Türkiye’de 2018-2019 eğitim ve öğretim yılında, açık öğretim öğrencileri dahil, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı resmi ve özel okullarda 17 milyon 749 bin 876 öğrenci eğitim gördü.. Yükseköğretim kurumlarında öğrenim gören 7 milyon 560 bin öğrenci ile Türkiye'de toplam 25 milyon 309 bin 876 öğrenci bulunuyor.

Toplam nüfusları Türkiye'deki 25,5 milyon öğrenci sayısının altında kalan ülkeler arasında 5,5 milyon nüfuslu Finlandiya ve Danimarka'nın yanı sıra 7 milyon nüfuslu Bulgaristan'dan 10 milyon nüfuslu Azerbaycan'a, 25 milyon nüfuslu Avustralya'dan, 18 milyon nüfuslu Şili'ye ve 25 milyon nüfuslu Kamerun'a kadar 5 kıtadan 143 ülke yer alıyor.

Türkiye'de okul öncesi, ilköğretim ve lise düzeyinde eğitim gören 17 milyon 749 bin öğrenci sayısı Avrupa'nın önemli ülkelerinden Hollanda'nın 17 milyonluk nüfusunun üzerinde seyrediyor. Toplam 10 milyon nüfusu ile Portekiz ve İsveç, Türkiye'deki sadece ilköğretim düzeyinde eğitim alan öğrencilerin sayısının bile gerisinde kaldı. Yaklaşık 5,5 milyon nüfuslu Norveç, Türkiye'de sadece lise düzeyinde öğrenim gören 5 milyon 535 bin öğrenci sayısına yetişemedi.

Türkiye'de sadece okul öncesi eğitimdeki 1 milyon 511 bin öğrenci sayısı, Estonya'nın 1 milyon 300 binlik nüfusunun bile üzerinde.Türkiye, 7 milyon 560 bin üniversite öğrencisi ile 7 milyon nüfuslu Bulgaristan'ın yanı sıra 6,5 milyon nüfuslu Afrika ülkesi Libya, 6 milyon nüfuslu Asya ülkesi Lübnan gibi pek çok ülkeyi de geride bıraktı.

UNESCO 2016 yılı verilerine göre, Türkiye'deki öğrenci sayısının altında nüfusa sahip diğer bazı ülkeler ile öğrenci sayıları şöyle:

5,5 milyon nüfusu bulunan Finlandiya'nın okul öncesinde 206 bin 818, ilköğretimde 359 bin 635, lisede 539 bin 816 ve üniversitede 297 bin 163 olmak üzere toplamda 1 milyon 403 bin 432 öğrencisi bulunuyor.Finlandiya ile aynı nüfusa sahip Danimarka'nın okul öncesinde 185 bin 145, ilköğretimde 471 bin 787, lisede 540 bin 622 ve üniversitede 314 bin 822 olmak üzere toplam 1 milyon 512 bin 376 öğrencisi var.

Yine aynı nüfusa sahip Norveç'te okul öncesinde 184 bin 149, ilköğretimde 438 bin 387, lisede 437 bin 383, üniversitede 277 bin 449 olmak üzere 1 milyon 337 bin 368 öğrenci eğitim alıyor.8 milyon 750 bin kişilik nüfusa sahip Avusturya'da okul öncesinde 251 bin 840, ilköğretimde 329 bin 32, liselerde ise 687 bin 126, üniversitelerde ise 431 bin 125 olmak üzere 1 milyon 699 bin 123 öğrenci yer alıyor.

8,5 milyon nüfuslu İsviçre'de okul öncesinde 172 bin 439, ilköğretimde 498 bin 338, lisede 609 bin 873 ve 295 bin 149 üniversite olmak üzere toplam 1 milyon 575 bin 799 öğrenci eğitim görüyor.

17 milyon nüfusu olan Hollanda'da okul öncesinde 511 bin 240, ilköğretimde 192 bin 268, lisede 1 milyon 611 bin 16, üniversitelerde 836 bin 946 olmak üzere toplam 3 milyon 151 bin 470 öğrenci bulunuyor. Türkiye, 25,5 milyona yaklaşan öğrenci sayısıyla 143 ülkenin nüfusunu geride bıraktı.

Eğitim, insanın ve toplumun hayatında çok önemli bir yeri vardır. En ilkel toplumlardan en gelişmiş toplum aşamasına kadar her şey eğitimin gücü sayesinde elde edilmiştir. Hiçbir şey kendiliğinden olmuyor. Eğitilmiş, bilgi ve meslek sahibi olmuş bireyler sayesinde toplumlar daha iyiye ve mükemmele ulaşmışlardır.

Devlet olarak gençliğin eğitimi konusunda gerekeni yapmalıyız. Bilgi, sevgi ve hizmet heyecanı genç nesillerin sevdası olmalıdır. Bu sevdaya gönül verenler hayırlı evlat olma yolunda çok gayretli bir çalışmanın içerisinde bulunacak ve kendini geleceğe hazırlayacaktır. Hedefi ve gayesi olmayan bir toplumun bir yere varması düşünülemez. İnsanlar ülkü ve idealleri için yaşar. Başkalarını mutlu etmek adına fedakâr insanlar bu duygularla yetişir.

Ana-babasına, vatan ve milletine karşı sorumluluk duygusu taşıyan insanlar bu yüce hedeflere ulaşmak için karıncalar gibi çalışmak zorundadır. Çalışmadan, alın terini silmeden bilgi sahibi olmak mümkün değildir. Yediği ekmeğin hakkını ödemek bir vatan borcu olmalı ve bu sevda dalga dalga gençliğin dimağını kuşatmalıdır. Bir hedefe kilitlenmek, bu hedefe doğru yürümek için bu gayeler bir sevda halinde hayallerde tüllenmelidir. 

Bu hayallerin gerçekleşmesi için çok ciddi ve disiplinli bir çalışma gerekir. İlim elde etmek şakaya gelmez. Hele hele angarya hiç kabul etmez. Böyle ciddi bir iş için kolları sıvamak ve bir takım fedakârlıklara katlanmak gerekir. Aksi halde ilim adamı olmak, bir mesele etrafında ihtisas sahibi olmak mümkün olmaz.

 Düşünme ufkunu genişletmek için iyi bir eğitim, okumak ve daha çok bilmek bugüne kadar keşfedilmiş tek yoldur. Olgunlaşmadan insan ancak canini vererek topluma katkıda bulunabilir. Oysa artık günümüzde canını değil, beynini adayarak topluma katkıda bulunacak gençlere ihtiyaç vardır. Kahramanlara ihtiyaç göstermeyen bir toplum yaratmak, iyi eğitim görmüş gençlerin çabalarıyla mümkün olacaktır.

Türk Milleti’nin geleceği ilmî çalışmalara ciddi manada eğilmeye bağlıdır. Her türlü imkânları seferber ederek genç nesilleri eğitmek, dünya ile yarışacak, yeni yeni buluşlara imza atacak bilgi ve birikim sahibi nesiller yetiştirmek gereklidir. Bir Çin atasözünde şöyle buyrulmaktadır. “Bir yıl sonrasını düşünürseniz buğday ekin, on yıl sonrasını düşünürseniz ağaç dikin,  yüzyıl sonrasını düşünürseniz insan yetiştirin.” 

Ülkelerin kalkınmasında temel faktörlerin başında yetişmiş insan gelmektedir. Ülkemizin potansiyeli buna müsaittir. Yeter ki doğru politikalar üreterek, eğitimli, donanımlı ve dirayetli nesiller yetiştirelim.  

Gayret bizden başarı Allah’tandır. Baki selamlar

Kaynak: 1) http://nurullahozkilic.com/Yazi-177-gencliginegitimi

              2) https://www.ntv.com.tr/egitim/turkiyenin-ogrenci-sayisi-143-ulkenin-nufusunu-   asti,U8SPgO6SlEKuKQ1lofTiGQ