Konya basit bir şehir değil...

Konya'yı Konya yapan birçok değer var...

Konya'nın üstünden ziyade altındadır bu değerler...

Bazı değerleri de vardır ki, geçmişin aynası, geleceğin yongasıdır.

İşte bu değerlerden biri de Alaeddin Tepesi'nde 1200'li yıllarda Anadolu Selçuklu Devleti zamanında yapılmış olan Alaeddin Camii'dir.

Medine'yi Haçlılardan korumayı kendisine vazife edinmiş olan Sultan Alaeddin'in adını taşır bu cami.

Konya'nın tam da merkezinde her gün gelip geçerken gördüğümüz, Konyalılar olarak kıymetini pek de bilmediğimiz, çoğu zaman görmezden geldiğimiz bir cami.

Avlusunda bugünkü Konya'yı Konya yapan, bununla da kalmayıp 7 düvele namını yayan Osmanlı'yı doğuranların yattığı, Sultan Mezarları'nın bulunduğu bir alan burası.

Konya'da özellikle son yıllarda gerek belediyeler, gerekse Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından tarihi değerlerin korunması ve gelecek nesillere aktarılması için büyük bir hamle başlatıldı.

Bu çerçevede Alaeddin Camii Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından; Alaeddin Camii'nin çevresi ve Alaeddin Tepesi, Kılıçarslan Köşkü'nü de dahil edeceğimiz alan Konya Büyükşehir Belediyesi tarafından aslına uygun olarak restore edilip ayakta tutulmaya çalışıyor.

Bina çok mu önemli?

Kimliği olmasa aslında hiçbir önemi yok... Ama Alaeddin Camii'nin büründüğü bir kimlik var. Bu nedenle diğer tarihi camiler gibi onun da korunup gözetilmesi, yaşatılması lazım.

Bu cami, büründüğü kimlikle tarihten bir ders veriyor.

Tabi anlayana...

Alaeddin Tepesi, Kılıçarslan Köşkü ve bu bölgedeki vakıf eserleri vakfedilenlerin küçük birer örneğidir aslında.

Birçok medeniyetin doğup büyüdüğü ve serpildiği bir çınardır Konya...

Bu nedenle Ahmet Hamdi Tanpınar'ın dediği gibi bir başkent her daim başkenttir. Hem de kadim bir başkent...

Vakıflar Haftası kutlanır her yıl Mayıs ayında. Bu haftada vakfın önemi, vakıfların neden var olduğu, kimlere ve nasıl hizmet ettiği, vakıf eserleri ile ilgili bilgiler tazelenerek, vakıf kültürünün önemine vurgu yapılır.

Son yıllarda Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün, Bölge Müdürlüğü'nün, belediyelerin ve yine kendileri de vakıf olan bazı sivil toplum kuruluşlarının girişimleriyle vakıf eserleri yeniden canlanmaya başladı.

Bu eserler vakıfların canlı birer varlık olduğunu da ortaya koyuyor nihayetinde.

Vakıfların tek amacı geçmişi geleceğe aktarmak değil elbet. Geçmişten gelen gelenekleri ve kültürü de geleceğe aktarmak için vardır vakıflar. Bu amaca hizmet eder ya da etmelidir.

Konya vakıf zengini bir şehir.

Öyle ki, bir sokak çeşmesinin tamir ve bakımı için koca bir iş yerini vakfedebilecek kadar vakıf kültürü ile bezenmiş bir Konya var burada...

Bu zenginlikler, fakirin elinden tutmak için de kullanılır. Devletin himayesinde olan vakıflar da sivil vakıflar da düşeni kaldırmak, yoksulu koruyup kollamak, olandan alıp olmayana vermek ve temelde paylaşmak esasına dayalı olarak faaliyet yürüttükleri için önemlidir.

Kısacası bizim vakıflarımız, üstlendikleri misyonlar itibariyle önemlidir.

Bu misyonlarını sabit tuttukları müddetçe vakıftırlar.

Bu vesileyle vakıf eserlerini korumanın her bireyin sorumluluğu olduğunu hatırlatarak Vakıflar Haftası'nı kutluyoruz...