Türkiye 12 yıldır bir dönüşüm yaşıyor. Bu dönüşümün mimarı Kasım 2002 yılında iktidara gelen AKP. Vatandaş bu dönüşümün ne olduğunu tam manası ile anlamasa da destekliyor. Bu destek sonrasında AKP 2007 ve 2011 seçimlerinin galibi oldu. 2004, 2009 ve 2014 mahalli seçimlerinden birinci parti olarak çıktı. Bu arada yapılan bir referandumdan da galibiyetle ayrılmasını bildi. Son olarak 10 Ağustos 2014 tarihinde yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde de istediğini aldı.

2002 yılında Yeni Türkiye parolası ile yola çıkan AKP hedefine adım adım yaklaşıyor. Yeni Türkiye sloganı neyi ifade ediyor diye merak edip 2002-2014 yılları arasında yapılan icraatlara baktık. Benim tespit ettiklerim şunlar:

2002 yılından günümüze doğru tek adam iktidarına doğru yaklaşıyoruz. Başbakan Erdoğan, kendi üzerinde bir makam ve erk olmasına tahammül edemiyor. Yola çıktığı dava arkadaşlarını birer birer tasfiye ediyor. İlk giden Ertuğrul Yalçınbayır olmuştu. Onu Burhan Çömez izledi. Arkasından Abdüllatif Şener geldi. Arada daha başka isimler de var; ama onlar fazla tanınmadıkları için buraya almıyorum. 

2002'den beri birlikte yürüdüğü, Türk Telekom Arena Stadı'nda dönmesi için çağrı yaptığı bir şahıs vardı. Hani referandum sırasında, “elimden gelse mezarda yatanları dahi kaldırıp evet oyu vermelerini sağlarım.” diyen şahıs. Hani hep birlikte “Beraber yürüdük biz bu yollarda!” şarkısını söylüyorlardı . Malum şahsın Türkiye'deki temsilcisi olduğu söylenen bir gazetenin yazarı ile! Şimdi o malum şahıs paralel yapıyı yöneten bir terör örgütünün lideri oluverdi birden bire. Hatta inlerine (in kelimesinin anlamına sözlükten bakılabilir.) girip köklerini kazımaktan bahsedilmeye başlandı birdenbire.  

2007 yılında “Müslüman Cumhurbaşkanı” sloganı ile başa getirilen, birader diye hitap edilen Abdullah Gül de Cumhurbaşkanlığı görevi bittikten sonra partisine dönmeyi düşünüyordu. Bu düşüncesini kamuoyu ile paylaşmak hatasını yaptı. Bu açıklama sonrasında Çankaya'nın yeni sahibi partinin elinden kayabileceğini düşünerek hemen genel kurul kararı aldı. Tarih çok enteresan!

Cumhurbaşkanlığı devir teslim töreni 28 Ağustosta yapılacak ve Abdullah Gül görevini Tayyip Erdoğan'a devredecek. AKP Genel Kurulu ise 27 Ağustosta yapılacak. Bu tarihte Abdullah Gül halen Cumhurbaşkanı görevini sürdürdüğü için AKP genel başkanlığı için aday olamayacak. Yani bir yol arkadaşı daha diskalifiye edilmiş olacak.

2015 seçimlerinde üç dönem milletvekili seçilenler bir daha aday olamazlar maddesi gereği Erdoğan'la yola çıkan yetmişin üzerinde kişi daha aday olamayacağı için bunlarda tabii yoldan diskalifiye edilmiş olacaklar. 

Kısaca, Tayip Erdoğan 2015 seçimlerinden sonra mecliste kendi partisinin içinde muhalif bir ses çıkmaması konusunda bütün önlemleri almış oldu. Bundan sonraki seçimlerde “Beraber yürüdük biz bu yollarda!” şarkısını AKP mitinglerinde duymayacağız. Gerçi son iki seçimde bu şarkıyı duyduk dersek yanlış konuşmuş oluruz. 

Yeni Türkiye'nin yeni yüzü , “Yarın diye bir şey yok, her şey şu an ve gelecek için” sloganı olacak. Geçmişin olmadığı bir hayatta da pişmanlık, tövbe, şükür, teşekkür, helal, haram gibi mefhumlara yer kalmaz. İnsanlar geçmişi düşünmeyecekleri için kazançlarının kaynağını düşünmez bir hale gelir. Yapılan iyilikler geçmişte kaldığı için bir anlam ifade etmez. Kimse kimseye minnet duymaz, duymak zorunda kalmaz.

Yeni Türkiye'de yaşamaya biz kendimiz karar verdik. Bundan sonra vefasızlık ve sadakatsizlikten de yakınmaya hakkımız yok. Yeni Türkiye hepimize hayırlı olsun!