YATIRIMA KARŞI OLMAK MI ?

 

Gelişmeye çalışmakta olan ülkemizde çok garip olaylar olmakta..

Öncelikle gelişirken elbette yatırıma ihtiyaç var, ve yapılmakta! Gelişmiş ülke olabilmenin ekonomik yanı, mal, hizmet ihraç etmek,.Bunun için de mal ve hizmeti üretmeye; üretmek için de yatırıma ihtiyaç var!Hem de uzun soluklu,istikrarlı ve tutarlı bir yatırıma..Enerjiye, hammaddeye..

Bunun aksini iddia etmek mümkün mü?

Hayır!

Yatırım öncelikle iş demek, sürekli gelir demek!İnsanların önünü görebilmesi, geleceğe ümitle bakması demek..

Bunun yanında sürdürülebilir bir yaşam da demek değil mi.yani yatırım sürdürülebilir yaşamın içinde olması lazım değil mi?

İkinci bir dünya, henüz olmadığına göre, bizimle beraber yaşamın her alanı, her canlısı, her varlığı  olması gerektiğine: Sonuçta dengeyi de bozmadan bir yatırım olmalı! Hem iş, hem yatırım hem çevre  hem de iş mi diyenleri duyar gibi oluyorum! Bu tip yatırımların yapıldığı yerde bunu çokça kullanıyorlar..

Sanki yatırım insan ve çevre sağlığı düşünülerek yapılamaz gibi..

Çevreyi de düşünelim diyenleri, yatırım düşmanı,ilan ediyorlar.. Komünist ilan ediyorlar daha da menfaatine dokunan olursa çevre de korunsun diyenleri vatan haini ilan ediyorlar..

Peki, yatırımla  insan neden karşı duruma düşer?

Bu, çevre diyen insanlar;  gerçekten yatırıma karşılar mı?

Bence hayır. Bu insanlar yatırıma karşı değiller. Olmazlar.

Peki neden yatırma karşı olmadıkları halde karşıymış gibi duruyorlar, ya da öyle gösterilebiliyorlar?

Çevre ve şehircilik bakanlığı bakın Yatırım ve ve Çevresi konusu nasıl tanımlamış;

Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED)

Gerçekleştirilmesi planlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ve olumsuz etkilerinin belirlenmesinde, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin, seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin belirlenerek değerlendirilmesinde ve projelerin uygulanmasının izlenmesi ve kontrolünde sürdürülecek çalışmalardır.

Bunun İçin de Yatırımın yapılabilmesi için ÇED adı altında bir raporun alınması gerekiyor ki sürdürülebilir bir yaşam sağlansın..

İşte , dananın kuyruğu burada kopuyor..

ÇED şeklen alınan bir rapor olmaktan öte gidemiyor..Süreç boyunca, işlemler yerelde aç kurtlar, bürokratik suiistimalciler, bürokrasiye çöreklenmiş menfaat grupları, işin gereğine göre değil, Durumu geçiştirmeye yönelik raporlar peydahlayınca; işte burada yaşayanlar, duyarlı insanlar, önlem alma çabası içerisine girerek tepkilerini gösteriyorlar.

Bu noktada, bu yatırımcıların yatırımı beleşe getirme adına, sağlığı ve ÇED raporunun özünü hiçe sayarak yerel birtakım güçler ile işbirliği yaparak Maliyetten tasarruf edilen miktarın bir kısmını paylaşarak, halk hiçe sayılıp  yatırım yapılmaya çalışılıyor.Ama yerel yönetimler, ama bölgede sayıca etkin olan aile ve başkaca menfaat grupları ile bir olunup  halk sindiriliyor.

Güvenlik güçlerine araç, ofis eşyaları, bağış adı altında, bir takım yardımlar; kanunun uygulanması esnasında görmeme, duymama, geciktirme davranış biçimlerine dönüşüyor..

 

Bölgede yaşayan insanlar çaresizleşiyor. Zaman zaman çevre adına hareket ediyormuş gibi davranıp belirli amaçlar güden gruplarla yan yana olabiliyorlar..

Bütün bunların sorumlusu devlet, devletin milletin meclisi ile koyduğu yasaları uygulayamama, denetleyememe zafiyeti..

Çözüm:

Öncelikle ilan ettiği Çevre düzeni konusunda samimimi olacak Gıda Orman ve hayvancılık bakanlığı, Kamu Sporunda ne diyor: Tarım arazilerini, koruyalım. Ülkemizin her türlü yatırımı yapacak arazisi var diyor O zaman yatırım yapılacak yerleri devlet göstersin..Yatırımcı istediği yere yapmasın!Bakanlığın dediği gibi yatırım yapacak uygun oldukça bol yerimiz var.

Bu işler uzun dönemli olarak planlansın..Bunları yapabilecek yeterince teknik insanımız var..

Eğer her şeye rağmen, bir yere yatırım yapılacaksa Bölge insanlarının gönlü alınsın.Ekonomik kayıpları karşılansın.Korkuları giderilsin.Hassasiyetleri dikkate alınsın..

Son yapılan kentsel dönüşümde bu yapılıyor..İnsanlar ikna olmuşlar. Televizyonlarda Evden çıkmam evimi yıktırmam görüntülerine artık rastlanmıyor.

Almanya'da bir termik santralinin yanında yat limanı olabilirken, ülkemizde termik santral yapılan bölgelerinde yaşam felç oluyor.

Neden başta filtreler maliyet unsuru diye karanlık basınca kapatılıyor.Bütün karbon monoksit ve ağır metaller havaya veriliyor.

Ya da Silifke Yeşilovacık Bölgesinde  Bir Liman yapılıyor:.Öncelikle yer olarak insanların yaşam mahalline yapılıyor.

Sonra yapılırken insanlar tamamen yok sayılarak yasal olmayan zamanda, yasal olamayan taşıma şekilleri ile taşıma yapılıyor.

Çimento Fabrikası için Artezyen su çıkarılıyor, yer altı suları acıyor,deniz suyu karışıyor..

Hani tarım arazileri korunacaktı?

Yer altı suları korunacaktı

Hani sürdürülebilir çevre?

İnsan yatırıma karşı olur mu? Olmaz.

Peki siz yok sayılırsanız, devletin yapısı halk aleyhine kullanılırsa; halk sizce ne yapsın?

Devlete mi saldırsın?

Neden menfaat gruplarının halk ile devleti karşı karşıya getirmesine müsaade ediyorsunuz?

Yatırıma hiçbir memleket sever karşı olmaz.

Yasalar düzgün işlemezse, işte o zaman çarpık tepkiler meydana gelir!

Sizin  hiçe saydığını memleketini korur, korumalı, koruyacaktır.