Büyük bir umut ve heyecan ile Milli takımın başına getirilen Lucescu, ilk maçında tecrübesine ve bilgisine yakışmayan bir oyun anlayışı ile hayal kırıklığı yaşattı. Kendisinden beklenenleri düşündüğümüz zaman ilk hayal kırıklığını maçın on birinde yaşatan Lucescu, neleri düşünerek sahaya çıktı hala anlamış değilim. Uzun yıllar Ukrayna futboluna emek veren bununla birlikte Türkiye’de de çalışma fırsatı yakalayan Lucescu, iki ülke futbolunun artılarını ve eksilerini kesinlikle biliyordur. Ancak baktığımız zaman Ukrayna karşısında neredeyse ilk 45 dakika da yok denilecek bir futbol sergiledik. Biz televizyon başında nasıl izliyorsak Lucescu’da sahanın kenarında öylece izleyerek hiçbir müdahale yapma gereği hissetmedi. Savunma ve orta saha arasında anlamsız ilgisizlik gerçekten inanılır gibi değildi. Tam olarak yeni bir kadro arayışında olduğunu biliyoruz ancak çağırılan futbolcuların tamamına baktığımız zaman daha iyi bir on bir kesinlikle sahaya sürülebilirdi.

Elimizde büyük bir fırsat varken tecrübeli bir hocadan dolayı tecrübesizce maç kaybetmek gerçekten Lucescu gibi bir kaliteye asla yakışmadı. İzlanda’nın kaybettiği bir haftada kazanarak ikinci sıraya yükselmek hatta önümüzde ki kendi evimizde oynayacağımız maçı kazanarak grupta kalıcı olmak varken düştüğümüz durum gerçekten içler acısı diyebilirim. Ancak tüm bunları düşünürken ilk şutumuzu 30. Dakikada çekebiliyorsak ülke futbolunu yönetenlerin oturup düşünmesi gerekiyor. Bununla birlikte Türk futbolunun 37 yaşında ki Emre Belözoğlu’ndan medet umması ve yabancı sayısının 14’e çıkartılması futbolumuzun düştüğü durumun özetidir. Yabancıların daha tutulur olduğu ülkemizde Lucescu’nun da teknik direktör olarak bunun bir parçası olması fazlaca yadırganacak bir durum değil. Ancak gidişatımızın ne kadar kötü olduğunun ve Türk futbolunun yeterince iyi yönetilmediğinin anlaşıldığı zaman hepimiz için geç olabilir. Yada bu oyun ve mantalite anlayışı ile devam edeceksek, yerli futbolcuları liglerimizden kovar gibi göndermeye devam edeceksek devşirme futbolcu arayışlarına girmekte fayda var. Nede olsa kafasına göre yönetilen bir Türk futbolu var. Anlayış ve çözüm bu noktaya doğru yavaş yavaş gidiyor.

Uzun lafın kısası son birkaç yıldır ülke futbolunun içinde bulunduğu durumun özetini 90 dakika olarak Ukrayna Türkiye maçında gördük. Umarım herkesin yorumlayabildiği bu çaresiz durumu ülke futbolunun patronları da yorumlar ve bir çıkış içerisine gireriz. Yoksa 40 yaşına gelmiş futbolumuzdan emekli olmuş efsanelerin yeminlerini bozup tekrar sahaya dönmesi an meselesi diyebiliriz.