İnsanlık olarak tarihte benzerine nadiren rastlanan bir virüs salgını dönemine denk geldik. Uzayda yaşama planları yapan medeniyet, tek hücreli bir virüs karşısında çaresiz kalmış durumda. Mehmet Akif’in “tek dişi kalmış canavar” olarak nitelediği medeniyetin o tek dişini de tek hücreli bir virüs çekti diye gönderme yapsak galiba yeridir. Allah’tan tek dileğimiz tüm insanlığı tekrar sağlık ve esenliğe kavuşturması.

Uzun karantina günleri haliyle futbolu da etkiledi ve zaten çok ciddi anlamda borç yükünün altında kıvranan kulüplerimizi daha da zor duruma düşürdü. Salgının etkileri tam olarak geçmese de futbol ekonomisinin zorlamasıyla ligler yeniden başlıyor. Bu dönemde, her zaman pahalı transfer girişimlerini duymaya alışık olduğumuz kulüplerin “yerli ve genç yetenek” avına çıktığını sıkça takip ettik medyadan. Salgın ile günlük hayatımıza yerleşen “yeni normal” kavramı, görünen o ki futbolda da yeni normal bir düzenin temellerini atıyor. Alt Yapısı’ndan oyuncu çıkarabilen, nitelikli oyuncu izlemesi yapan ve mali yapısını dengede tutan kulüplerin bir adım öne geçeceği bir dönem bizleri bekliyor.

KONYASPOR’U NELER BEKLİYOR?

Son maçında 9 kişiyle Fenerbahçe’ye karşı olağanüstü bir galibiyet alarak salgın arasına nispeten huzurlu giren Konyaspor’un, bu yeni başlangıçta neler yapabileceği merak konusu.

Seyircisiz oynanan Fenerbahçe maçı öncesi iç sahada uzun süre galibiyete hasret kalan Konyaspor, belki de bir süredir yaşadığı taraftar baskısından uzak kalmayı fırsata çevirip iyi futbolunu galibiyetle süslemişti. Bu yönüyle bakınca ligde kalan maçların seyircisiz oynanması özgüvenini geri kazanan Konyaspor için avantaj haline dönebilir.

Diğer yandan kalan 8 maçtaki rakiplerimizin, salgın öncesi dönemle mukayese edilince hangi durumda lige dönecekleri de önem arz ediyor; Bir süredir futbol olarak da gerileyen ve şu anda sakat oyuncularının çokluğu ile boğuşan Sivasspor, bir yandan da İstanbul takımlarının gözde oyuncularına talip olmasıyla sıkıntı yaşıyor. Aynı şekilde teknik direktörünün adı uzunca bir süredir Fenerbahçe ile anılan Alanyaspor’un da lige eski kararlılığında dönememesi muhtemel.

Şampiyonluk ve Avrupa hedefinden kopması birkaç puan kaybına bağlı Beşiktaş’ın da tıpkı Gazişehir Gaziantep gibi hedefsiz takımlar grubuna dahil olması da beklenebilir. Bu ihtimallerin gerçekleşmesi halinde, daha önceki sezonlarda pek çok örneğine şahit olduğumuz “ihtiyacı olan takımın”  kazanmasını kolaylaştıracağını da söyleyebiliriz.

Tüm bu iyimser ihtimaller gönlümüzden geçen temenniler elbette çünkü maçlar oynanmadan takımların ne durumda lige geri döneceğini tahmin etmek çok zor.

Konyaspor’un göreceli olarak zor gözüken fikstüründe işlerin ters gitme ihtimali de elbette var. Ligin en alternatifsiz ve tek yönlü orta saha oyuncularından kurulu takımın kaderini, son maçlarda zincirlerini kırmaya başlayan Riad Bajic ve arkasındaki forvet arkası hattının bitiriciliği ve arzusu belirleyecek.

Kalan 8 haftada 10.sıradaki Denizlispor’un da dahil olduğu 9 takımın vereceği ligde kalma mücadelesine şahit olacağız. 35-36 puana ulaşan takımların ligde kalabileceği düşünülünce kağıt üstünde en zor fikstürlerden birisine sahip olan Konyaspor’un da ciddi anlamda düşme adayı olduğunu söylemek gerekiyor. Her ne kadar gole ihtiyaç duyduğunda çözüm üretmekte zorlanan bir takım olsa da Gençlerbirliği ve Rize maçlarını “kaybetmeden” geçecek bir Konyaspor’un 10-11 puan daha toplayıp ligde kalacağını düşünüyorum.

Dilerim tahmin ve temennilerimiz yerine gelir ve yeni normal futbol hayatının ileriki dönemlerde sunacağı fırsatlardan Konyaspor’un nasıl yararlanacağını da görmek nasip olur.