Saat 20.50 itibariyle incelediğim bir şiir sitesine, sabah saat 10.00’dan bu yana tam 80 şiir kaydedilmiş. Saat 10.00’a kadar 10 adet şiir eklendiğini ve saat 00.00'’a kadar yine 10 adet şiir daha ekleneceğini varsayalım toplamda 24 saatte 100 adet şiir eklenmiş oluyor.

Yanlış anlaşılmasın bu sadece bir adet şiir sitesi incelemesidir.

Her gün ortalama 100 tane yeni şiir sadece bu sitede yayınlanmaktadır… Onlarca şiir sitesinin varlığını düşündüğümüzde sayı bir hayli yüksek çıkacaktır.

Şiirlere şöyle bir göz gezdirdim de içlerinde; ağlatanlar da var, güldürenler de, gülümsetenler de… İnsanın yüreğini kıpır kıpır ettirenler de var, içini karartanlar da… Şiirden nefret ettirecek vaziyete sokanlar da var, “Allah’ım sen hepimize akıl ihsan ediver” diye dua ettirenler de…

Şimdi burada o yazılanlardan örnekler verecek değilim ama insanların biraz da kendileri düşünmeleri ve beğenilerini şöyle bir kantara çıkarmaları lazım gelmez mi?

Öncelikle, “şiir” denilen şeyin ne olduğunu bir araştırmaları, okumaları, örnekleri incelemeleri gerekmez mi?

Kendi isminin başına “şair” sıfatını kondurmadan önce, kimlere “şair” denildiğini, kimlere “ozan” denildiğini, sorup soruşturması, araştırması gerekmez mi?

“Eğer ben şairsem, Türk Edebiyat tarihine altın harflerle adını yazdırmış şahsiyetlere hangi unvan verilmeliydi acaba?” diye insanın kendi kendisine sorması gerekmez mi?

Yanlış anlaşılmasın da size kim nasıl hitap eder ise etsin o ayrı mevzudur. Onun gönlünde siz öylesinizdir zaten. Ama kendi kendinize gelin güvey olmanız doğru mudur? Bence doğru değildir.

Bir de her şiirin altına, yüreğinden beğensin ya da beğenmesin; “harikulade”, “üstadım sen bir tanesin”, “ağzınıza dilinize sağlık”, “yüreğiniz var olsun” deyip şiirimsi şeylerin altına övgüler düzenleri de unutmamak lazımdır. Asıl onlardır bizleri şımartanlar. Onlar böyle yazınca biz de coşuyoruz ve maşallah günde on tane şiir üretebiliyoruz da yine de hızımızı alamıyoruz.

Üstelik ağzımız dolu dolu övünerek; “bugün beş şiir yazmışım” diyerek iyi bir şey yapmışız gibi onların reklam işine giriyor ve arka arkaya diziyoruz sayfamıza “inci taneleri” gibi…

Yalnız ne yalan söyleyeyim ki, “artık yazılmamış şiir kalmamıştır” diye düşünürken, bazen de öyle şiirler düşüyor ki sayfalara, gerçek ve yürekten gelen bir nida ile “maşallah” demekten kendimizi alamıyoruz. 

Gerçekten böyle ürünler vücuda getirenlere de saygı duymamak haksızlık olur.

Keşke bu şairlere yeteri kadar övgüler düzerken,  yanlış şeylerin de yanlışını söylemekten geri durmayabilsek… Ben gerçek eleştirilerin mutlaka o çalışmayı yapana fayda getireceğine inanıyorum şahsen.

Eleştirmekten, eleştirilmekten korkmamalı ve övgülere layık olanları da bu güzelliklerden mahrum etmemeliyiz.

Tekrar edeyim ki, “şairliğe” soyunmadan önce, bu konuda ilim yapmış, okullu ya da alaylı gerçek sanatkârlardan, gerçek hayatı yaşayanlardan yani konuyu bilenlerden, bilhassa onların eserlerinden mutlaka istifade etmeliyiz.

Zira “şiir” denilen şey, kelimeleri yan yana, alt alta, üst üste dizerek, dizelerin sonlarını benzetme çalışması değildir ki.

Şiir gerçek bir sanat, “şair” de onun sanatkârıdır.

Keşke yazabilsek, keşke olabilsek...

Bakın bu işlerden anlayanlar ne demişler “şiir” ve “şair” için:

“Şairlerin neden şiir yazdıklarını, pelikanların yavrularını neden kanlarıyla beslediklerini anladığım gün anladım.” Nazan Bekiroğlu

“Bazıları şiir sevmez, çünkü onların yaraları yoktur, yaraladıkları vardır.” Attila İlhan

“Bir milletin şiiri, devirler aşırı elden ele gezen bir meşaledir.” Yahya Kemal Beyatlı

“Şiir, büyük zekâların rüyalarıdır.” Alphonse de La Martine

“Şiir sözün unutulmayanıydı, ölümün elinden bir şeyler kurtarmak demekti. En güzel sözler şiir biçiminde söylenen sözlerdi ve gök kubbenin altında en uzun yaşayan sözler de şiir kalıbına girerse yaşayabiliyordu.” İskender Pala 

“Bir kavganın, bir mücadelenin, çiçek açan hayatın dilidir şiir.” Zülfü Livaneli

“Şiir öyle ayrı bir dildir ki başka hiçbir dile çevrilemez, hatta yazılmış göründüğü dile bile.” Jean Cocteau

“Şiir, düşünceyi duygu haline getirinceye kadar, yoğurmaktır.” Yahya Kemal Beyatlı

“Şiir, kurşun rengi dünyayı mavileştirir açmayan güneşi açtırır, yağmayan yağmuru yağdırır içimize dışımıza…”  Oktay Akbal