Ülkemizde geçen hafta üst üste meydana gelen felaketler yüreklerimizi yaktı.

İdlib’den gelen şehitlerimiz, Elazığ depremi, uçak kazası ve çığ felaketi birbiri peşi sıra gelen felâketler oldu.

Milletimizin başı sağolsun. Hayatını kaybedenlerin şehitlik makamına ermesini yaralılara da acil şifalar diliyorum.

Elazığ depreminden sonra Türkiye Cumhuriyeti Tarihinde meydana gelen büyük depremleri kaleme almıştım.

Bugünkü yazımda da ülkemizde yaşanan çığ felaketleri ve çığ düşmesi ile ilgili genel bilgiler vermeye çalışacağım.

Türkiye'de yaşanan çığ felaketleri

Türkiye'de çığ kayıtları birçok ülkenin aksine uzun yıllardır tutulmamış. İsviçre, Fransa, Avusturya gibi ülkelerde bu kayıtlar 1500'lü yıllardan, ABD ve Kanada’da 1840'lardan itibaren tutulmaya başlanmış,

Türkiye’de ise 1990’lı yılların başında tutulmaya başlanmış. Yapılan arşiv taramalarında da 1890 ve 1923 senelerine ait sadece iki kayıta rastlanmış.

Yapılan araştırmalara göre; Doğu, Güneydoğu ve Kuzey Anadolu yerleşim bölgelerinde meydana gelen çığ olayları, can kaybı açısından deprem felaketinden sonra ikinci derecede yer alıyor.   

Tutulan kayıtlara göre; son 100 yılda Türkiye'de meydana gelen 1227 çığ felaketinde 1417 kişi hayatını kaybetmiş ve 412 kişinin de yaralanmıştır.

1992 yılı; 157 çığ düşmesi ile 443 kişinin hayatını kaybetmesi ile en fazla kayıp yaşanan yıl olarak kayıtlara geçmiştir.

1976 yılında 23 olayda 261 kişi, 1993 yılında da 60 olayda 133 kişi hayatını kaybetti.

En fazla çığ düşmesi olayı ise 159 vaka ile 2007 yılında yaşandı.

Özellikle 2000'li yıllardan sonra olay sayısında yaşanan artış dikkat çekiyor. 2006'da 104, 2008'de ise 144 çığ tespit edildi.

Türkiye’de 1958 yılından beri afet kayıtlarına geçmiş 448 adet çığ olayı bulunuyor. Bu olaylarda toplam 850 kişinin hayatını kaybettiği resmi kayıtlarda yer alıyor.

Bilindiği gibi son olarak Van-Bahçesaray kara yolunun 33. kilometresinde üzerine çığ düşen minibüsten olduğu belirlenen 2 kişiyi arama çalışmaları devam ederken ikinci çığ düştü.

İki çığ düşme olayında toplam 41 vatandaşımız hayatını kaybetti, 84 kişi de yaralandı.

Çığ olayları ağırlıklı olarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun dağlık kesimleri ile Karadeniz Bölgesinin bazı kesimlerinde yaşanıyor. Arazi yapısı, güneşin etkisi ve bölgede esen hâkim rüzgârların yönleri Aralık-Mart ayları arasında çığ felaketlerinin meydana gelmesinde etkili oluyor.

Çığ düşmesi nedir?

Çığ; genellikle bitki örtüsü olmayan engebeli, dağlık ve eğimli arazilerde, vadi yamaçlarında tabakalar halinde birikmiş olan kar kütlesinin iç veya dış kuvvetlerin etkisi ile başlayan bir ilk hareket (tetiklenme) sonucu, yamaçtan aşağıya doğru hızla kayması olarak tanımlanır.

Türkiye’de Çığ Problemi

Türkiye’nin özellikle kuzey-kuzeydoğu ve doğu kesimlerinde, çığ olayına uygun topografik ve meteorolojik koşullara sahip dağlık alanlar mevcuttur. Ortalama yüksekliği 1000 m’yi geçen ve çığ oluşumuna uygun alanların yüzölçümü bu bölgeler içinde çok yüksek bir yüzdeye sahiptir.

Dağlık alanların, Türkiye yüzölçümünün yaklaşık 1/3’ünü oluşturduğunu düşünecek olursak, çığ olayının meydana geldiği alanların yayılımının ne kadar büyük olduğu anlaşılır. Bu bölgelerde meydana gelen çığlar, yerleşim yerlerini, yolları, turistik tesisleri ve diğer bütün devlet yatırımlarını tehdit etmektedir. Çığ olayının yerleşim yerlerine etkisi her afet türü gibi sosyal ve ekonomik açıdan olmaktadır.

Çığ Oluşması Sırasında Alınabilecek Tedbirler

Çığa Yakalanırsanız ne yapmalısınız?

Çığ genellikle çok hızlı gelişir ve hareket eder. Bu nedenle, çığın oluşması fark edildikten sonra mümkün olduğunca hızlı ve soğukkanlı olunmalıdır.

Çığın başlangıç anından sonra, eğer bina içinde değil dışarıda bulunuyor iseniz;

Çığ başladığında, o alandan daha güvenli yerlere (büyük ve sabit kayalar, yamaç aşağı girintiler, vb.)  çok hızlı bir şekilde ayrılmak gerekir.

Çığın daha yavaş ve yüksekliğinin az olduğu kenar kısımlarına ulaşmaya çalışmak.

Bağırarak veya başka ses kaynaklarını (korna, çan, ıslık, siren) kullanarak, diğer insanları uyarmak.

Kırılmış ağaç ve kaya parçalarından uzak kalmaya veya korunmaya çalışmak.

Çığ durmadan önce mutlaka bir el yüzün önünde (ağız ve burnu kapatacak şekilde), diğer el de başın üstünde (yüzeye doğru uzatarak) tutmak ve kar altında kalınan zaman boyunca hayati önem taşıyacak olan nefes alınan boşluğu (hava kesesi) genişletmek ve bu arada başı sağa sola çevirmeye çalışmak.

Bu hava kesesi, çok küçük olsa bile ağız ve burnun kar ile dolmaması demektir. Kesenin varlığı, kazazedenin her zaman kurtulma şansının olduğunu ümit etmesini sağlar.

Karda ses iletimi az olmasına rağmen, eğer yüzeye yakın olunduğu hissedilirse ya da öyle olabileceği varsayımını ihmal etmemek için bağırmak faydalı olabilir.

Bir aracın içinde bulunuyorsanız;

Motoru durdurup, ışıkları söndürmeli.

Araçtaki oksijen miktarını korumak için sigara içmemeli ve kibrit yakmamalı.

Eğer telsiz varsa çağrı yapmalı ve telsizi alıcı konumunda sürekli açık tutmalı.

Dışarı ses (korna) ve ışık verecek herhangi bir alet (fener gibi) faydalı olabilir.

Eğer araçta bir çubuk veya benzeri bir alet var ise, bunu kar içine yukarı doğru batırıp kurtarmaya gelecek olanların çubuğu görmelerini ümit etme şansımız da olabilir.

En son olarak da çevreleyen karı kazmaktır. Ancak, kazarken kişi kendini kesinlikle güvende hissetmiyorsa araç içinde kalmanız daha emniyetlidir.

Çığ olduktan sonra, en kısa zamanda; 110 İtfaiye -  112 Acil yardım - 155 Polis İmdat - 156 Jandarma numaralar aranarak ilgili kişi ve kuruluşlara haber verilmelidir.

Rabbim her türlü felaketten hepimizi muhafaza buyursun. Sağlıklı ve mutlu yarınlar efendim.