Telefonlar hayatımızın önemli bir parçası haline geldi. Telefonun zararları maalesef yararlarını etkisiz hale getirmektedir. Son dönemlerde telefon kullanımı oldukça arttı hatta telefon kullanma yaşı 6, oynama yaşı ise 2 yaşa düşmüş durumdadır. Uzmanlara göre, cep telefonu çocuklar tarafından kesinlikle kullanılmamalı ve lise çağına gelmediyse asla telefon alınmamalı'' görüşündedirler.

Ayrıca cep telefonunun bir başka zararları da, görüş alanında daralma, kalp pilinin bozulma riski, kalp hastalıkları, hafıza zayıflaması ve beyin tümörü riski, kalıcı işitme bozuklukları, yoğun stres ve yorgunluk, konsantrasyon ve dikkat bozulması, embriyonun gelişiminin zarar görmesi, işitmede geçici aksaklıkların olması, kulak çınlaması ve kulaklarda ısınma, kan hücrelerinin bozulması, bağışıklık sisteminin bozulması, baş ağrıları, yüksek tansiyon, beyaz kan hücresi kanseri, genetik yapının bozulması, cilt kanseri ve beyin bariyerinin zedelenmesi gibi daha birçok hastalığa neden olmaktadır. Bu hastalıklara yakalanmamak için cep telefonu kullanmanız gerekiyorsa, cep telefonunuzu kendinizden mümkünse olabildiğince uzakta tutarak kısa süreli kullanın, bunun yanında cep telefonunuzu gece yatarken yastığınızın altına koymayın veya yattığınız oda da bulundurmayın, gece boyunca alacağınız radyasyon ileri ki zamanlarda hipertansiyon, algılama bozukluklarına ve ciddi kalp hastalıklarına yol açabilmektedir. Otururken bile cep telefonunuzdan olabildiğince uzakta durmaya çalışın, şarj ederken de boş bir oda da şarj etmeye çalışın.

Yoğun cep telefonu kullanımının en azından beyin yorgunluğuna sebebiyet verdiği neredeyse kesin gibidir. Bütün bunların arka planında elektromanyetik kirliliğin olduğu kuvvetle muhtemeldir. Geçmişte ''dumansız hava sahasını çok konuştuk ama gelecekte ise daha çok dalgasız hava sahasını konuşacağa benzemekteyiz. Hiç şüphesiz bu durum, bebekler ve çocuklar için daha da tehlikelidir. Çocukların beyin gelişimleri, henüz tam olmadığı için, akıllı telefonlardan çok daha fazla zarar görme ihtimali yüksektir.

Çocuklar akıllı telefonları daha ziyade oyun için kullanmakta, bu ise uzun süreler telefonla haşır neşir olmasına neden olmakta, dolayısıyla çevresi ile iletişim eksikliği bir yana agresif, yerinde duramayan, hiç bir şeyden mutlu olmayan, kolay kolay disiplinize edilmeyen bir yapıya bürünmektedirler. Üstelik sürekli akıllı telefonlarla oyun oynayan çocuklarda, hiperaktivite-dikkat eksikliği sendromunun gelişme riski de vardır. Bu durumda, yaramaz ve yerinde duramayan, dikkatsiz, algılama ve öğrenme becerileri azalmış bir tabloya girmektedirler.

Akıllı telefonların en olumsuz yönlerinden biri de, sosyal bir varlık olan insanı, giderek asosyalleşme sürecine götürmesidir. Siz de birçok defa bir kenarda yalnız başına sürekli cep telefonuyla uğraşan etrafıyla ilgisiz insanlara tanık olmuşunuzdur. Hatta bir ortamda birlikte oturan arkadaşların, birbirleriyle sohbet yerine sürekli cep telefonları ile uğraştıklarını, oyun oynadıklarını ya da mesajlaştıklarını görmüşsünüzdür.

Maalesef insanımız, nerdeyse birer telefon ve mesaj bağımlısı durumuna gelmiş durumdadır. Sürekli olarak bir yerlere mesaj göndermek, her an telefona bakmak, evde, arabada, dost arkadaş meclislerinde hatta iş yerinde devamlı olarak cep telefonları ile meşgul olmak, sosyal medyayı günün belirli saatlerinde bilgisayardan takip etmek yerine cep telefonlarıyla izlemek adet haline geldi. Günümüz insanı artık bir ''mesaj bağımlısı'' haline gelmiştir. Yakın gelecekte alkol bağımlılığı, madde bağımlılığı ya da bilgisayar bağımlılığı gibi mesaj veya sosyal medya bağımlılığını da konuşmaya başlayacağız.

Olası tehlikelere ve risklere rağmen bugün artık yediden yetmişe herkesin cep telefonu kullandığı ve cep telefonu olmadan kendini çıplak hissettiği malum. Bu durumda muhtemel risklerden korunmak için bazı önlemler almamız yerinde olacaktır kanaatindeyim. Cep telefonları kulağa götürülerek değil kulaklıkla, eğer bu mümkün olmazsa hoparlör açılarak uzaktan görüşme yapılmalıdır. Cep telefonları, özellikle ilk arama yaparken en yoğun radyasyon yaymaktadır. Birini aradığınızda iletişim sağlanmadan kulağınıza götürmeyiniz. Cep telefonlarını belinizde ya da cebinizde değil, çantanızda taşıyınız ve bedeninizden uzak tutunuz. Cep telefonlarını ve diğer elektronik cihazları, yatak odanızda bulundurmayınız. Cep telefonu görüşmeleriniz günde yarım saati aşmamalıdır. Sinema, tiyatro veya konferans gibi topluluklarda tamamen kapatınız. Çünkü sessize alsanız bile mekandaki çok sayıda cep telefonunun sinyal alışverişi nedeniyle risk oluşturacaktır. Eğer kulaklık kullanamıyorsanız cep telefonunu sürekli aynı kulakta tutmayınız. Görüşme yaparken sürekli bir kulağınızdan öbürüne değiştiriniz.