Yaklaşan Kurban Bayramı nedeniyle bir açıklama yapan Selçuk Üniversitesi (SÜ) İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ramazan Altıntaş, kurbanın kişiyi hem Allah'a hem de insanlara yaklaştırdığını söyledi. Kurbanın her yönüyle güzel bir uygulama olduğunu ifade eden Altıntaş, toplumsal bağların güçlendirilmesine katkı sağlaması açısından da çok önemli olduğunu söyledi.

‘KURBAN, ALLAH RIZASI İÇİN KESİLİR VE ONUN YOLUNDA FAKİRE-FUKARAYA DAĞITILIR’

Kurbanın Allah rızası için kesildiğini ve onun yolunda fakire fukaraya dağıtıldığına dikkat çeken SÜ İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ramazan Altıntaş, “Kurban algısı da değişime uğradı. İslam’a göre kesilen kurbanların etleri üçe ayrılmalıdır. Bunlardan bir kısmı, fakire-yoksula dağıtılmalı, ikinci kısmı, eve gelen misafirlere, üçüncü kısmı ise, ev halkına ikram edilmelidir. Maalesef çevremizdeki varlıklı insanların çoğunda sanki kurban kesmek, yıllık et ihtiyacı içinmiş gibi bir algılama görüyoruz. Tamam, bunu fakir insanlar yapabilir, ama zenginlerimize ne oluyor? Etleri dağıtmak yerine, ihtiyaçları olmadığı halde derin donduruculara atıp, gelecek Kurban Bayramı’na kadar yemeklerde kullanılıyor. Bu doğru bir uygulama değildir. Kurban, Allah rızası için kesilir ve onun yolunda fakire-fukaraya dağıtılır. Bu husus yeniden gözden geçirilmelidir.” İfadelerini kullandı.

‘BAYRAM ÇOŞKUSU YAŞATILMALI’

Bayramlar, büyüklerimize saygının ve küçüklerimize sevgi, merhamet ve şefkatin öğretildiği ve bizatihi yaşandığı coşkulu zamanlar olduğuna dikkat çeken Altıntaş, “Bayramlar, büyüklerimize saygının ve küçüklerimize sevgi, merhamet ve şefkatin öğretildiği ve bizatihi yaşandığı coşkulu zamanlardır. Müslüman kültüründe kollektif ahlâk anlayışı, çocukların anne ve babalarına müteşekkir ve saygılı olmalarını zorunlu kılar. Eğer bayramlarımız gereği gibi değerlendirilmezse, evvela ailede meydana gelecek bu savrulma, içeriden bu kuruma büyük zarar verecektir. Manevi değer yargılarının askıya alındığı bütün toplumlarda, ailenin iki temel direği olan anne ve babaya karşı saygı ve sevgi bağları zayıflayacaktır. Bununla da kalmayacak, karşılıklı sevgi ve saygı bağlarının koptuğu bir aile ortamında, anne ve baba çocuklarına yabancılaşır; çocuklar da anne ve babalarına yabancılaşır. Böylesi sonuçların ortaya çıkmasını, akrabalarla olan ilişkilerin kopmasını istemiyorsak, hele hele çocuklarımızın dini ve millî kimliklerinin zarar görmesini hiç istemiyorsak, mümkün olduğu sürece dini bayramlarımızı bütün aile bireyleriyle birlikte kutlamamız gerekir. Böylece çocuklarımıza bayram coşkusunu yaşatmak suretiyle onların tarihine, kültürüne, değerlerine, milletine, medeniyet ve dinine yabancılaşmamasını sağlamış oluruz.” dedi.

‘BAYRAMLAR SOSYAL BARIŞIN SİGORTASIDIR’

Bayramların sosyal barışın sigortası olduğunu ifade eden Altıntaş, “Bayramlar sosyal boyutu olan tarihi günlerdir. Aynı zamanda bayramlar, barış günleri olup kardeşliğin ve dostluğun zirveye çıktığı günlerdir. Bayramlar, birbirine küs ve dargın olan kimselerin barıştırılması için de iyi bir fırsattır. O halde, bayramların manevi zenginliğinden ve gönülleri yumuşatıcı coşkusundan istifade ederek küsleri barıştıralım.” İfadelerini kullandı.

MUHAMMED ESAD ÇAĞLA

Editör: TE Bilişim