Dünyayı kasıp kavuran koronavirüs salgını nedeniyle bu yıl Ramazan ayı buruk geçti. Salgın nedeniyle camilerde cemaatle namaz kılınmaması, toplu iftar ve sahurlarının yapılmaması nedeniyle Ramazan ayı bu yıl farklı geçse de, müminler Ramazan’ın bereketinden istifade etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Kabine Toplantısı sonrası yapılan açıklamada, Ramazan Bayramı'nda koronavirüs önlemleri kapsamında 81 ilde sokağa çıkma yasağı uygulanacağı duyuruldu. Bu kapsamda, bayramın da evlerde geçirileceğini hatırlatan Selçuk Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ramazan Altıntaş, ziyaret edilemese de büyükler ve küçüklerin unutulmaması gerektiğini vurguladı.

RAMAZAN BURUK GEÇTİ

Bu sene bütün dünya Müslümanları gibi Ramazan ayı hepimiz açısından buruk geçtiğine dikkat çeken Selçuk Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ramazan Altıntaş, şunları söyledi, “Dinimizde Ramazan Bayramı’na yaratılış bayramı denilir. Hz. Peygamber (a.s) bir rivayette “oruç tutan kimsenin iki sevinç anı vardır. nlardan birisi iftarını açtığı zaman, diğeri de Rabbine kavuşma anıdır” buyurmuşlardır. Gerçekten de sabahtan akşama kadar bir Müslüman; yemesini, içmesini, nefsani arzularını bir kenara bırakıyor, hem midesine, hem organlarına ve hem de kalbine Allah’ın rızasını kazanmak adına oruç tutturuyor. görev bitince yine O’nun emrine uyarak orucunu açıyor. Bu bir sevinç anı. İkincisi ise, bir ay tuttuğumuz orucun nihâyetinde ‘Rabbimize kavuşmak’ olarak nitelendirilen Ramazan Bayramı’na ulaşma zamanıdır. İşte müminin hayatında bu iki güzel haslet bayram sevinci olarak yorumlanmıştır. Bu sene bütün dünya Müslümanları gibi Ramazan ayı hepimiz açısından buruk geçti. Bunda en büyük etmen, korona hastalığı salgını olmasıdır. Dünya olarak, tarihte olmamış zor zamanları yaşadık. Hayatımızı hala aile bireyleriyle birlikte evlerimizde geçiriyoruz. Müslümanların tarihinde ilk defa; Mescid-i Haram, Mescid-i Nebi, Mescid-i Aksa ve yeryüzünde bulunan tüm camilerimiz toplu ibadete kapatıldı. sene Cuma, beş vakit namaz ve teravih namazlarını gürül gürül toplu bir şekilde camilerimizde kılamadık. Bunun üzüntüsünü hep yaşadık, yaşamaya devam ediyoruz. Sabırla göğüs gerdiğimiz bütün bu fedakârlıklar, başta kendimiz olmak üzere, diğer insanları bulaş tehlikesinden korumaktır. Ayrıca bu sene toplu iftarlar da yapamadık. Bir çoklarımız aile büyüklerinden, evlatlarından, akraba ve komşularından uzak da bir ramazan ayı geçirdi. Hani Kur’an’da “o gün kişiler; kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçar” (Abese, 80-34-36) buyrulduğu gibi biz bunun provasını bu dünyada yapıyoruz. Elbette bütün bunlar kendi sağlığımız için. Bunda da bin bir hikmetin var olduğuna inanıyoruz. Sanki Cenab-ı Hak birbirinizin değerini bilin, diye bize bunları yaşatmış da olabilir.”

EVLERİMİZİ MESCİTLERE ÇEVİRDİK

Koronavirüs sebebiyle alınan önlemler kapsamında camilerin kapatılması ve toplu ibadetlerinin yapılmaması sebebiyle evlerin Ramazan’da mescitlere çevrildiğini dile getiren Altıntaş, “Bu yıl, evlerimizi mescide dönüştürdük. Hayatı evlerimize sığdırdık. Beş vakit namaz ve teravih namazlarını evlerimizde bütün aile fertleriyle birlikte eda ettik ve etmeye de devam ediyoruz. Mukabelelerimizi okuduk. Kadir gecesinde okuduğumuz mukabeleleri, geçmişlerimizin ruhlarına bağışladık. Fıtır sadakalarımızı, varsa zekatlarımızı ihtiyaç sahiplerine ulaştırmanın hazzını yaşadık. Böylece okulsuz bir toplum olarak evlerimiz bir mektep haline dönüştü. Hem dini eğitim ve hem de okul eğitimlerimizi dijital ortamda evlerimizden sürdürdük. Aile üyelerimizle daha candan bir arada olduk. Her kötülüğün zımnında bir iyilik vardır, ilkesiyle hareket ettik. Bu mahrumiyetler, sahip olduğumuz birçok şeyin değerini bilmemize, hayatımızı daha disiplinli bir şekilde yaşamamıza katkıda bulunacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı.

BÜYÜKLERİMİZİ UNUTMAYALIM

Bu yıl 81 ilde uygulanacak sokağa çıkma kısıtlaması nedeniyle Ramazan Bayramı’nı evlerde geçirileceğini anımsatan Altıntaş, “Bayram günlerinde erkenden kalkmak, güzelce bedenimizi yıkamak ve temiz elbiselerimizi giymek, güzel koku sürünmek, sevinçli olmak, bizleri böylesine güzel günlere eriştirdiği için Yüce Rabbimize şükretmek, yapmamız gereken temel davranışlardandır” dedi. Bayramda yapılabileceklerle ilgili bilgiler veren Altıntaş, şöyle konuştu, “Bu yıl Ramazan Bayramı’nı eda etmek üzere camilerimize gidemeyeceğiz. Hz. Peygamber, Ramazan Bayramı sabahı, hurma gibi tatlı bir şey yemeden bayram namazına gitmezlerdi. Korana sebebiyle artık bizim namazgahımız evlerimiz olduğuna göre aile bireyleriyle birlikte Hz. Peygamberin bu sünnetini evlerimizde icra edersek, yine aynı sevabı alırız diye, düşünüyorum. Bayram günü sabah namazını kıldıktan sonra aile bireyleri olarak dışarıya, camiye gidecekmiş gibi bayramlık elbiselerimizi giyelim. Evimizde varsa çocuklarımız bu anın mutluluğunu doya doya yaşasınlar. Bu arada bayram namazı vaktine kadar Kur’an, salavat, zikir, fikir gibi mubah işlerle meşgul olalım. Bayram namazı vakti geldiği zaman herkes iki rekat kuşluk namazı kılsın. Sonra da reis olarak babamız besmele, hamdele ve salveleden sonra aile üyelerimize bir muhasebe konuşması yapsın. Arkasından aile efradının bayramlarını kutlasın. Çocuklarımıza aldığımız hediyeleri takdim edip onları sevindirdikten sonra bayram sofrasının başına geçelim. Önce uzakta olan anne-baba, kardeş, hala, dayı gibi yakınlarımızdan başlamak üzere uzak akrabalarımızın, arkadaş, eş ve dostlarımızın bayramlarını tebrik etmek üzere telefon ve diğer haberleşme araçlarından da istifade ederek bağlantılar kuralım. Ümidimizi kaybetmeyelim.”

MUHAMMED ESAD ÇAĞLA

Editör: TE Bilişim