Bir gece önce Burak YILMAZ bombasıyla sarsılan, her an yeni Çin seferleriyle paramparça olabilecek olan Galatasaray için ligin dirençli takımlarından Torku Konyaspor ile oynamak o kadar zordu ki!

Ekonomisi bitirilmiş, her yeni gelenin bir öncekileri suçladığı, çileklerle, vişnelerle günün kurtarıldığı, yabancıların paralarını günü gününe aldığı, yerlilerin sen bizim evladımızsın muamelesi gördüğü 20 şampiyonluk yaşayan ülkemizin tek UEFA Kupalı takımı Galatasaray!

8 Milyon Euro'ya satılan (benim bildiğim kadarıyla ¼'ü Trabzonspor'a ait) Burak mı kurtaracak Galatasaray ekonomisini! O zaman Muslera'yı, Sneijder'i, Podolski'yi de satın kulüp bataktan çıksın. Yok böyle bir şey dostlar  Galatasaray'ın aylık ödediği banka faizleri 3 milyon Euro'ya yakın. Burak'ın satışından elde edeceğiniz gelir size sadece iki ay tampon tedavi olur gerisi hikaye.  Neymiş yıllık zarar önce 80 milyon Euro'ymuş,  önce 55 milyona düşürmüşler şimdi de hedef 30 milyon Euro'ymuş. Anlayacağınız    MUŞ!  MUŞ!    MUŞ! Neden anlatmıyorsunuz aylardır maaş almayan amatör şubelerdeki  sporcularınızı ve antrenörlerinizi?  Hiçbir şubenize çivi dahi çakamadığınızı, ekonomik kriz yüzünden  bazı çalışanlarınızın görevine son verildiğini. Mevzu derin anlatacak çok şey var ama biz maça geçelim.

Galatasaray çıkarabileceği en iyi 11 ile sahada, sadece Podolski  tam iyileşmemiş Yasin tercihi olabilir diye düşündük. Torku Konyaspor da ise sol savunmada Barry Douglass  var antrenman temposunun iyi olduğu söylenmişti merakla bekliyoruz.

Maçtan önce aklımda iki soru var, Aykut KOCAMAN

1- Takım boyunu hangi uzunlukta kuracak?

2- Savunma zincirinin kaleye uzaklığı hangi mesafede kalacak?

 Aykut Kocaman öncelikle  Sneijder'in topla buluştuğu ve oyunu kurduğu yerlere koşan oyuncular yerleştirerek rakibin hücum kurgusunu bozmaya çalıştı. Adama adama değil ama bölge savunmasında top kullandırmamaya yönelik bu hamle ilk yarı işe yaradı. Takım savunması kaleye 30-35 metre uzağa kuruldu. Rakibin  I. bölgesinden başlayan toplu oyunlara baskı yaparak  aslında yorucu bir düzen tercih edildi. Öyle ki devre arasına girildiğinde Galatasaray'ın en çok koşan oyuncusu, Torku Konyaspor'un koşan oyuncularının arasında ilk 6 arasına giremiyordu. Torku Konyaspor'un 6 oyuncusu 5500-6000 metre arasında koşu mesafeleri ile rekor kırıyordu.

Bu oyun düzeni, Torku Konyaspor adına cılız ataklar kenardan yapılan birkaç orta çerçeveyi tutmayan şutlar olarak hanemize yazıldı. İkinci devre bu sistem 70. dakikaya kadar işledi, ne zaman Rangelov, Holmen, Ali Çamdalı, Traore  yoruldu hamleler ve yardımlar gecikti, Galatasaray hücumda baskıyı kurdu. Baskı  takım savunmamızı ceza alanımıza kadar itti, savunmanızı bu kadar geri taşımışsanız bir takım riskleri kabul etmişsiniz demektir. Nedir bunlar?

Ceza alanı yayından oyun içinde atılacak şutlar tehlike yaratabilir.

 Rakibe kenarlardan daha fazla orta yapma imkanı sağlar ve karamboller oluşur.

 Bolca korner  ve yakın taç imkanı sağlar.

Ceza alanı çevresinden vereceğin serbest vuruşlarda kalende tehlikeler yaşarsın.

Yukarıda yazdığımız  bütün ihtimalleri son 20 dakika içinde yaşadık, kalecimiz Serkan  ve son haftaların başarılı savunma oyuncuları ile oluşan tehlikeleri bertaraf ederek hak ettiğimiz BİR PUANI cebimize koyduk ve Çarşamba'yı beklemeye başladık.

Oyunda hatalar yok muydu? Evet, ufak tefek aksaklıklar vardı gözümüze çarpan, Rangelov gereğinden fazla oyunda kaldı bence, Sabri girdikten sonra Douglas yalnız kaldı ve Douglas'ın stopere yardımlarında soldan gelen uzak ortalarda Sabri iki defa net pozisyona girdi. Uslu'nun girişi biraz gecikti. Özellikle ikinci yarı Galatasaray'ın arka tarafındaki 60-70 metrelik boşluğu iyi değerlendiremedik. I. Bölgeden II. Bölgeye geçişlerde doğru oyuncularla doğru topları buluşturamadık, dolayısıyla kontra pozisyon imkanlarını oluşturamadık, işte burada neden sprinter bir forvetimiz yok bizim sorusu aklımıza geldi.

Ama her şeye rağmen  üst düzeyde performans gösteren takımımızı ve  taraflı yayıncı kuruluşun bir defa gösterdiği muhteşem taraftarımızı tebrik ediyorum. Televizyondan duyabildiğim kadarıyla 90 dakika susmayan ve zaman zaman Galatasaray seyircisini bastıran takımı yalnız bırakmayan taraftarlara teşekkürler.  

Türk Telekom Arena'da işlem tamam bu moralle gözümüz kulağımız Çarşamba günü oynanacak kupa maçında. Kupa uzmanı Aykut KOCAMAN'dan ve takımımızdan beklentimiz  en kötü ihtimalle gollü bir beraberlik. “YA NASİP,  YA KISMET”