Yaşamımızın her alanını değerlendirirken az veya çok projeye ihtiyacımız var. Küçük veya büyük hacimlerde az veya çok yaşamak istediklerimizi projelendirilerek yaşamımızın katma değerini arttırabiliriz.
Güncel işlerini bile projelendirerek yaşayan insanlar tanıyorum. 
Mesela beş günlük bir tatili,  bir araba veya ev satın almayı, küçük bir bahçe kurmayı proje ile yapan insanlar tanıyorum.
Çocuğunun okul hayatını, okul tercihlerini, meslek seçimini hedeflediği kariyer planına göre yaşam biçimini, yaşayacağı yer, okuyacağı okul gibi birçok alanda projeyi yazılı olmasa da zaten yapıyoruz.
Bilinçli ya da bilinçsiz.
İnternet ortamında artık her alışveriş bir proje gibi oluyor.
Sorun tespiti, analiz, planlama, bütçeleme fayda maliyet, yaşamımıza etki gibi birçok işi proje ile yapıyoruz.
Aslında eğitim dünyamız da projeyi bütün öğrenim hayatımıza soktu. Eskiden ödev vardı şimdi proje.
Belki yetişen bu yeni nesil projeyi çok daha bilinçli ve içselleştirerek toplumsal katma değeri arttırmada önemli rol oynayacaklar. Bu konuda ümitliyim.
Ama toplumun çoğunluğu henüz bu proje kavramına henüz hazır değil.
Hatta yaşam biçimi proje olması gereken devlet kurumları, özel şirketler hatta holdingler bu proje faaliyetini kerhen yapıyorlar.
Projenin ana unsuru tasarlama, analiz, raporlama ve bütçeleme ve bütçe ile yönetime yabancı o kadar çok girişimci var ki belki de bu yazdıklarım bilinçli okuyucularıma inandırıcı gelmeyecek.
Bütçesi ve maliyet muhasebe sistemi olmayan işletme ve holdingler gerçekten bir adım öne çıksın desen geride çok az şirket kalır. 
Oysa doğru soruyu sormak, doğru harekete geçiş aslında var olan ama farkına varamadığımız birçok değerimizi de keşfetmemizi sağlayacak.
Belki de birçok gelişme ve icat böyle gerçekleşti.
Sorunlarımızı sorgulamak kadar potansiyelimizi analiz etmek de bizi muhakkak harekete geçirecektir.
Bu orada birçok yetenekli potansiyel sahibi zeki insan tanıyorum çok iyi yerlerde olmayan;  onların da yaşamının perde arkasında potansiyelini doğru analiz edememek var.
Cevherin üzerinde oturup da mücevhere dönüşmemiş nice değerimiz var.
Bazı insanlar tanıyorum kısa kısa işlerde değişik başarıları var ama sürdürülebilir gelişmişliklere ulaşamamış ya da ulaşsa bile kendini orada koruyamamış.
Bir projesi olmadığı için önüne gelen her güzel fikre proje gözüyle bakmış.
Tavşan ile kaplumbağanın yarışındaki tavşanın her gördüğü havuca saldırması gibi.
Ne sorunun çözümünü bulabilmiş ne de potansiyelini keşfedip katma değeri ile hayatta rol alabilmiş.
Peki proje nedir en basitinden?
Bir sorunun çözümü ya da bir potansiyelin değerlendirilmesi için çözüm aramak
Bunun için doğru analiz doğru hedef koymak.
Çözüme dair bilgi toplamak, paydaşlar edinmek. Devlet, değişik kurumlar ya da bireysel ilişkiler ile doğru iletişim ağları kurmak.
Çözüme dair bir iddia hedef ortaya koymak. Tabi ki zaman ve büyüklük, maliyet gibi sınırları net belirlemek.
Bu iddianın doğruluğunu sınamak. Doğruluğunu test etmek. Rotayı kontrol etmek.
Projenin bütünlüğünü kontrol etmek. Aynı zamanda içsel ve dışsal uyum analizini doğru yapmak.
Faaliyetler, sırasına koymak. Birbirleriyle olan bağlarının, zamanlarının, sürelerin planlanarak süreçleri doğru konumlandırmak. 
Çevresel etkileri sosyal ekonomik ve çevre olarak katma değerini iyi hesap etmek.
Tabii ki doğru bütçe ve kaynağını tanımlamak.
Yani geleceğin doğru gerçeğine ulaştıracak bir projenin her yönüyle doğru tasarlanması lazım. 
Çekim alanı en  güçlü  olan projeye ulaşıncaya kadar proje üzerinde çalışmak.
İşte o zaman toplumla da uyum haline gelmiş projelerimiz olur.
 Sadece kendimizin kazancını düşünüp toplum dışlayan görmezden gelen bir proje sahibi olmaktan kurtuluruz.
Son gümlerde birçok valilik ‘’ köyümde yaşamak için bir sürü nedenim var ‘’ adlı projeler yapıyor. Valilik Ziraat bankası da buna destek veriyor.
Okullarımızın bilimsel projeleri var.
Devletimizin Yerli ve milli sloganı ile bağımsızlığımızı ve istikbalimizi güçlendirecek projeler yapıyoruz,  devlet destekliyor.
Konya Savunma Sanayimizin bu Konuda çok önemli, bir paydaşı.
Torku; Gıda bağımsızlığımızı güçlendirici yatırımları ile göz dolduruyor. Tarımdan sanayiye, üniversiteden evrensel bilime kadar her alanda girişimlerini sürdürüyor.
Başlangıçta dediğim gibi sahip olduğumuz potansiyeli harekete geçirmek gibi bireysel, işletme olarak ve devlet olarak küçük büyük her alanda projeleri ile hayatımızın katma değerini harekete geçirebiliriz.
Proje ile deneme yanılma gibi iş yapma maliyeti çok bir sistemsizlikten de kurtulabiliriz.    
Öngörü, tasarım ile geleceğe dair kafamızı yormaya başlayarak zaten büyük bir dünyanın kapısını aralamış olacağız.