Sadece doğada değil hayvansal gıdalar dâhil olmak üzere yediğimiz tüm besinlerin içerisindeki plastik olduğuna vurgu yapan Geri Dönüşümcüler ve Geri Kazanımcılar Derneği Kurucu Başkanı Fatih Eren, “Gezegenin ve insanlığın geleceği için çalışan eğitim sektörünün hemen ardından geri dönüşüm sektörü de geliyor. Geçen yıl geri dönüştürülen 51,7 milyon ton atığın 48,5 milyon tonu plastik, kâğıt, metal ve mineral gibi geri kazanım tesislerinde ham madde haline getirildi. Böylece ülke ekonomisine sektör olarak 100 milyar TL kazandırmış olduk. Rakamlar çok görünse bile ne yazık ki Avrupa’daki ülkelere kıyasla geri dönüşüm konusunda bir hayli geride olduğumuzu üzülerek ifade etmek durumundayız. Doğaya verdiğimiz zarardan bir an evvel dönülmesi gerekmektedir. OECD’ye göre, dünyada plastik atık tüketimi son 20 yılda iki misli arttı ve 2019’da yılda 353 milyon tona ulaştı. Yine OECD’ye göre, gerekli önlemler alınmadığı takdirde plastik atıklar 2060’a gelindiğinde üç misli artacak. Hacettepe Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, 104 yeni doğan bebekten 100’ünün vücutlarında mikroplastik bulunuyor. Yapılan araştırmalarda denizlerde ve sularda yaşayan balıklarda, inek, keçi, koyun gibi hayvansal gıda ve bu canlıların yediklerinde ve vücudunda yine mikroplastikler yer alıyor. Dolayısıyla aslına bakarsanız doğaya attığımız her atık bize bir şekilde geri dönmüş oluyor” dedi.

GEKADER

Avrupa Birliği mutabakatı kapsamında Avrupa Yeşil Mutabakatı, AB’nin 2050’ye kadar net sera gazı salınımın sıfırlanması ve ekonomik büyümenin kaynak kullanımına bağlılığının sona ermesi gibi temel hedefleri içeren yeni büyüme stratejisidir. Bu plandaki ana başlıklar kirliliğin ortadan kaldırılması, sürdürülebilir sanayi ve üretim, biyoçeşitliliğin korunması, sürdürülebilir ulaşım, temiz enerji ve doğa dostu üretim olarak listeleniyor. Türkiye de karbon salınımı, sera gazı emisyonu, doğal kaynakların korunması gibi bir dizi yenilikleri birçok sektörde gözlemliyoruz. Örneğin otomotiv sektörü artık elektrikli araçlara geçtiğini, sanayi tarafında üretim yapan tesislerin yeşil enerjiyi tercih ediyor.

“ATIKLARI KURU-ISLAK OLACAK ŞEKİLDE AYRIŞTIRARAK İŞE BAŞLAMALIYIZ”

“Her fırsatta söylediğimiz gibi Türkiye birçok sektörde üretim konusunda dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer alıyor. Bu durum plastik sektöründe de geçerli. Dünya genelinde tek kullanımlık plastik ambalajlarda üretim konusunda 2. sırada yer aldı. Plastik sanayisi beyaz eşya, tekstil, otomotiv, gıda gibi sektörlere yılda 11 milyon ton plastik üretimi yapıyor. Buradaki üretim potansiyelimizi en iyi şekilde değerlendirmemiz gerekiyor. Üretim yaparken tüketimi ve tüketim sonrası tarafı da çok iyi planlamamız gerekiyor. Tüm dünyaya üretim yaptığımız gibi iç pazarda da tek kullanımlık plastik pazarında son dönemlerde bir artış olduğunu gözlemliyoruz. Dünya genelindeki örneklere baktığımızda ise İngiltere’nin tek kullanımlık plastikleri yasakladığını görüyoruz. Bizler de tek kullanımlık kahve bardağı yerine termos, pet şişe tüketimi yerine yine su matarası, paket siparişinde çatal bıçak tercih etmemeyi alışkanlık haline getirmeliyiz. Bu bahsi geçen ürünlerle ilgili olarak da sürdürülebilir ürünleri zorunlu hale getirecek uygulamaları hayata geçirmeliyiz. Ne yazık ki bu atıkları ayrıştırmadan çöpe attığımızda diğer atıklarla birleşiyor ve kontamine olmaktadır. Kontamine olan geri dönüştürülebilir atıkların yeniden ülke ekonomisine kazandırılması oldukça zor ve bazı durumlarda ise imkânsızdır. Artan Türkiye nüfusu, rekabetçi pazar şartları ile birlikte plastikten ve geri dönüştürülmüş ham madde ile üretilen mamullere talep her geçen gün artmaktadır. Dolayısıyla tek kullanımlık plastikler ile ilgili sürdürülebilir adımlar atılması gerekmektedir. Böylece geri dönüştürülebilir hurda ithalatını da kademeli olarak azaltabiliriz. Zira Türkiye’de kişi başı günlük 1,5-2 kilo geri dönüştürülebilir atık ürettiğimiz unutulmamalıdır.” dedi.

GEKADER Başkanı Fatih Eren konuşmasını şöyle sürdürdü: “Pandemide aslında bakarsanız yaşam tarzımız da değişti. Tek kullanımlık ürünler hayatımıza dâhil oldu. Tek kullanımlık plastik çatal, bıçak, bardak kullanımlarımız yine devam ederken, rekabetçi pazarda ticaret yapan birçok şirket kargo ağını da genişletmiş durumda. Hal böyle olunca toplumu bilinçlendirmek, geri dönüşüme teşvik etmek gerekiyor. Avrupa’da bunun çok iyi örnekleri var. Haneler evsel atıklarını ayrıştırmadan atamıyor. Her hanenin atık kutusu ayrı. Ancak bu tip örnekleri Türkiye’de uygulamak her semtte mümkün gözükmüyor. Nüfusun ve apartman sayılarının çok olduğu bölgelerde çöp konteyneri kullanılıyor. Türkiye olarak evlerde atıklarını ayrıştıranları tespit ve teşvik edici uygulamaları hayata geçirmemiz gerekiyor. Evlerimizde, ofislerde; günlük hayatımızda kullandığımız her şeyi ıslak ve kuru olacak şekilde ayrıştırarak atmamız yeterli olacaktır. Bir diğer çözüm önerisi ise depozito iade sistemini okullarda, ibadethanelerde faaliyete alınması konusu yer alıyor. Bu iki meskende yer alan nüfusu düşündüğümüzde depozito iade makinelerinin gayet işlevsel olacağını ön görüyoruz. Böylece geri dönüşüm 7’den 70’e yaygınlaşması da sağlanmış olacaktır.”

Kulu'da şiddetli yağmur etkili oldu Kulu'da şiddetli yağmur etkili oldu

“OKULDA TOPLANAN CAM VE PET ŞİŞELER KANTİNDE YEMEĞE DÖNÜŞECEK”

Derneğin hayata geçirmek için çalıştığı projenin Türkiye’ye örnek olabilecek nitelikte olduğuna vurgu yapan Fatih Eren, “GEKADER olarak İstanbul’da bir pilot okulda depozito iade sistemini hayata geçirmek için girişimleri başlatmıştık. Buradaki çalışmalarımızı titizlikle sürdürüyoruz. Proje tamamlanıp hayata geçtiğinde yıllık yaklaşık 90 bin pet şişenin ülke ekonomisine kazandırılmasını sağlamış olacağız. Öte yandan pilot okuldaki öğrenciler makineye attıkları pet ve cam şişelerden gelir elde edecek. Elde ettiği geliri okul kantin ve büfelerinde kullanabilecek.” dedi.

Kaynak: HACER CEYLAN