Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi’nin düzenlediği, Selçuklu Belediyesi işbirliği ile “Cumhuriyetin 100. Yılında Kültürel Etkinlikler” projesi kapsamında yapılan panelde Prof. Dr. Aytekin Can, Dr. Süleyman Duyar, Hasan Hüseyin Toydemir ve Burçak Evren, “Cumhuriyetin 100. Yılında Türk Sineması” konusu ele alındı.
Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Konya Şubesi’nin Cumhuriyetin 100. Yılı münasebetiyle tertip ettiği ve Selçuklu Belediyesi’nin “Fikrin Varsa Adres Belli” projesi kapsamında desteklediği kültürel etkinliklerinin sekizinci ve sonuncusunda bu hafta “Cumhuriyetin 100. Yılında Türk Sineması” konuşuldu. TYB Konya Şubesi Yönetim Kurul üyesi Prof. Dr.  Ahmet Tarhan’ın düzenleyici olduğu panelde Prof. Dr. Aytekin Can, Dr. Süleyman Duyar, Hasan Hüseyin Toydemir ve Burçak Evren konuştu. Panel Konya İl Halk Kütüphanesi Konferans Salonunda gerçekleşti

BAŞLANGIÇ 1912 YILLARI

Prof. Dr. Aytekin Can “Türk sinemasının başlangıcını 1912 olarak kabul edebiliriz, değil mi hocam? Aslında, bazıları bunu 1906'ya kadar çekebilir, ancak bizim için gerçekten önemli olan, özellikle belgesel filmlerden sonraki dönemlerdir. Muhsin Ertuğrul'un tiyatrocular dönemi, daha sonraki lütfu hakaret dönemi, ardından yeni sinemacılar dönemi gelir. Türk sinemasıyla ilgili kitaplarda ve hocamın yazdığı Türk sinema tarihinde bu dönemleri görebiliriz. Ben de öğrenciyken Türkiye'nin ilk sinema profesörü olan rahmetli Halim Şerif Onaran hocamızdan, profesör doktorun kitaplarından bu tarihi öğrenmiştim. Şimdi ise internet ve Google sayesinde bu konuda binlerce belgeye ulaşabiliyoruz.” dedi.

BELGE VURGUSU

Sinema tarihinde belgelerin öneminden ve ülkemizde umursanmadığından bahseden Burçak Evren “Şu anda, Türk sinemasıyla ilgili 250.000 adet belge topluyorum. Devlet kütüphanelerinin toplamından 10 kat daha fazla bir arşiv oluşturuyorum. Hayatım boyunca arabam yok, hiçbir mülküm yok; ancak bu belgeleri topluyorum. Sinemayla ilgili depolar nerede varsa, özellikle Osmanlıca belgeler içerenlerin depolarını araştırıyorum.  Ben şu anda Türk sinemasının gelişimini, işleyişini araştırıyorum. Yaptığım sistem Türkiye'de sinema ile ilgili herkesin bir doktora tezi yapmasına olanak tanıyor. Türkiye'de çıkmış Osmanlıca yazılar da dahil olmak üzere, üç yılda bulamadığım bilgileri buluyor. Bu konuda bir başarı olduğunu düşünüyorum. Ancak, Türkiye'ye bağış yapmayı düşündüğümde, kimse bana yanıt vermedi. Sonunda, Amerika'daki bir üniversiteye bu belgeleri bağışlamaya karar verdim. Çünkü ihtiyacım olan her şeyi orada buldum. Osmanlı Tiyatrosu ile ilgili tüm belgeleri bir Japon üniversitesinde buldum. Türk sinemasında bir Bilgi Belge Merkezi oluşturdum ve topladığım her şeyi bu ülkeye bağışlayacağım. Türkiye’de bilgi veremeyen hiçbir üniversite olmadığını söylediğimde, doktora tezleriyle ilgili olarak yüzde 99'unun benim tarafımdan yapıldığını belirtmek isterim. Belgeler olmadan tarih olmaz. Bu gerçeği kafamıza sokmalıyız. Türkiye'de belge toplayan hiçbir kurumumuz yok. Sadece üç kurumumuz var, ancak bunlar da yeterli değil. Türk sinemasının dışında veya azaldığını iddia ettiğimiz bir konu var mı? Bunun için bir yasa teklifi gösteren yok” dedi

Akşehir’in Aydınlık Yüzü kitabı çıktı Akşehir’in Aydınlık Yüzü kitabı çıktı

MUHAMMED ESAD ÇAĞLA

Editör: Birkan Bakay