine önemli açıklamalarda bulundu. Kadınhanı’nın tarım potansiyeli hakkında bilgiler veren Başkan Soydan, “Kadınhanı’nda yaklaşık 1 milyon 300 bin dekar arazi var. Bunun 300 bin dekarı TİGEM Altınova çiftliğine ait. Geriye kalan 1 milyon dekar arazi şahıslara ait. Bölgede yaklaşık 250 bin dekar sulanabilir arazi var. Bölgemizde sulu tarımda şeker pancarı olmazsa olmaz. Bunun dışında fasulye, mısır, ayçiçeği üretimi yapılıyor.  Şeker pancarı ekimi yaklaşık yıllık 70 bin dekar dolaylarında. 50-60 bin dekar civarında yağlık ayçiçeği, 15-20 bin dekar alanda da tohumluk ayçiçeği ekimi yapılıyor. Yine 20 bin dekara yakın fasulye ekimi yapılıyor. 25-30 bin dekar arasında kıraç alanlarda nohut ekimi yapılıyor. Yine kıraç arazilerde arpa, buğday, yulaf gibi tarım ürünleri ekilmektedir” dedi.

EN BÜYÜK SORUN SU

Çiftçinin sorunlarına değinen Başkan Soydan, öncelikli konunun su olduğunu söyledi. Bölgenin en büyük sorununun su sıkıntısı olduğuna dikkat çeken Soydan, “Bölgemizin en büyük sıkıntısı su. Sadece Kadınhanı’nın değil Konya’nın ana sorunu su sorunu. Bizim beklentimiz, dış havzadan bölgemizin su kaynaklarıyla beslenmesi. Siyasetçilerin ve bizim gibi STK’ların çabalarıyla bölgemize su getirmek gerekiyor. Su geldiğinde Konya Türkiye kadar bir ülke daha besleyecek konuma gelecektir. Ekonomiye çok büyük katkısı olacaktır. Bizim devletimizden istediğimiz Konya Ovası’na el atılıp bu sorunun çözülmesi” ifadelerini kullandı.

ENERJİ MALİYETLERİ DÜŞÜRÜLMELİ

Yüzey suyu kalmadığı için yeraltı suyu kullandıklarını dile getiren Başkan Soydan, bu durumun çiftçinin maliyetini artırdığını söyledi. Enerji maliyetlerinin çiftçinin belini büktüğünü vurgulayan Soydan şunları aktardı, “İlçeler bazında baktığımız zaman Altınekin, Kulu, Cihanbeyli, Sarayönü, Kadınhanı, Ilgın, Akşehir, Yunak, Çeltik bölgesi dış havzadan gelen bir suyla beslenmesi gerekiyor. Şuan biz kuyu suyu kullanıyoruz. Yüzey suyu kalmadı zaten. Kuyu suyu da can çekişiyor. 150-200 metreden su çekiyoruz. Bu da maliyeti yükseltiyor. Çiftçi enerjinin altından kalkamıyor. Enerji konusunda çiftçiye destek verilmesi gerekiyor. Enerji fiyatları ya düşürülsün ya da ayrı bir fondan desteklenmesi gerekiyor.”

SULU TARIM ÇİFTÇİYİ ÇALIŞTIRIR

“Pandemi sürecinde tarımın ne kadar önemli olduğu meydana çıktı” diyen Başkan Soydan, tarım olmazsa, ekonominin çökebileceğinin anlaşıldığını söyledi. Bu nedenle çiftçinin su olduğu sürece çalışacağını vurgulayan Soydan, “Çiftçiyi çalıştıran sudur. Su yoksa çiftçi çalışamaz. Kurak arazide ne kadar çalışma yapılabilir? Kurak tarımda çiftçi 15-20 gün gelecek ekecek, 15-20 gün gelecek biçecek işi bitecek. Ama sulu tarımda öyle değil. Sulu tarım çiftçiyi 7/24 tarlada çalıştırır. Ayrıca ekonomiye katkı veren bir konu. Bizim buraya farklı bölgelerden binlerce işçi geliyor. Nakliyecisi var, farklı kalemler var. Çiftçi burada üretiyor, sanayiyle buluşturuyor. Herkes para kazanıyor” dedi.

TARIMDA DEVLET PLANLAMA YAPMALI

Çiftçinin kazanması ve ürünlerin tüketiciye uygun fiyatlarda satılması için devletin uzun vadeli bir tarım politikası hayata geçirmesi gerektiğine dikkat çeken Soydan, konuya şöyle açıklık getirdi, “Tarım politikası oluşturmak oldukça önemli. Bu işi yapan çiftçilerle, sivil toplum kuruluşları, ilçe tarım müdürlükleri ile istişare edip tarım nereye gidiyor, ne yapılması gerekir gibi konularda istişareler yapılması lazım. Gelişmiş ülkelere bakıldığında çiftçi kendi başına ekim yapamıyor. Devlet ayçiçeği ekeceksin diyor ayçiçeği ekiliyor. Bunun planlaması devlet tarafından yapılıyor. Bizde de böyle olması gerekiyor. Üretilen mal değerinde satılıp üreticinin para kazanması lazım. Mesela geçen yıl patates, soğan sorunu yaşandı, fiyatlar aldı başını gitti. Bu yıl da tarlada kaldı. Burada üretim hatası oluştu. 2018 yılında üretim fazlaydı vatandaş zarar etti, 2019 yılında çiftçi ekmedi. Ekmeyince 1 liralık soğan, patates 3-5 lirayı gördü. Bu yıl da çiftçi soğan, patates ekti, bu sefer de fazla olduğu için ürünler tarlada kaldı. Bunun planlamasının hükümet tarafından yapılması gerekiyor. Böylece çiftçi bu tür zararlardan korunmalı. Üretimdeki en büyük sıkıntılardan biri de bölgesel ekim yapılmaması. Bu konuya acilen çözüm bulunmalı. Suyu az olan bölgelerde su az isteyen ürünler, suyu fazla olan bölgelerde ise su isteyen ürünler ekilmeli. Ve bu ürünlere bölgesel destekler verilmeli. Bugün bizim ilçemizde su azsa mısır ekimi yapılmayacak. Yani çiftçi kafasına göre ekim yapmayacak. Devlet bu konuda plan, program yapması lazım. Sezon içerisinde ithalat açıklanması çok yanlış. Türkiye’deki ayçiçeği ülkemize 6 ay yetiyorsa, ithalatı 6 ay sonra açmalı. Çünkü sezonun içinde ithalat açılıyor 3 bin TL’lik ayçiçeği 2 bin TL’ye düşüyor, üretici zarar ediyor. Bu sadece ayçiçeğinde değil buğdayda da böyle. Bunu genel başkanımız da defalarca söyledi. Bu konu dikkate alınmalı. Üretici malını değerinde satmalı.”

ÇİFTÇİNİN BORÇ FAİZİ SİLİNMELİ

Çiftçinin borcunun boyunu aştığını belirten Başkan Soydan, bu konuda çözüm istedi. “Kadınhanı’nda yaklaşık 350, 400 milyon civarında sadece Ziraat Bankası alacaklı” diyen Soydan, “Kadınhanı’nı satsanız bu kadar para etmez. 400 milyon TL sadece devlete borçlu. Özel bankalarla beraber bu rakam daha fazla. Bu çiftçi bu borcu ödeyemez. Çiftçinin faizi silinmeli, borcu 5 yıla bölünmeli çiftçi o borcunu ödeyene kadar 5 yıl bankalara girmemeli” dedi.

ZİRAAT MÜHENDİSLERİ SAHADA OLMALI

İlçe Tarım Müdürlüğü’nde ziraat mühendisleri olduğunu ancak bu mühendislerin kendi işlerini yapamadıklarını belirten Başkan Soydan, “İlçe Tarım Müdürlüğü’nde ziraat mühendisleri var. Bu çalışanlar ziraat mühendisi ama çiftçinin muhasebeciliğini yapıyor. Bu tür evrak işleri Ziraat Odalarına verilmeli, ilçe tarımdaki ziraat mühendisleri de arazide çiftçiyle istişare ederek nasıl daha fazla ürün alınabilir konusunda sahada çalışmalı. Ziraat mühendisinin görevi neyse onu yapsın” ifadelerini kullandı.  

ÇİFTÇİYE DESTEK OLUYORUZ

Kadınhanı Ziraat Odası olarak önemli çalışmalar yürüttüklerini, bu çalışmalar sayesinde çiftçiye destek olduklarını dile getiren Başkan Soydan, şu bilgileri paylaştı, “Kadınhanı Ziraat Odası olarak önemli çalışmalar yürütüyoruz. Bizim bir tohum eleme tesisimiz, 1 traktörümüz, taş toplama makinemiz, katı gübre makinemiz vardı. Biz göreve geldiğimizde 1 traktörün daha ihtiyaç olduğunu gördük ve yeni bir traktör aldık. 1 tane daha taş toplama makinesi aldık. Geçen yıl 3 bin 600-3 bin 700 ton arpa-buğday elemesi yaptık. Buradan hizmet alan çiftçi ürününü dışarıdan kantardan tarttırıyor buraya getiriyor. Dolayısı ile kantara da bir bedel ödüyor. Alanımız müsait olduğu için eleme tesisimizin oraya 60 tonluk bir kantar yaptırdık. Bu kantar hem çiftçimize hem de dışarıya hizmet veriyor. FAO kapsamında gelen tarım ekipmanları vardı. Bir tane katı gübre dağıtma makinesi, yonca-fiğ biçme makinesi, direk anıza ekim makinesi, zirai ilaçlama holderi olmak üzere yaklaşık 200 bin TL değerinde olan atıl durumdaki makineleri İlçe Tarım Müdürlüğü ile görüşerek odamıza kazandırdık. Bu makinelerin bakımını yaptık odamıza kazandırdık. Bu makinelerin yıllık maliyetini hesap ediyoruz. Maliyetin üzerine küçük bir kar koyarak çiftçinin hizmetine sunuyoruz. Çiftçilerimiz hangi ekipmanı kullanacaksa buraya gelerek randevu sistemine başvuru yapıyor. Böylece sırayla, randevuya göre çiftçinin isteği üzerine kendi ekipmanlarımız ve elemanlarımızla çiftçinin isteğini karşılıyoruz. Çiftçi hiçbir şeye karışmadan, biz çiftçimize hizmet ediyoruz. Böylece çiftçinin maliyetlerini düşürmüş oluyoruz.”

ÇİFTÇİNİN ÜRÜNÜNÜ MARKALAŞTIRACAĞIZ

Kadınhanı Ziraat Odası olarak önemli hedefler koyduklarını ve bu hedefler doğrultusunda çalışmalar yaptıklarını dile getiren Başkan Soydan, “Hedeflerimiz doğrultusunda fasulye, nohut gibi ürünleri eleyecek bir tesis daha kurmayı planlıyoruz. Bu tesisi kurabilirsek çiftçinin malını Kadınhanı nohudu, fasulyesi diyerek paketleyip, çiftçinin pazarda, marketlerde kendisinin satmasını sağlamak istiyoruz. Böylece bu ürünler markalaşacak, çiftçi aracısız kendisi ürününü satacak” diye konuştu.

ZİRAAT ODALARI DESTEKLENMELİ

Ziraat Odalarının desteklenmesi gerektiğini vurgulayan Başkan Soydan, şu görüşlere yer verdi, “Devlet tarım ve hayvancılığa destek veriyor. Gidiyor vatandaş ben hayvancılık yapacağım diyor ve 3-5 milyon destek alıyor. Büyük çiftlikler kuruluyor. Ama yatırımlar bilinçli yapılmıyor 1 yıl sonra çiftlikler boşa çıkıyor. Çünkü desteği alan kişiler zaten parası olan, çiftçilikten, hayvancılıktan anlamayan kişiler. Bu işi benim çiftçim yapsa, o çiftlik boş kalmaz, çünkü zaten bu işi yapıyor. O para bize verilse de bütün çiftçilerin faydalanacağı bir sistem yapsak daha iyi olmaz mı? Ziraat Odaları devlet tarafından desteklenmeli. Bu odalar çiftçiden aldığı aidatlarla değil üreterek ayakta kalmalı. Biz buraya makam için gelmedik. Bu bölge tarımına nasıl faydalı olabiliriz diye geldik. Bunun için de elimizden geleni yapmak zorundayız.”

FİYATLAR GİRDİ MALİYETLERİNE GÖRE BELİRLENMELİ

Başkan Soydan, hayvancılıkla ilgili de değerlendirmelerde bulundu. Kadınhanı bölgesinde yaklaşık 35 bin-40 bin arasında büyükbaş hayvanı, 70-100 bin arasında küçükbaş hayvan bulunduğunu dile getiren Soydan, “Günlük yaklaşık 150 ton süt üreten bir bölgeyiz. Süt yaklaşık 1 yıldır 2 lira 30 kuruş. Bu süre zarfında yem fiyatları büyük oranda artmış. Bu konuda çiftçinin dili olmaya çalıştık, süt fiyatlarının verilmesi gerektiğini söyledik. Ette de aynı sıkıntı var. Fiyatlarda dengesizlik var. Fiyatlar girdi maliyetlerine göre belirlenmeli” şeklinde konuştu.

ABDULLAH AKİF SOLAK

Editör: TE Bilişim