Atiker Konyaspor’un, hafta sonu oynanan Akhisar maçından çıkarttığı üç puan adeta ilaç gibi geldi. Puana ihtiyaç olan bu dönemlerde alınacak her galibiyet takımın ritmini yakalamasına yardımcı olacaktır. En azından her geçen gün büyüyen kaos ortamını bir nebze olsun yatıştıracaktır. Özellikle Perşembe günü oynanacak Vitoria Guimaraes maçını düşünürsek kenetlenmek adına bir hamle olarak da görülebilir. Bakıldığı zaman yazdıklarımız günü kurtarmak anlamı taşısa da bazı ortamlarda buna bile ihtiyaç vardır. Akhisar maçına kısaca bir değinmemiz gerekirse rakip takımın yapılabilecek tüm beceriksizlikleri bu maça sakladığını söylemeden geçemeyeceğim. Girdikleri her pozisyonda kulağı tersten tutmayı düşünen Akhisar, kendi adına bu maçtan birçok sonuç çıkartacaktır. Atiker Konyaspor açısından bakmamız gerekirse maalesef hala oturtamadığımız bazı şeyler var. Kadromuz geniş mi kısıtlı mı diye düşünmemiz gerekirsen oynatılmak istenmeyen futbolcuların olması büyük üzüntü. Ali Çamdalı gibi takıma ağabeylik yapan birisinin bu denli sahadan uzak tutulması her geçen gün içimi acıtıyor. Diğer yandan her maçta forma şansı bulan Moke’nin hayret verici performansı. Saha içerisinde nasıl pozisyon alacağını bilmeyen bir futbolcu ile sezon sonu getirmek nasıl olacak bilinmez ama futbol anlamında Moke’nin öğreneceği daha çok şey var. Takımı tamamlayıcı hiçbir hamlesi olmayan Moke’ye daha ne kadar sabredilir bilemiyorum. 

Gelelim teknik heyete. Aslında teknik heyeti geldikleri ilk günden bu yana gelişen süre içerisinde yaptıkları ile değerlendirmek gerekiyor. Mustafa Reşit Akçay’ın daha ilk basın toplantılarında futbolcularını öne sürmesi hepimizin dikkatini çekmişti. Sonrasında Ali Çamdalı’nın kadro dışı kalma süresi. Tabi sadece Akçay değil birde Hüseyin Çimşir var. O oldu bu oldu demek yerine diyeceğim tek şey kişisel sorunların Konyaspor forması üzerinden giderilmemesi gerekiyor. Bazen doğru bilinenlerin yanlış olduğunu fark etmek zor olmamalı. Birbirinden bu kadar kopuk bir ortamın oluşumunda kim sorumlu ise gittiği yolu terk etmeli. Teknik heyet işini futbolcu işini yapacak. Herkes işini yaptığı takdirde çürük elmalar illa ki sırıtır ve gereği zaten hissedildiği anda yapılır. Bir günah keçisi aramak kolay ama faturayı kestikten sonrasında alacağın tepkileri de düşünmek gerekiyor. İşte bu yüzden seyircimizle buluşacağımız ilk maç olan Vitoria maçında neler olacağını az çok tahmin edebiliyorum. Skor ne olursa olsun umarım maçın ardından herkes şapkasını önüne koyup muhasebesini yapar. Takımın asıl sahibi taraftarlar faturayı kesmek için tribünde ki yerini alacaktır. Bu fatura sadece birkaç kişiye değil bir oluşuma da kesilebilir. Çünkü bunca şey yaşanırken sessiz kalmak haklı olacağı anlamı taşımaz. Harekete geçmek adına herkes için faydalı olacağını düşündüğüm bir maç bizi beklemekte.