Türk Milleti olarak; 

15 Temmuz 2016'da vatanımıza kasteden hainlere karşı büyük bir oyunu bozduk. 

Fırat Kalkanı ile işgal planını yerle yeksan ettik. 

PKK'yı inlerinde vurduk.

ABD bayraklarıyla kendilerini güvende hisseden PKK uzantıları YPG/PYD'nin üssü Sincar ve Karaçor'u başlarına yıktık. 

Şimdi de Türkiye'ye karşı binlerce TIR silah ve teçhizatla Afrin'e yığınak yapan ABD güdümlü PKK/YPG/PYD/DEAŞ'ı Kahraman Mehmetçik, Zeytin Dalı ile vuruyor. 

Edirne'den Kars'a Türk Milleti'nin kalbi Mehmetçikle atıyor... 7'den 70'e herkes Mehmetçiğimiz için seferber oluyor... Çocuklar Mehmetçik abileri üşümesin diye kocaman yürükleriyle atkı, eldiven örüyor, mektup yazıyor, 15 yaşındaki gençler Çanakkale'deki ruhla Afrin'e gitmek için Askerlik Şubesi'ne başvuruyor, annelerimiz, ablalarımız yemek yapıyor, ördükleri bereleri Mehmetçiğe gönderiyor, Hatay ve Kilis'teki bölge halkı Mehmetçiğe odun taşıyor, camilerde Fetih Sureleri okunuyor, zafer için dua ediliyor... İşte Türk Milleti budur. Boşuna bize Ordu-Millet denmiyor. Söz konusu vatansa, İslam'sa gerisi teferruattır...

Sadece bizim değil gönül coğrafyamızın kalbi de Mehmetçikle atıyor. Endonezya'da, Malezya'da, Pakistan'da, Doğu Türkistan'da, Orta Asya'da, Afrika'da, Kırım'da, Azerbaycan'da, Bosna'da... Türkiye'nin başarısı için dualar ediliyor, gösteriler yapılıyor...

İşte biz buyuz. Gönül coğrafyamızın sınırı yok. Onun içinde Büyük Devletiz...

***

Fakat içimizdeki gafiller sürüsü yine alçakça açıklamalarını yapıyor. 

Teröristlerin katliamlarını görmezden gelenler, teröristlerin askerlerimizi şehit etmesine sessiz kalanlar, ülkemizin işgal girişimine tiyatro diyenler, yeniden istiklal mücadelemizi baltalamak için yine nefretlerini kusuyorlar, şerefsizce hainlik yapıyorlar!

Sözde tabip, mimar-mühendis, aydın, sanatçı, gazeteci, siyasetçi, aktivist geçinenler, besledikleri PKK/PYD/YPG/DEAŞ'ın Kahraman Mehmetçik tarafından yok edilmesi karşısında çaresizlik içinde küstahça, şerefsizce sütü bozuk kişiliklerini ortaya koyuyorlar. 

Açıklama yapmakla kalmıyorlar sadece! Cumhurbaşkanına, milletvekillerine, siyasi parti liderlerine mektup gönderiyorlar. Mektuptan çıkan ana fikir; Ne olur operasyon dursun Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Zeytin Dalı teröristlerimize büyük geldi!...

Tehditten de geri kalmıyorlar ahmaklar. Hendekler başlarına mezar olmamış gibi "Afrin’e silahlı müdahalenin bölgemize ve ülkemize barış ve güvenlik değil, daha büyük sorunlar, yıkım ve acı getireceğini, Kürt yurttaşlarımızı da yürekten yaralayacağını biliyoruz..." komikliğini gösteriyorlar.

***

Ya siz kimsiniz ucube sürüleri? 

Osmanlı'da Jöntürk oldunuz ihanet ettiniz, 

Milli Mücadele'de mandacı oldunuz ihanet ettiniz, 

1938'de İnönücü oldunuz ülkeyi ABD'ye açtınız, 

1960'da/1980'de darbeci oldunuz, ihanet ettiniz, 

1997'de laiklik ayağına milletin değerlerine saldırdınız, 

2007'de milletin iktidarına karşı ordu-göreve pankartı açtınız, 

2013'te Gezi Parkı Olayları ile milleti kışkırtmaya çalıştınız, 

2014'te Kobani Olayları'nı fırsat bilerek YPG'yi şirin göstermeye çalıştınız, 

2016'da FETÖ'nün hani darbe girişimine alkış tutup, tiyatro dediniz.

Onun için sizin ne olduğunuzu çok iyi biliyoruz. Bildiğimiz için de açıklamalarınız Türk Milleti için laf-ı güzaftan öteye gitmez. Mütemadiyen açıklama yapsanız bile sadece şerefsizliğinizi tekrarlarsınız. 

***

Fakat yeniden İstiklal Mücadelesi verildiği bir ortamda terörist diliyle, Türkiye düşmanlarının diliyle konuşan aykırı seslerin cezalandırılması da elzemdir. 

Hükümet biran önce başlarında Türk/Türkiye ibaresi olup ancak her defasında vatanı hançerlemeyi meslek edinmiş kurum ve kuruluşlara artık yeter demelidir. 

Kanun ve mevzuatlarında rötuşlar yapmanın zamanı gelmiştir. 

Çünkü üst birlik/genel merkez kuruluşlarının terörist sever açıklamalarına karşı Anadolu'daki şubeler milli/vatansever yönde açıklama yapmaktadır. Dolayısıyla gerekli yasal düzenleme ile üst birliklerin yıllardır Anadolu'dan uzak hegemonyası kırılmalı, delege sistemleri yeniden düzenlenmeli, illerdeki şubeler müstakil oda statüsüne kavuşturulmalıdır. 

Yapılacak düzenleme demokrasiye aykırı olmayacağı gibi bilakis demokrasiyi daha da güçlendirecek. Çünkü azınlığın çoğunluğa tahakküm uygulaması demokrasi değil despotluktur. Anadolu'daki milli kurumları bu despotluktan kurtarmak gerekmektedir.

Bu sağlandığı takdirde şubeler üst kurula bağlı  kalmaksızın özgürce çalışabilecektir. Böyle bir adım da alacakları hukuki cezadan daha ağır bir ceza olacaktır. Çünkü illerdeki bağımsız odalar kendi gider ve gelirlerine bağlı kalacağı için üst kurulların varlığı yada yokluğu bir anlam ifade etmeyecektir...

***

Kahraman Mehmetçiğin teröristleri yok etmesinden hoşnut olmayan sözde aydın, gazeteci, oyuncu, siyasetçi, aktivist adı altındaki esfeli safilin grubu... Çaya düşen sinek misali mide bulandırıyorsunuz. Geçmişteki hain dedeleriniz gibi yok olup gidecekseniz ve arkanızdan her zamanki yakışan söz söylenecek; müptezel vatan haini. 

İslam'ın son kalesi Türkiye'yi ateş çemberinden çıkarmak için İslam'ın son ordusu Türk Silahlı Kuvvetleri yeni bir destan yazıyor. Millet olarak ülkemiz etrafındaki ateş çemberini ortadan kaldıracağız. Bunun için inançlıyız, kararlıyız. 

Allah ordumuzu her daim muzaffer eylesin, yolumuzu açık, duruşumuzu daim etsin inşallah.