Öğrencilerin dört gözle bekledikleri yarıyıl tatili 23 Ocak Cuma günü başladı. Ancak iki hafta boyunca öğrencilerin tatil rehavetine kapılmamaları gerekiyor. Her öğrencinin tatille ilgili beklentisi farklı... Kimi öğrenci 15 günlük tatilini, eksiklerini gidermek için ders çalışarak değerlendirirken kimi öğrenci günlerini televizyon veya bilgisayar başında geçirmeyi tercih ediyor. Ayrıca şunu bilmelisiniz, kesin ve kesin olarak söylüyorum: “televizyon veya bilgisayar başında geçirilen boş zamanın dinlenmekten çok yorgunluk yaratır.”  

Yarıyıl tatilinde dinlenmek öğrencilerin hakkı! Ancak bu dinlenme nasıl olmalı? Ne kadar olmalı? Yarıyıl tatilini sadece dinlenerek mi geçirmeli? 

Öğrencilerimizin özellikle sınavlara hazırlık gruplarının yani YGS-LYS ve TEOG sınavlarına hazırlananların, mutlaka bir tatil programı hazırlaması gerekiyor. Ders çalışmayı ihmal etmemeli, konu tekrarı yapılmalı, yeni konulara çalışılmalı, eksik kaldıkları ya da tam olarak oturtamadıklarını düşündükleri konuları içselleştirmeleri, bu konulardan kavrayıncaya kadar soru çözmeleri ve mümkün oldukça bol bol kitap okunması benim tavsiyelerim olacaktır. 

Birçok öğrenci yarıyıl tatili fırsatını, kitap ve defter kapağı açmadan geçiriyor. Okullar açılana kadar geç saatlere kadar uyumadığınızda, sabah geç saatlerde kalktığınızda, televizyon ve bilgisayar karşısında vakit geçirdiğinizde sizde neler olacak, neler değişecek? Bu düzene alışık olmayan fizyolojik yapı önceleri zorlanacak, daha sonrasında da yavaş yavaş tembellik ortaya çıkacak. Tatil boyunca tembelliğe alışan bünye okul açıldığında eski düzenine dönebilmek için zorlanacak ve uzun bir süre kendini toparlayamayacak. Bunun sonucunda ikinci döneme iyi bir başlangıç yapmak amacıyla verilen tatil tam tersi bir durumla sonuçlanacak. Bu durum özellikle sınavlara hazırlık gruplarına büyük bir kayıp sağlayacaktır. Çünkü 2015 YGS bildiğiniz gibi 15 Mart 2015 tarihinde yapılacak. Yarıyıl tatilinde fizyolojik sistemi bozulmuş, zihinsel olarak sınav konsantrasyonunu kaybetmiş birey tekrar eski haline gelebilmek için yaklaşık 3 hafta harcayacaktır. Ki bu YGS'nin gelip çatması demektir. Geçmiş olsun duymamak için, keşke dememek için sevgili öğrenciler dediklerime, yazdıklarıma kulak verin.

Bu noktada yarıyıl tatilinde nasıl ders çalışılması gerektiği konusunda bireysel farklılıkların göz önüne alınması gerekmektedir. Her öğrenci farklıdır. Ancak yapılması gerekenler elbette ortaktır. Burada her öğrencinin kendi durumuna göre bir çalışma stratejisi belirlemesi gerekiyor. 

Öğrencilerime her zaman söylediğim gibi, kısa ve uzun vadeli hedefler öğrencilerin çalışma isteklerini kamçılayan en önemli motivasyon araçlarıdır. Bu durumun tersi olduğunda yani,  hayali ve gerçekleşmesi imkânsız hedeflerinse belli bir süre sonra öğrencinin ümidinin kırılmasına ve çalışma isteğinin azalmasına neden olabiliyor. 

Yarıyıl tatilinde uygulanabilecek 5 temel stratejiyi sizlerle paylaşacağım. Bunlar; konu tekrarı yapmak, eksik kalan konuları tamamlamak, bu konularla ilgili bol soru çözmek, yeni konulara çalışmak, bol bol kitap okumak.

İnsanlar doğal bir durum olarak öğrendiklerini unutma eğilimindedirler. Bunu engellemenin yolu sürekli tekrardır.  Özellikle geçmiş konularla ilgili çalışmalarda çok fazla hata yapan öğrencilerin mutlaka genel tekrara ağırlık vermeleri gerekiyor. 

Konu eksiği fazla olan, konuları sınava kadar yetiştirememe korkusu yaşayan öğrenciler bu tatilde önceliği, eksik konularını tamamlamaya vermeli. Çünkü ikinci dönem hem zamanın daha kısa olması hem de bahar mevsiminin gelmesi ve sıcakların başlaması nedeniyle öğrenci için güçlük oluşturduğunu yıllardır görüyoruz. 

Bu çalışılan konuların pekişmesi içinse soru kalıplarının içselleştirilmesi gerekiyor, bu nedenle de bol soru çözmeleri gerekmektedir. 

Konu eksikleri olmayan ve çalıştığı konularda az hata yapan öğrenciler ise yeni konulara çalışabilirler ya da deneme sınavları çözerek pratik yapabilirler.

Kitap okumaya karşı ilgisi olmayan öğrencilerin kalıcı başarılar yakalaması çok güç. Böyle bir alışkanlığa sahip olmayan öğrenciler için tatil bulunmaz bir fırsat. Bundan dolayı kitap okumak, iyi bir tatil programının olmazsa olmazlarındandır. Ben özellikle yarıyıl tatilinde hatta normal dönemde bile yatmadan önce kitap okumalarını öğrencilerime her zaman söylerim. Yarıyıl tatilinde aynı şekilde yatmadan 1-1,5 saat öncesinde kitap okumaya başlamalı ve sonrasında da uyumalıdır. Bu hem sizin gün içerisindeki yorgunluğunuzu alacaktır hem bu 1,5 saat başka bir şeye odaklanmanıza ve zihninizin dinlenmesine, sınav düşüncesinden kurtulmasına neden olacaktır.  

Tatilde ilk dönemin yorgunluğunu atmak, bedeni dinlendirmek ve zihni bir nebze olsun rahatlatmak da çalışmak kadar önem taşıyor. Bu nedenle tatil programına; tiyatro ya da sinemaya gitmek, arkadaşlarla bir araya gelinip ortak aktiviteler yapmak, yakınları, sevdiklerimizi ziyaret etmek ve dualarını almak, hobilere daha çok zaman ayırmak yani serbest zaman faaliyetlerini artırmak gibi zevk alınacak bir takım aktiviteleri de eklemek; ancak tüm bunları yaparken ölçülü davranmak gerekiyor. 

Peki, veliler ne yapmalı?

Çocukların sağlıklı bireyler olarak yetişmesinde “koşulsuz sevgi” ve “güven” duygusunun önemli etkileri olduğu bilinmektedir. Çocuklarınızın düşük not alma nedenlerini ya da sınav hazırlık döneminde deneme sınavlarında düşük netler yapma nedenlerini birlikte tartışıp çözüm üretmeli, karar alma süreçlerinize çocuğunuzu da dahil ederek sorumluluk bilincinin gelişmesine katkı sağlamalısınız. Sonuç odaklı değil, süreç odaklı düşünmeli ve çocuğunuzun şu anki durumunu yani akademik başarı noktasındaki değerlendirmenizi de bu bağlamda yani sürece odaklanarak değerlendirmelisiniz. Okul zamanında kalkış saati, çalışma saati gibi belli rutinlere alışmış çocuklarınızın tatil döneminde vakitlerini eğlendirici ve eğitici geçirmelerine yardımcı olmalısınız. Çocuğunuzla mümkün olduğunca çok zaman geçirmeli, tatili birbirinizi daha iyi tanımak, anlamak ve birbirinizin arkadaşlığından zevk almak için değerlendirmelisiniz. Aynı anne-babadan olma çocuklarda bile ders çalışma, kişilik gibi belirleyicilerin farklı olduğuna şahit olmuşsunuzdur. Bu nedenle, yetenek, ilgi ve beceri bakımından her çocuğun kendine özgü özellikleri olduğunu unutmayın. Dolayısıyla çocuğunuzun dönem boyunca sergilediği performansı başka çocuklarla asla kıyaslamayın.

Çocukları yarıyıl tatili sonrası için motive etmek amacıyla kullanılan enyanlış yöntemlerden birisi de “kaygı yaratmak” ve “tehdit etmek” tir. Örneğin; “Sen bu gidişle bu yıl üniversite sınavını kazanamazsın”, “Bu kadar çalışmayla başarılı olamazsın.” Şeklindeki ifadeler kaygıyı arttırır, çocuğun özgüveninin zedelenmesine ve azalmasına neden olur. 

Başarısız karne getirdiği için sevgi göstermemek ve ilgisiz davranmak gibi yanlış tutumlarla karşılaşan gençlerin genellikle güven kaybı yaşadıklarını gözlemliyoruz. Bu nedenle ebeveynlerin olumsuz tepkilerinin intihar gibi üzücü sonuçlara da yol açabileceği de karşılaşılan durumlar arasındadır.

Çocuğunuza her şeye rağmen koşulsuz sevdiğinizi ve ona güvendiğinizi hissettirin. Sonuçları ne olursa olsun onlar sizlerin bir parçası, başarı ya da başarısızlık onların olduğu kadar siz ebeveynlerin de eseri bunu unutmayın. Ve çocuğunuz başarısız bile olsa sizin çocuğunuz olmaya devam edecek bunun farkında olun. Yıkıcı değil yapıcı eleştiriler ve diyaloglar her zaman daha iyi sonuçlar vermiştir.

Sağlıcakla ve sağlıklı iletişimle kalın.

 

EĞİTİM DANIŞMANI

UZM.PDR

MEHMET ALPER YOLCU

[email protected]