Televizyon dünyasının vatandaşlarımız üzerinde oldukça büyük etkisi var. Kimisi dizileri yaşayarak izliyor, kimisi farklı programlarda kendi geçmişini arıyor, kimisi ise özentiliğin dibine vuracak ne varsa cımbızla çekip kendine yakıştırıyor. Yani hiç masum olmayan bir ekrana bağlı hayatlar… 

Evet, televizyon hayatımızın değişilmez bir parçası. Bazen arka planda sürekli açık olan ses bile kimimizi bağımlı hale getiriyor. Bu değişilmez bağımlılıklar ise her geçen gün büyüyerek daha tehlikeli hale geliyor.

Bunun yanında değeri olmayan kişileri ya da yapımları sadece birkaç sözümüz ile ünlü edebiliyor, değersizi bir anda farkında olmadan değer haline taşıyoruz. Evet, bunun farkında değiliz ve olmadığımız sürece de daha çok hayal kırıklığına uğrayacağız.

Bu hayal kırıklıklarının bir tanesi de geçtiğimiz hafta Rasim Ozan Kütahyalı’nın seviyesizce yapmış olduğu konuşma oldu. Birbirine bağırarak, kimin ne konuştuğu belli olmayan o saçma programda yine birisi boş boğazlık yaptı ve Boşnak kardeşlerimiz üzerinden saçma bir benzetme yapıldı.

Bu o program için ilk saçmalık değil. Bu zamana kadar birbirinden iğrenç konuşmalara imza atan o program maalesef reyting olarak zirvelere çıkıyordu. Evet, o ne konuşulduğu belli olmayan programdan bahsediyorum. Yani onu da yine tepki gösteren kişiler zirveye taşıdı. Bunca patavatsızlıklara ses çıkartmadan izleyenler.

Şimdi geldiğimiz ve gördüğümüz son noktada ise Rasim Ozan Kütahyalı’nın söylemiş oldukları bardağı dolduran son damla oldu. Aslında son damlayı beklemeden fişini çekseydik inanın bugün yaşadığımız ve hepimizin utanç duyduğu o sözleri işitmezdik…

Ha birde soyadının yerli olduğu ancak kendisinin bununla alakası olmadığı bir hanımefendi var. O da yine büyük bir ayıba imza attı. Televizyon dünyasının parlattığı, aslında beş para etmez birisinden bahsediyorum. Malumunuz Yerlitaş’dan… 

Bazı yapımcılar reyting uğruna paraları saçıp, beş para etmez insanların cebine para koyunca maalesef böyle oluyor. Sonra elinde alkol ile ağzından çıkanları kulağı duymuyor. Birde vatan evlatlarına, bu yurt için canını feda eden şehitlere dil uzatıyor hadsiz! Beş para etmezsiniz beş… 

Üzgünüm, bu kişiliksiz insanları televizyonda izlemek zorunda bırakıldığımız için. Yılanın başını küçükken ezmek gerekir diyorlar ya aynen öyle. Ezemedik. Ezilmediği gibi haybeden, vatana millete tek bir zerre faydası olmadan ünlü oldu herkes. 

Birilerinin işine son vermeyle, birilerinin arkasını temizlemeyle bu işler yürümez. Ne konuştuğunu bilmeyen, kendi vatandaşına saygısı olmayan kişileri bu ekranlara taşıyanlar suçlu. Sonrasında çıkıp işine son versen ne vermesen ne? 

Birkaç popülarite uğruna ekranlara taşıdığın isimler bugün böyle konuşur yarın başka. Herkes haddini bilecek ki televizyonun da değerli olacak yapımcılığında. Birkaç hadsiz ise kaybolacak gözlerin önünden…