Öncelikle  G 20 Antalya Zirvesi, organizasyonunu, başarılı bir şekilde organize eden, Güncel sorunlar ve gelecek için en hazırlıklı, samimi  ve düzenli mesajı  veren  ülkemizin ; başta Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız ve ekibini kutluyorum!

Ayrıca Rusya da benim samimiyet konusunda favorimdi..

G 20 zirvesinin katılımcılarının belirledikleri amaç konusunda çok samimi görmedim. 

'' Ekonomilerimizin gerçek ve potansiyel büyümesini yükseltmek, istihdam oluşumunu desteklemek, dayanıklılığı güçlendirmek, kalkınmayı teşvik etmek ve politikalarımızın kapsayıcılığını artırmak için beraber hareket etmeyi sürdürmeye kararlılığımızı devam ettiriyoruz''. 

Dedikleri sonuç bildirgesinde, amacı gerçekleştirmek için daha çok yola ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.

Hiç olmazsa Birleşmiş Milletlerde veto hakkı olan beş ülke:  Amerika, Birleşik Kırallık, Fransa, Rusya, Çin'nin, yetkilerini paylaşma konusunda samimi olacaklarından kuşkuluyum.

Sayın Cumhurbaşkanımız; dünya beş ülkeden ibaret değil diyerek diğer ülkelerin cesaretlerinin dikkatini çekmeye çalışsa da zaman alacağa benziyor..ülkece çok gayret etmemiz lazım.

Bence G 20 zirvesini iyi ki ciddiye aldık.. Almalıyız da.. Aklı başında strateji budur.  Beş ülkenin  etkinliğini uzun dönemde G 20 ülkeleri kullanmalı , yeni bir dünya yönetim sistemi kurulmalı..

Elimizden geldiği kadar Antalya'da başlayan etkinlik,  her gün, her an genişlemeli, genişletilmeli..

Bu gayret ülkemizi dünya kalkınmışlık liginde daha üst sıralara çekecektir.

İktidarı muhalefeti, sivil toplum örgütü yerel yönetimleri bundan sonraki adımlarını bu bakış açısı ile atmalı, dünyayı bu açıdan değerlendirmeli..

G 20 zirvesi ertesinde kurulacak hükümet her zamankinden farklı olacak, olmalı! 

Dünya devleti Türkiye'nin hükümeti olmalı öncelikle...

Bu konuda yeterli insan kaynakları var..

Hükümet kurulurken,  liderlerin, cumhurbaşkanı, siyaset, Başbakan, pati içi dengeler, ya da parti dışı dengeleri gibi üçüncü dünya dalevereleri yerine, dünyadaki dengeleri düşünerek hükümet kurulmalı..

Tıpkı üçüncü Havalimanı gibi, bütün yatırımları kıtalararası  etkileşim ve iletişimler dikkate alacak bakanlardan oluşmalı..

Devletin yapısını, devlete paralel; cemaatçilik, dernekçilik,okulculuk, hemşehricilik, tertipçilik, devrecilik gibi devlet içi yapılar;  devletin amacı dışı ekipçilikler marifeti ile kurulacak her türlü paralel güçlerin etkisinden kurtaracak, adalet, hak kavramını tesis edecek devlet düzeni ile yönetecek bir hükümet istiyorum..

Objektif kuralların hakim olduğu bir düzende, insanlar ehliyetine ve liyakata göre değerlendirlir..

Liyakatın, ve ehliyetin egemen olduğu bir ülkeyi kuracak bir hükümet istiyorum.

 

 

Şehirlerimizde kurulan organize sanayi bölgelerinin hızla uzmanlaşmış organize bölge haline getirip; !( hiç olmazsa yeni kurulanları), üniversiteleri gerçek hayata , işadamlarımızı da bilime yaklaştıracak eşgüdümü sağlayacak  bakış açılı bir hükümet istiyorum..

Bir tarafta işsiz binlerce genç, bir tarafta  işçi bulamayan işletmeler.Sebebi;

  • İnsan kaynaklarını planlamadan insan yetiştirmek.
  • İnsan kaynaklarının değerini yeterince anlayamamış sanayici..
  • İşçiye sadece gider unsuru olarak bakan bakış açısı..
  • Çalışanın kariyer ufkunu daraltan, sığ beklentili iş ortamları

Bütün bunları dikkate alacak , insan kaynaklarını işverenin ve işçinin ortak amaçlarını sağlayacak samimi politikalar üretecek,  teşvik edecek bir hükümet istiyorum..

Teknoloji konusunda taklidi gelişmişlikten, tahkiki gelişmişliğe yükseltecek süreci yönetecek bir hükümet istiyorum..

Jeo stratejik, jeo ekonomik jeo politik konusunda  politikaları hükümet programından alıp hayata  geçirecek bir hükümet istiyorum..

Milletimin ortak amaçlarını, istikbal, ve istiklalini sadece coğrafi alanda değil,  ekonomi, siyaset bilim,sanat,üniversiteler, keşifler,doğal kaynakların zenginleştirilmesi ve katma değerinin artırılması ile sürekliliğini sağlamak için adımlar atan, bu yolda yürüyen her Türk evladını bu yolda motive eden bir hükümet istiyorum!.

Zira yeni dünya düzeninde bağımsızlık, stratejik bilimle üretilecek ürünlerle sağlanıyor..

Kimsenin ötekileşmediği, takiyenin, olur olmaz her alanda üstelik bir kıvırma aracı olarak kullanılmayacağı ortamı oluşturan bir hükümet istiyorum..

Ülkenin ali menfaatlerini korumak ve kollamak için hiç kimseden izin almayacağımız, dünya içerisinde dik duracağımız, ama diklenmeden saygın yerimizi koruyacağımız bir hükümet istiyorum..

Balkon konuşmalarında her defasında , milleti kucaklayacağız deyip  sürekli , aba altında bu niyetleri rafa kaldıran ,politikalardan uzaklaşan bir hükümet istiyorum.

Sevdiği sevmediği, iktidar muhalefeti her kesimi ; ülke amacı ve çıkarları konusunda birlikte hareket etmeye sevk eden lokomotif bir hükümet istiyorum!

Herkesin; ben de,  nasıl katkı sağlarım,  diye düşünebildiği , kahramanca uğruna öldüğümüz ülkemiz için kahramanca yaşatma özgüveni sağlayacak bir hükümet istiyorum..

 

 

Bunu için dikkate alınması gereken bazı davranışlar

İnsanlar yükseldikçe mütevazileşir..Şeyh uçmaz mürit uçurur denir.

Her hükümet ve sorumluluk seviyesindeki makam sahipleri, dengesiz ve sağlıksız şekilde zenginleşen dost, akraba, çevresini kontrol edip namusu, hakkı adaleti yönetebilmeli, herkesten çok hassas olmalı..

Unutmayalım ki bir makamda sevilen makam sahiplerinin geneli makamı için sevilir!

Yüksek makam sahibinin yakınından alış veriş etmek, ilişkiyi geliştirmek her türlü randevuyu ve makam sahibi ile iletişimi kolaylaştırır..

Başkanlık mı? Ülke için çok da bu konuda inat etmeyin!  Enerjinizi güzel şeylere harcayın!!..

Milletin teveccühünü kurban etmeyin..Muktedir olabileceğiniz güzel bir yetki verildi..