9 gün devam eden Barış Pınarı Harekatı’nda önceki gün Amerika Birleşik Devletleri (ABD) heyeti ile yapılan görüşmeler önemli bir dönüm noktası oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence’in yaptığı uzun süren görüşmenin ardından, önemli kararlar çıktı. Varılan mutabakata göre ABD, Barış Pınarı Harekatı bölgesi içerisinde yer alan güvenli bölgeden YPG unsurlarını çıkaracağının garantisini verdi. Böylece Barış Pınarı Harekatı’na 120 saatlik bir ara verildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 120 saat içerisinde YPG’nin güvenli bölgeden tamamen çıkması şartıyla harekatın tamamen durdurabileceğini söyledi. Varılan mutabakata göre ABD, Türkiye’ye yönelik yaptırımları da kaldıracak. Büyük yankı uyandıran mutabakat uluslararası arenada “Türkiye istediğini aldı” başlıklarıyla yorumlanırken, Türkiye cephesinde de olumlu karşılandı. Mutabakatı değerlendiren uzmanlar ise, şuan ki tabloyu Türkiye’nin başarısı olarak yorumluyor.

İNŞALLAH BARIŞÇIL ŞEKİLDE HEDEFE VARILIR

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şaban Çalış, ABD ile bir mutabakata varıldığını söyledi. ABD’nin daha önceki sözlerini tutmadığını hatırlatan Çalış, “ABD bundan önceki verilen sözlerde de Birtakım sorunlar ortaya çıkmıştı. İnşallah bu verilen sözler yerine getirilir. Böylece Türkiye’nin Barış Pınarı Harekatı’yla varılmak istediği hedefe barışçıl bir şekilde varılmış olur” dedi.

KISA VADEDE TÜRKİYE AMACINA ULAŞTI

Varılan mutabakatın kısa vadede Türkiye’nin amacına ulaştığı şeklinde yorumlanabileceğini belirten Çalış, şunları kaydetti, “120 saatlik sürenin geçmesini beklemek gerekecek. Gerçekten verilen sözler, masada konuşulanlar uygulamaya konulacak mı konulmayacak mı? Türkiye’nin Barış Pınarı Harekatı’yla kendi sınırlarını korumak olarak yorumlarsak bu varılan mutabakat Türkiye’nin kendi güvenliği açısından istediğini aldığı olarak görülebilir. Kısa ve orta vadede şunu söylemek mümkün: Irak’ın Kuzeyinde Türkiye’nin güvenliğini rahatsız edecek bir terörist oluşuma bundan sonra müsaade edilmeyeceği görülüyor. Bunun ABD tarafından da, bölgedeki YPG/PKK unsurları tarafından da anlaşıldığı kanaatindeyim. Burada bir başka önemli mesele de şu: ABD’nin bölgeyi terk etmesiyle oluşacak boşluktan Rusya faydalanacak gibi görünüyor. Oradaki kontrol büyük ölçüde Rusya’ya devrediliyor gibi görünüyor. Bu tabi Rusya’yla birlikte Esad rejimine devredileceğini tahmin etmek zor değil. PKK/YPG’nin terk ettiği bölgelerde Rusya ve Suriye bayraklarının asılıyor olması bunu gösteriyor. İnşallah Rusya, bundan sonraki bölge politikalarında Türkiye’nin güvenlik endişelerini dikkate alır ve oradaki terörist oluşumlarının yeni hamisi olmaz. Uzun dönemde bölgedeki PKK’nın Sovyetler Birliği dönemini de düşünecek olursak ve Rusya kaynaklı bir tarihe sahip olduğunu da görecek olursak, bu konuları da dikkate almak gerekiyor. Ancak şuan itibariyle, en azından bu 5 günlük sürenin sonuçlarını ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya ziyaretinin sonuçlarını görmek gerekiyor. Kısa vadede baktığımızda, Türkiye Barış Pınarı Harekatı’yla amaçladığı hedefine ulaşmış görünüyor. İnşallah diplomaside de aynı başarı devam eder, sonuçlar da Türkiye’nin istediği gibi olur.”

ESAD’LA MASAYA OTURULABİLİR

Yeni sürecin ardından Suriye’deki mevcut rejimle ilgili Türkiye’nin masaya oturabileceği ihtimalini de değerlendiren Çalış, şu bilgileri verdi, “Esad’la görüşmek kolay bir süreç olmayacak. Ama Türkiye’nin amacı her zaman Suriye’nin toprak bütünlüğünden yana olduğu için, uzun vadede Şam’da kim varsa o makamlarla bir görüşme yapmak durumunda kalabilir. Bu ilelebet bu şekilde devam etmeyecek. Yeni bir hal ortaya çıkarıp yeni bir diplomasi yürütmek her zaman mümkün olabilir. Türkiye kendi güvenliğini de sağlamak durumundadır, terörü engellemek durumundadır. Dolayısı ile uzun vadede gelişmeler de o yönde görünüyor. Rusya, İran bölgesel güçler olarak zaten Esad’ı destekliyor. Türkiye’nin kaygıları giderildiği sürece Türkiye herkesle müzakere masasına oturabilir. Şam’daki hükümet de Türkiye’nin kaygılarını anladığı sürece masaya oturulabilir. Ama hiçbir zaman terörist unsurlarla masaya oturmayacaktır.”

ABDULLAH AKİF SOLAK

Editör: TE Bilişim