Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Konya Şubesi tarafından, Tarımsal Öğretimin 173. Yıldönümü nedeniyle bir basın toplantısı düzenlendi. Burada yaptığı açıklamada, Türkiye'deki zirai öğretimin gelişimiyle ilgili bilgi veren ZMO Konya Şube Başkanı Prof. Dr. Süleyman Soylu, Türkiye'nin dünyada 7. büyük tarım ekonomisine sahip olmasının temelindeki başarılara dikkat çekti.  Gazi Mustafa Kemal'in "Milli ekonominin temeli ziraattır" sözünü hatırlatan Başkan Soylu,  ziraat alanındaki kalkınmanın dün olduğu gibi bugün de önem arz ettiğini kaydetti. Ülkemizde ilk tarımsal eğitim-öğretim faaliyetlerinin, 10 ocak 1846 tarihinde İstanbul'da kurulan Mekteb-i Zirai Şahane ile başladığını ahtırlatan Soylu, tarımsal öğretimin gelişim sürecini şöyle anlattı, "Daha sonra bugünkü anlamıyla yükseköğrenim sayılabilecek düzeyde olan 1891 tarihinde Bursa Ziraat Mektebi ile 1893 tarihinde de İstanbul Halkalı Ziraat Mektebi açılmıştır. Cumhuriyet'in ilk yıllarına kadar faaliyetine devam eden bu okullardan Halkalı Ziraat Mektebinden çıkan birçok genç, 1923 yılından itibaren yurt dışına özellikle de Almanya'ya öğretim ve modern araştırma yöntemlerini öğrenmek için gönderilmiştir. 1927 yılında Almanya'ya eğitim öğretime giden gençle birlikte Almanya'dan gelen hocaların oluşturduğu bilim kurulu, ülkemizin tarımsal durumunu incelemiş ve birçok önerinin yanında modern bir ziraat yükseköğretiminin açılmasını da önermiştir. Bu öneri üzerine 1927 yılında bir yasa çıkartılarak, çağdaş anlamda tarımsal yükseköğretimin temelleri atılmıştır.  Daha sonra Ankara'da Yüksek ziraat Enstitüsü kurulmuş ve kurumun çok modern binaları ve laboratuarları  kısa zamanda tamamlanmış ve çağdaş anlamda Türkiye'nin ilk yükseköğretim kurulu olarak 30 Ekim 1933 yılında açılmıştır. Açılışı yapılan bu yüksekokulda ordinaryüs unvanlı 23 Alman bilim adamı ile Cumhuriyet'in ilk yıllarında yurtdışına öğretim için gönderilen 40 Türk bilim adamı da görev yapmıştır.

1946 yılında çıkarılan Üniversiteler Yasası ve 1948 yılında çıkarılan Üniversiteler ek Yasası ile Yüksek Ziraat Enstitüsü, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi haline gelmiştir. Daha sonra 1955 yılında Ege, 1957 yılında Atatürk, 1967 yılında Çukurova Ziraat Fakülteleri açılmış ve bunları bugün sayıları 40'ı bulan değişik isimle de diğer ziraat fakültelerinin açılması izlemiştir. 173 yıl önce Halkalı Ziraat Mektebinde başlayan ilk tarımsal eğitim-öğretim faaliyetleri bugün farklı illerimizdeki sayıları 40 civarında olan ve ülkemizde tarımsal üretim düzeyindi ve verimliliğini önemli ölçüde artmasını sağlayan ziraat fakülteleri ile devam etmektedir. Bu fakültelerde 150 dolayında bölümde her yıl 5000 dolayında öğrenci alımı yapılmaktadır. Bugüne kadar yaklaşık 110 bin civarında ziraat mühendisi yetişmiştir. Bu mühendislerin yaklaşık 4 bini Konya'da bulunmaktadır ve tohumculuktan, bitki beslemeye ve hayvancılığa kadar tarımla ilgili çok farklı alanlarda bölge tarımına hizmet etmektedir. Bugün odamıza kayıtlı 60 bin, şubemize ise kayıtlı 2 bin dolayında ziraat mühendisi vardır. 173 yıllık köklü bir tarihsel geçmişe sahip bir meslek gurubu olarak ülkemizde sayıları yaklaşık 2 milyon 300 bin dolayında olan çiftçimize ve ülke tarımına ve ekonomisine hizmet etmenin, katkı vermenin haklı gururunu yaşıyoruz."

ZİRAAT MÜHENDİSLERİNİN ÖNEMİ BÜYÜK 

Tarımın önemine vurgu yapan Başkan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü, "Tarım, insanın beslenme ihtiyaçlarının karşılanmasının yanı sıra, tarıma dayalı sanayimim hammaddesi olması ve dışa bağımlılığı önlenmesi gibi yüce bir hedefe hizmet edenlerin sektörüdür. Tüm dünyanın önemini daha iyi kavradığı bugünlerde tarımın değişen ekonomik koşullara uyum sağlayabilmesi için teknoloji ve eğitimle daha iç içe olması gerekmektedir. Çiftçiyi bilgi ile buluşturan, bir bakıma çiftçi ile bilgi ve teknik arasında köprü vazifesi gören ziraat mühendislerine günümüzde daha çok ihtiyaç duyulmakta ve ziraat mühendislerinin görev ve sorumlulukları ile ziraat mühendisliğinin önemi daha da artmaktadır. Çok geniş bir çalışma alanına sahip olan ziraat mühendisleri birçok mühendislik disiplinini bünyesinde taşımak zorundadır. Ziraat mühendisinin çalışma alanı sadece bitkisel ve hayvansal gıda üretimi ile sınırlı değildir. Endüstriye hammadde temininden, biyodizel gibi tarımsal kaynaklı enerji üretimine, hatta küresel ısınmanın kontrol altına alınmasına kadar pek çok bakımdan Ziraat Mühendisliği önem taşımaktadır."

PLANLAMA TABANA GÖRE YAPILMALI 

Başkan Soylu, açıklamasının ardından gündeme dair soruları cevaplandırdı. Konya bölgesinde buğday ekim alanlarının azalmasıyla ilgili bir soru üzerine değerlendirmelerde bulunan Başkan Soylu, şunları söyledi, "Ülkemizin temel dinamiği olan bitki gurupları var. bunların başında buğday geliyor. Buğday ekim alanlarından kaçış olmasının temel sebebi karlılığının düşmesi, fiyat politikasından kaynaklanıyor. Bunların temelinde planlama yatıyor. Biz istiyoruz ki tarımsal alandaki planlamanın özelikle tabandaki teknik elemanların sesine kulak vererek bu konuda uzman kişilerin katkı sunacağı platformlarda tartışılarak oluşturulması gerekiyor. Masa başında yapılan planlamalar sahaya indiğin zaman, karşılığı olmadığı zaman sıkıntılar doğuruyor. Sahada olmadan, sıkıntıları bilmeden yapılan uygulamaların karşılığı alınamıyor. Bizim isteğimiz Ankara'da planlamalar yapılırken daha uzman bir danışman havuzu oluşturup, özellikle yöreyi çok iyi bilen Ziraat Mühendisleri, veterinerlerden yardım alarak politikalar belirlemesi gerekiyor. Temel sıkıntı buradan kaynaklanıyor. Bu yıl da bitkisel üretimde yüzde 6'ya yakın bir düşüş söz konusu. Biz üretmezsek ilerde çok daha büyük sıkıntıya gireriz. Bu nedenle gerçek anlamda sorunları analiz ederek politikalar oluşturmamız gerekiyor."

ABDULLAH AKİF SOLAK

Editör: TE Bilişim