Bir yazımda neden kurumsallaşamadığımız konusunu işlemiştim.

Çok olumlu tepkiler aldım.

Peki  nasıl kurumsallaşacağız ?  sorusu ile sık sık karşılaştım.

Hakikaten nasıl kurumsallaşacağız?

Bu soruyu şöyle sorarsak, cevaba giden yola girmiş oluruz sanırım; Nasıl ilkeli hale geleceğiz?

Yani her ne yapıyorsak, oyunu kuralına göre nasıl oynayacağız?

Öncelikle kurumsallaşmayı oyuna kural koymak ve  kuralına göre oyunu oynamak olarak özetlersek; kurumsallaşmak ilkelerin kuralların sistematik hale getirilmesi diyebiliriz Öncelikle, kurumsallaştırmak istediğimiz organizasyonun sorumlu  ya da sorumlularının  bu konuda ortak kararı olmalı.

Karar verenlerin iradesi olmalı,

Organizasyonu kurumsal hale getirmek için yani kurallara büründürmek için organizasyonel  iradeyi harekete geçirmek lazım.

 Hangi organizasyon olursa olsun; aile , devlet, sivil toplum örgütü,  şirket , kurumsal ilkelere göre faaliyet gösterme, bu kurallara uyma, başta sorumlular olmak üzere herkesin ana ilkesi oyunu kuralına göre oynamak konusunda prensip kararı almalı.

Dedik ya oyunun kuralları olmalı.

Yani iş ve görev tanımları olmalı.  Tabii ki oyuna göre.

Oyuncular oyuna göre organizasyonda görev almalı.

Oyunun kurallarına göre oynayacak yetenekte olmalı.

Öyle herkes her işi yapar mantığı ile oyun olmaz.

Önceden sahip olunmayan becerilerin sonradan kazandırılması zaman alır.

Bir iki günde işin öğretmek,  işin erbabına saygısızlık olur.

İşi hafife almadan..

Zaten hemen olacak olsaydı, kısa yoldan düzelseydi işletmeler zor duruma düşmezdi..

Belki de bir şekilde çözüme gitmek çözümsüzlüklerin temel sebebi. Yani kuralsız çözümler Yalnız iş içerisinde yeni beceriler elde etmek ile işe başlamayı,  karıştırmayalım.

Bu kurallar duruma ve kişiye göre değişmemeli.

İşe göre kurulan organizasyonun net tanımlanmış hedefleri olmalı.

Bu büyüme ve gelişme amaçlı olabileceği gibi, krizden kurtulma, yeniden yapılanma, süreklilik, mesela işletmenin gelişmesi, sektörde liderliği gibi amaçlar olabilir.

Bir zamanlama olmalı.

İlkeler işe göre olmalı,

Öyle bir kişinin, müdür patron, ya da organizasyon içinde etkili bir gücün  kafasındakinin dikte edilmesinden çok amaca uygunluk ilkesine göre olmalı.

Bir ekip ruhu olmalı,. Kahramanların olduğu yerde ekip ruhu olmaz . kahraman olacaksa ,başarı olacaksa o ekip kahraman olmalı, ekibin başarısı olmalı.

Çoğu işletmeleri kahraman İşbilenler, her şeyi bilen patronlar veya diğer yöneticiler krize sürüklemişlerdir.

Kendi kahramanlıklarını göstereceğiz derken işi riske atmışlardır.

Kurumsallaşmanın sağlanabilmesi için kurum içi iletişim şeffaf olmalı. Herkes bilmesi gerekene ulaşmalı, bildirmesi gerekeni ulaştırmalı.

Bilgi beceri mümkün olduğunca paylaşılmalı.

İletişim doğru kanalla olmalı doğru adreslerle sağlanalı. İlgisiz kişilerle yapılacak iletişim, doğru nakledilmeyen bilgiler ve mesajlar,  doğru kararları almamızı engelleyecektir.

Hatta işletme içi paralel mekanizmaların önünü açacaktır. Yanlış kararlara sebep olacak, doğru karar alınsa bile doğru uygulama olmayacaktır.

İş başlangıcından  sonucuna kadar, sürecin tamamı; rakamsal, fiili olarak , kayıtlı olmalı.

Kayıt işletmenin istatiksel verilerinin oluşması, doğru tahliller ve geleceğe dönük doğru kararlar için gereklidir.

Tabii ki her şeyden önce insan kaynağının doğru olmalı. Yani işe göre insan.

Ve işe uygun ekipman..

Eğer işletme içinde boşta kalana iş uydurmaya çalışıyorsak bu zaman kaybı, iş kaybı her şeyden önce kurumsallıktan uzaklaşmak demektir.

İlkeler;  işi ,doğru yolunda götürmeli ,doğru insanı yüceltmeli, yanlış insanı  elemeli.

Bir organizasyon, ya da kriz halindeki bir yapı  kurumsallaşma istiyor ise, kurumsallaşmaya karar verecek merci  önce kendisini doğru analiz edecek, doğru analize izin verecek.

Samimi öz eleştiriler yapılacak. Samimi tahliller yapılacak.

İşin yanlış gitmesindeki gerçek sebebe kesin ulaşılacak.

Bu öz eleştiri bireysel ve kurumsal olarak tamamlanacak.

İşletmenin avantaj dezavantaj, üstün ve zayıf yönleri net bir şekilde ortaya konacak.

Sonra tedaviye başlanacak.

Bahane, korumacılık sevmek, yakınlık gibi duygusal yaklaşımlardan arınarak bir öz eleştiri yapılacak.

Kişisel ve kurumsal öz eleştiri.

Tedavi süreçleri belirlenecek.  Zamansal  yapılabilirlikler belirlenecek.  En uygun zaman ve organizasyonla çözüm süreci başlayacak.

En acı kararları almaktan çekinilmeyecek.

İş ne gerektiriyorsa o yapılacak. Zayıf yanlar güçlendirilecek, dezavantajlı yanların eksik tarafları ortaya konacak, avantajlı ve güçlü yönler lokomotif hale getirilecek Yapılması gerekenler ilkeleşecek.

Elbette burada kurumsal başarı için  organizasyon içi uyum zorunluluğu ve sorumluluğu bilincini daha işin başında yerleştirmek gerekiyor.

Uyum, iş içi ahenk yani eş güdüm  bu yolun olmazsa olmazı.  Bunu bozacak her türlü virüsten kurtulmak lazım.

Kurumsal  organizasyon olmak öyle bir anda olacak bir iş değil bir zaman meselesi.

Eğer meyve ağacı ekeceksen ağacın yetişme süresini göze alacaksın.

Meyve isteyip de, çim yetiştirme süresine meyve beklemek , daha işin başında kuralı bozmak demek.

Kaliteli ve katma değerli iş isteyip de kalitesiz insanla çalışmaya çalışmak, kabak tekerle buzda yarış yapmaya benzer, arabanız en kaliteli yarış arabası da olsa fark etmez.

Kurumsallaşma yolunda ilerlemek için,  işi ilkelere bağlamak ilkeli hareket etmek lazım.

Bu da işletmeyi karaktere  büründürür, işletmeye özgün kültürel  yapı oluşturur, kişilik kazandırır İlkeleri sistemleştirdiğimiz zaman kurumsallaşma başlamış olur.

Tabii sabırla, doğru zamanda, doğru ölçüde, doğru kişilerle, doğru mekanda ve doğru işler yaparak.