Türkiye’de ilk defa Küçükler Basketbol Ligini kurarak altyapı hareketini çocuklar seviyesine indiren basketbol il temsilcisi, Deplasmanlı Basketbol Liglerinde kesintisiz en uzun süre görev yapan hakem, ilk görev yılında şampiyonluğu son iki dakikada kaçırıp bir daha takım çalıştırmayan Antrenör, profesyonel futbol takımının kapısından basketbol antrenörünün baskısıyla dönen sporcu, yüksek atlamada beş yıl üst üste Konya şampiyonu, kısaca Konya basketbolunun kıdemli emektarı… Aynı zamanda gazeteci, basın danışmanı, sicil lisans şefi… Bu meziyetlerin hepsine sahip olan Nizamettin Yetişen ile çocukluk ve gençlik yıllarından bugüne yaşadıklarını, tecrübelerini konuştuk.

M.GÜDEN: Türkiye şampiyonluğuna bir adım kalmış, sonuç ne oldu?

N.YETİŞEN: Maçlar iki grup halinde oynanıyordu. Diğer grup çok zayıftı ve şampiyon ya Deneme Lisesi ya da biz olacaktık. Deneme Lisesi maçımızı o yılların meşhur hakemlerinden, Uluslararası hakem lisansı da olan Hüsamettin Topuzoğlu yönetiyordu. Dönemin Basketbol Federasyonu başkanı Faik Gökay’ın oğlu da Deneme Lisesi takımının oyuncusuydu! Maçın normal süresi berabere bitince hakem uzatma verdi ve biz kazandık. Tabi sevinç içinde salondan ayrıldık, soyunma odasında bayram yapıyoruz. Bu arada Federasyon Başkanı telefon edip hakeme ‘Uzatmayı iptal et, maçı berabere bitir’ diye talimat vermiş. Maçın berabere bitmesi diğer bir uygulama yok ama o yıllarda Başkan istiyorsa olur! Genel averaja bakınca da Deneme birinci olacak. Biz odada sevinirken oynadığımız uzatma dakikaları silinmiş, maç berabere ilan edilmiş. Maçı izlemeye gelen Ankara Gençlik ve Spor İl Müdürü Sami Yavrucuk soyunma odamıza gelerek bizleri tebrik ve teselli etti, bunu da hiç unutamıyorum.

Deneme Lisesi averajla üstün sayılıp şampiyon ilan edildi. Ertesi gün Diğer grubun şampiyonunu 30 sayı farkla yendik ama nafile… Hiç yenilmediğimiz halde Türkiye şampiyonluğunu kaybettiğimiz gibi üçüncü olabildik! Takım olarak çok üzüldük.

M.GÜDEN: Atletizmde ne gibi başarılar sağladınız?

N.YETİŞEN: Atletizmi de Özcan hocamızın nezaretinde yaptık. O yıllarda sporculara derecelerine göre serbest giriş kartı verilirdi. Basketbol takımı 50 kişiyse hepsi alamazdı. Özcan hoca senede iki defa yapılan yarışlara bizi götürür her birimiz farklı kategorilerde yarışırdık. Şekerspor’un atleizm kadrosu iyi idi. Rahmetli Vezir Balcıoğlu başlarındaydı. Mustafa Keten’de Mustafa Sılay’a kadar bir sürü meşhur isim vardı. 1973-78 yılları arasında yüksek atlamada 1.65 makas stiliyle 5 yıl üst üste Konya şampiyonu olup Zonguldak, Mersin, İstanbul ve İzmir’de yapılan şampiyonalarda Konya’yı temsil ettim. Sonra tayin vesilesiyle ünlü cimnastikçi Cengiz Barın Konya’ya geldi de o yüksek atlamada 1.80 derece yapıp beni geçti.

M.GÜDEN: Hakemlik serüveniniz ne zaman başladı?

N.YETİŞEN: Yılların birbiri ardına hızla akıp gittiğinin farkındaydım; aktif sporculuk hayatım tükenmek üzereydi. 1970 senesinde Hüsamettin Topuzoğlu’nun Konya’da açtığı hakem kursunu başarıyla bitirip hakemlik lisansımı aldım. Bu sırada Özcan Vanlıoğlu’da Konya İdmanyurdu’ndaki antrenörlük hayatını bitirme kararı almıştı. Yönetim Kurulu beni o sene A takım Antrenörlüğünü bana verdi.

M.GÜDEN. Hakemlikle Antrenörlüğe aynı sene başlamış oldunuz; ilk yılınız nasıl geçti?

N.YETİŞEN: İlk Antrenörlük sezonumda A takımla Konya Şampiyonu olduk ve Burdur’daki grup müsabakalarına gittik. Burada da 16 tam içerisinde birinci olmayı başardık. Bu maçların hemen arkasından Ankara’da Anadolu Kupası maçları oynandı. Burada önce Adana, sonra Kırklareli takımlarını yendik. Samsun’la oynayacağımız son maçı kazanan takım 2. Lige terfi edecekti. Maçın son iki dakikasına on sayı farkla önde girmiştik. Biz artık 2.Lige yükselmenin coşkusuna kapılmışken, kenarda oturan üç tecrübeli, daha doğrusu yaşlı devre arkadaşım ısrarla oyuna girmek istediler. Onları kırmamak adına, duygusal davranıp isteklerini kabul ettim ve oyuna aldım. Fakat ısınmadan oyuna giren bu arkadaşlar hata üstüne hatalar yaparak bir sayı farkla yenilmemize sebep oldular. Ancak hiçbir zaman onlara kabahat bulmadım; hata benimdi. Profesyonelce düşünüp, onları oyuna almamalıydım. Bu ibretlik yenilgiden sonra “Antrenörlük benim işim değilmiş” dedim ve bıraktım.

M.GÜDEN: Hakemlik dönemi bundan sonra mı başladı?

N.YETİŞEN: Aslında cümlesini birden bırakma niyetindeydim. Fakat 1971 senesinde Federasyon As Başkanı Hüsamettin Topuzoğlu’nun ısrarları üzerine hakemlik yapmaya başladım. Deplasmanlı 1 ve 2.Lig müsabakalarında 16 sene görev alarak Konya’yı hakemlik alanında temsil ettim. Böylece Deplasmanlı basketbol liginde en uzun süreli görev yapan hakem olma özelliğini de kazandım.

M.GÜDEN. Hüsamettin Topuzoğlu Deneme Lisesi maçında şampiyonluğu elinizden almış ama sonraki senelerde size çok yakınlık göstermiş, yanılıyor muyum?

N.YETİŞEN: Hüsamettin Hoca’nın açtığı hakem kursuna katılmamda bir daveti ya da hakem lisansı almamda bir dahli yoktu. O dönem katılabileceğim kursun hocası oydu. Ama sonraki yıllarda bana yakınlık gösterdi, tespitiniz doğru. Bunda o maçın etkisi var mıydı bilmem ama fikri ve tatbiki manada bizi beğendiğini, bu sebeple kıymet verdiğini söyleyebilirim.

M.GÜDEN: Ne zaman evlendiniz?

N.YETİŞEN: SSK Müdürlüğünde çalışan Bozkırlı rahmetli Hacı Ahmet Yavuz ve Nilüfer Yavuz’un kızı Zühal hanımla 10 Ağustos 1976’da evlendik. İki kızımız dünyaya geldi. Kızımız Figen Akyüz ana sınıfı öğretmeni, beyi Burhan Akyüz’de matematik öğretmenidir. Bunlardan iki torunum Sümeyye ve Berfin dünyaya geldi. Diğer kızım Çiğdem Gülşen’de beyi Yunus Akyüz gibi beden eğitimi öğretmenidir. İkisi de voleybolda önemli başarılar sağladı ve Türkiye şampiyonalarında yarıfinali gördüler. Bunlardan da iki torunum, Kayra Berk ve Hüma Arya’mız var.

M.GÜDEN: Basketbol Ajanlığı, şimdiki ifadeyle İl Temsilciliğiniz nasıl başladı ve neler yaptınız?

N.YETİŞEN: 1977-80 yılları arasında Basketbol İl temsilciliği görevi bana verildi. Ben de gerek müsabaka gerekse hakemlik adına önemli atılımlar yaptım. Mesela Konya basketbol hakemliğinin o yıllarda altın çağını yaşadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Benimle birlikte Fikret Altan, Hasan Çavuşoğlu, Kerim Sargın, Nuh Kılıç, Kemal Kaya, Ramazan Mutlu gibi arkadaşlarım 1 ve 2.Deplasmanlı Liglerde düdük çaldı.

Türkiye’de ilk defa minikler ve küçükler liglerini kurarak bir ilki başlattım. O yıllarda federasyonun müsabaka kategorilerinde minik ve küçükler yoktu. Bizden iki yıl sonra Basketbol Federasyonu bu kategoride maçlar düzenlemeye başladı. Yine bu yıllarda Konya’da teşvik ve fuar kupası maçlarını oynatarak bir ilki daha gerçekleştirdim. Gençlik ve Spor Müdürümüzle görüşüp ikna ederek, yüzme havuzunun yanına üç adet açık basketbol sahası yaptırdım.

Bunların yanında; 1978, 79, 80 yıllarında Basketbol Federasyonu Yurtiçi Organizasyonlar Komitesinde üye olarak görev yaptım. 1986 senesine kadar sahalarda maç yönettikten sonra da hakemliği bıraktım. Bu tarihten sonra Basketbol müsabakalarında Federasyon Temsilciliği ve Teknik Komiser olarak müşahitlik yaptım.

Hakemlik ve Federasyon temsilciliği yaptığım yıllarda Türkiye’nin 17 ilinde Basketbol eğitim kursları açarak ülkemize yüzlerce hakem yetiştirdim. Günün şartları ve fiziki dururum gereği basketbolu 2006 yılında tamamen bıraktım.

M.GÜDEN: sporcuların ‘anlatılası, ya da saklanası’ hatıraları çok olur. Sizin de bizimle paylaşmaya değer bulduğunuz hatıralarınızdan istifade edebilir miyiz?

N.YETİŞEN: Uzun spor yaşamın boyunca unutamayacağım birçok olaylar yaşadım. Türkiye genelinde binlerce eş-dost edindim. Spor yaptığım için çok mutluyum. Kendimle bunun için övünç duyuyorum. Bana sundukları hayat ve imkânlar sebebiyle başta ailem olmak üzere Konya İdmanyurdu yöneticilerine, basketbol federasyonu üyelerine ve her zaman yanımızda hissettiğim Konyalı basın mensubu dostlarıma teşekkür ederim.

Hayatımın en önemli sportif hatıraları arasında belki de en önemlisi olan ve ders niteliği taşıyan; oynamaya hazır olmayan üç arkadaşımı on sayı farkla galipken son iki dakikada oyuna alıp 1 sayı farkla yenilmemizdir. Her antrenörün belleğinde taptaze durması gereken bir vesikadır bu hadise.

M.GÜDEN: Gazeteciliğe nasıl başladınız?

N.YETİŞEN: Üniversite sınavına giremeyince Yeni Meram Gazetesinde çalışmaya başladım ve 1971 yılında Askere gidinceye kadar 4 yıl spor şefi olarak görev yaptım.

M.GÜDEN: Elit sporcuların askeri takımlarda oynama şansları vardı, siz de oynayabildiniz mi?

N.YETİŞEN: Tabi. Askerliğimi Ankara Jandarmagücü’nde yaptım ve terhis olduğum 1973’e kadar Deplasmanlı 2.Ligde oynadım.

M.GÜDEN: Sportif kişiliğinizin yanında sizin memuriyet hayatınız da dolu geçti. Ne zaman nerede başladınız ve hangi kurumlarda görev yaptınız?

N.YETİŞEN: Memuriyete 1974 senesinde şimdiki adı Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü olan Beden Terbiyesi ve Spor İl Müdürlüğünde başladım ve altı sene Sicil Lisans Şefliği yaptım. 1980-83 yılları arasında da SSK Hastanesinde çalıştım. 1984 senesinde Konya Ticaret Odasına geçiş yaptım ve emekli olduğum 1994 yıllına kadar Başkanlık Basın Müşaviri olarak görev yaptım. Emekli olduktan sonra aldığım ücretle annemi ve eşimi hacca götürdüm. Şimdi artık, televizyonlardan maçları izleyerek spora ilgimi sürdürürken torunlarla vakit geçiriyorum.

M.GÜDEN: Sizin bir de Konya Basketboluna dair kitabınız vardı. Ne zaman yayınladınız, içeriğinde neler vardı, anlatır mısınız?

N.YETİŞEN: Konya basketbol tarihine ışık tutacak, güncel bilgileri de barındıran bir kaynağımız yoktu. Ben de Basketbol İl Temsilcisi olduğum dönemde, 1979 yılında Konya Basketbolu adlı kitabımı yazdım. Konya’da basketbol ne zaman kimler tarafından oynanmaya başlanmış, kimler İl temsilciliği yapmış, komitelerde görev almış, hangi kulüpler liglere katılmış bunları derledim. Basketbol oyun kuralları, her branşın o güne kadar oluşan puan cetvelleri, yıllara göre Konya şampiyonu olmuş takımların isimleri gibi konulara da kitabımda yer vermiştim. Konya basketbolunun ilk kaynak kitabıdır ve zannederim daha sonra da yazan olmadı.

MUSTAFA GÜDEN

Editör: TE Bilişim