2012 yılında Hak-İş bünyesinde kurulan Medya-İş Sendikası, medya mensuplarının haklarının korunması ve medya mensuplarına çeşitli kolaylıklar sağlanması noktasında önemli çalışmalar yürütüyor. Kurulduğu günden buyana geçen kısa sürede önemli işlere imza atan Medya-İş Sendikası, güçlenerek ve büyüyerek yoluna devam ediyor. Medya-İş Sendikası Genel Başkanı Sezai Ballı, medya sektörünün sorunları ve Medya-İş Sendikası’nın çalışmaları noktasında önemli açıklamalarda bulundu. Özellikle kanunu olmayan sosyal medya ve internet medyası noktasında kanuni bir çalışmasının gerekliliğine vurgu yapan Ballı, “Bizim doğru bilgiye ihtiyacımız var” dedi.

SENDİKAMIZ KISA SÜREDE BÜYÜDÜ

2012 yılında Hak-İş bünyesinde kurulan Medya-İş Sendikası’nın çalışmalarını anlatan Medya-İş Genel Başkanı Sezai Ballı, sendikanın ilk olarak Anadolu Ajansı’nda çalışmalara başladığını hatırlattı. Sonrasında sendikal faaliyetlerin artarak devam ettiğini belirten Ballı, şunları kaydetti, “Sonrasında Anadolu Üniversitesi, Devlet Malzeme Ofisi, TÜİK, Diyanet TV Matbaası, Çağlayan Matbaası son olarak İller Bankası ve Hobim diye bir firmada örgütlendik. 2017 yılının Ocak ayında da iş kolunun lider sendikası olduk. 2020 yılı Ocak ayı istatistiğinde de aradaki farkı daha açarak birinciliğimizi korumuş olduk. Bunun yanında Türkiye’de ilk ve tek sendika kreşini açan sendika biziz. Ankara’da ufak çaplı bir misafirhanemiz var. 7 yıllık bir sendikayız 7 yıl içerisinde bu kadar iş yapmayı da bir başarı sayıyoruz. Geçen ay 3. Olağan Genel Kurulumuz oldu. Ekibimize Konya Gazeteciler Başkanımızı da dahil ettik. Daha önce gönül birliğiyle çalışmamız vardı fakat resmi olarak da sendikamıza girmiş oldu. Sendika üzerinde çalışması yüksektir.”

ÇEŞİTLİ ÇALIŞMALAR YÜRÜTÜLÜYOR

Anadolu medyasının ciddi sorunları olduğunu, bu sorunları bilerek hareket ettiklerini dile getiren Ballı, şunları söyledi, “Kanun gereği 50’den düşük işçi çalıştıran iş yerleri iş güvenliği kapsamı dışında oluyor. Anadolu’daki medyada sayılarımız 50’den altında genelde. Biz Anadolu medyasındaki durumu da biliyoruz. Sütun satır fiyatlarını biliyoruz, dolardan dolayı kağıt masraflarını biliyoruz. İşçi maliyetlerini biliyoruz, Konya’da 14 gazetenin 11’e düştüğünü biliyoruz. Böyle bir ortamda da sendikacılık yapmak esasen Anadolu’daki arkadaşlara faydasız olmak. Ben sendikalılığı yerine getirmeye çalıştığımda 14’ten 11’e düşen gazete sayısı belki de 11’den daha da aşağılara düşecek. Meslekteki arkadaşların işsiz kalma oranı artacak. Basın kolunda 91 bin olan sayımız 86 bine kadar düştü daha da düşüyor. Biz bu durumda sendika olarak buradaki arkadaşları görmezden de gelemeyiz. Bizim varlığımızı bildirmemiz gerekir. Bize üye olan arkadaşlara ferdi kaza sigortası yapıyoruz. Bir sıkıntı olursa ailesine 3-5 kuruş kalsın diye düşünüyoruz. Eğitimler, seminerler düzenliyoruz. Anadolu medyasına bu şekilde katkılar yapmaya çalışıyoruz.”

İCRA İFLAS İLANLARI KALDIRILMAMALI

Özellikle Anadolu medyasının gündeminden düşmeyen ve üzerinde birçok itirazların dile getirildiği icra iflas kanunlarının kaldırılmasıyla ilgili konuda değerlendirmelerde bulunan Ballı, “İcra ilanlarının yayınlanmaması noktasındaki konuda biz doğrudan çalışmıyoruz. Ama dolaylı olarak Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu bizim ortaklaşa çalıştığımız bir konfederasyon. Konfederasyonun da çalışmalarıyla bu konu ilk yargı paketinde engellendi. Zannedersem sonrası için de engellenecek. Böyle bir şey olursa gazeteler yüzden 40 kayba uğrayacaklar ve zaten zor ayakta duran arkadaşlar. Benim temennim bu kanun diğer yargı paketlerine de girmeyecektir. Sayın bakanımızın da söylemleri de bunu göstermektedir” diye konuştu.

ANADOLU MEDYASI PAZILIN BİR PARÇASI

Anadolu medyasının önemine vurgu yapan Ballı, Anadolu Medyasının her zaman devletinin ve milletinin yanında yer aldığına dikkat çekti. Bunun son örneğinin 15 Temmuz olduğunu vurgulayan Ballı, şunları söyledi, “Kuruluşundaki birlikteliğe, memleket menfaatine verilen kamu hizmetine Anadolu medyası 15 Temmuz’da da devam etti. Devletimizin bütünlüğü için Anadolu medyası elinden geleni yaptı. Pazıların parçalarını biraraya getirmedikçe bütünlük olmaz. Anadolu’da bir ilçedeki gazeteci ilçeyle alakalı bir parça, ildeki gazeteci ille, ulusaldaki gazeteci de memleketin geneliyle ilgili. Ama aradaki yapıyı bozunca genel yapıyı bozmuş olursunuz. Ulusal medya herhangi bir ildeki bir olayı veya güzelliği duyurmada ne kadar yeterli olabilir? Ama Anadolu’daki arkadaşlarımız olumlu veya olumsuz bir duyarlılık gösterdiği zaman ulusal medya da görüp aynı duyarlılığı gösteriyor. Pazılın parçaları tamamlanmadığında eksik kalır.”

SOSYAL MEDYA VE İNTERNET MEDYASI ZARAR VERİYOR

Son dönemde sosyal medyanın ve internet medyasının medyaya çeşitli zararlar verdiğine dikkat çeken Ballı, “Kanunu olmayan, kimler tarafından yürütüldüğü belli olmayan sosyal medya ve internet medyası bulunuyor. Burada işini düzgün yapanları tenzih ediyorum ama onların dışındakiler hem Anadolu’ya hem de ulusala darbe vuruyor. Erişilebilirlik kolaylaştığı için Anadolu basınına ihtiyaç olmadığı gibi bir algı oluşuyor. Ancak bu yanlış bir algı. Memleketin bilgiye değil doğru bilgiye ihtiyacı var. Doğru bilginin alınacağı yerler doğru iş yapan insanlar. Doğru iş yapan insanlar da Anadolu medyasında kanunen, hukuken denetlenen, işini doğru düzgün yapan insanlar. Ama kanun ya da hukuk karşısında sorumluluğun bilincinde olmayan insanlardan dolayı bu iş yanlış yorumlanıyor diye düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.

ABDULLAH AKİF SOLAK

Editör: TE Bilişim