Başbakan Erdoğan sözde Ermeni Soykırımı iddialarının zirve yaptığı haftada olay hakkında üzüntü duyduğunu belirten konuşması ile bir tür taziyede bulundu.

AKP iktidarı ile birlikte milletin kutsal bildiği her şey bir şekilde kötülenmeye başladı. Ergenekon Terör Örgütü, Genel Kurmay Başkanının Terör Örgütü Lideri suçlaması ile yargılanması, 17 Aralık'ta ortaya çıkan yolsuzluk ve hırsızlık olayından sonra Selam Terör Örgütü, şu günlerde konuşulan Ötügen Örgütü vs!

Şimdi de Ermeni Tehciri sırasında bir soykırım yapılabilmiş olacağından hareketle taziye dilekleri! Daha düne kadar adaletli yönetimi ile yere göğe sığdıramadığımız, tarih sahnesinden çekilmesi ile Ortadoğu ve Balkanlarda zulmün zirve yaptığını anlattığımız OSMANLI, Ermenilere soykırım uygulamış olabilirmiş!

Osmanlı Devletinin dünyaya getirmek istediği Nizamı Âlem sisteminin İslâm'ı dünyaya hâkim kılmak olduğunu düşünüyorduk veya en azından bize öyle anlatılıyordu. Bu yönetimin güzelliğini anlatıyor iken de Fatih Sultan Mehmet ile Rum mimar arasında geçtiği söylenen kıssa, ordunun sefer halinde düşman topraklarında ilerlerken meyve kopardığı ağaçlara astığı akçe keseleri ballandıra ballandıra anlatılır. Hatta fethedilen birçok bölgeye halkın Osmanlının adaletini beğendiği için davet üzerine gidildiği söylenir.Böylesine destansı bir adalet anlayışına bağlı ve bu anlayışı dünyaya hâkim kılma ideolojisine sahip Osmanlı, bir katliama sebebiyet vermiş ve başbakanımız bu konudan duyduğu üzüntüyü açıklıyor.

Son on yılda, Türk'ün yeniden var olma destanı olan Ergenekon'un bir terör örgütü olduğunu, iki bin küsur yıllık bir geçmişe sahip olan Türk Ordusunun başındaki şahsın terör örgütü lideri olduğunu (dolayısı ile ordu da terör örgütü olmuş oluyor), Müslümanlar arasında bir parola olan selam'ın bir örgüt yapılanmasının ismi olduğunu, Türkün kadim başkenti Ötüken'in dış mihrakların uşağı bir paralel yapılanma olduğunu gördük.

İki hafta öncesine kadar özgürlük söylemcisi olan Anayasa Mahkemesi, hükümetin işine gelmeyen bir karar aldığı için paralel yapının güdümüne girmekle suçlandı. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, hükümetin bazı konularda hukuksuzluk yapmaya çalıştığını açıklayınca birden paragöz birisi olduğu anlaşılıverdi. Sözde Haşim Kılıç'ın başkanlığında kurulacak bir vakfa hükümet izin vermediği için Anayasa Mahkemesi Başkanı böyle bir yola sapmış. 

Hükümetin elinde kendisine karşı çıkanları suçlayacak o kadar fazla alternatif var ki insanın buna inanmaması mümkün değil. Hükümet yanlış yolda dersen hemen yandaş medya suçlama yarışına girer. Paralel yapının adamı olursun, Ergenekon'dan talimat alıyor olursun, çıkarına taş konulmuş olursun, daha hayal edemeyeceğin suçlamalarla karşı karşıya kalırsın.

***

Haksızlık etmeyelim, hükümet eskiden sürüp gelen problemleri de birer birer çözüyor. PKK terörü durdu, artık şehit haberleri gelmiyor. Güneydoğuda Türk devleti kalmadı, bütün kararları PKK alıyor. Türkiye Cumhuriyetinin ve ondan önce de Osmanlının başaramadığı toprak reformunu PKK yürürlüğe koydu ve emin adımlarla ilerliyor. Öcalan için bir af ufukta belirdi. Birilerinin asamadığı Dünya Lideri Öcalan! Kurulacak olan yeni devletin başkanlığına hazırlanıyor. 

Peygamber Efendimiz dünya nimetlerine değer vermeyen ve sabreden müminleri severmiş, biz de 1984'te başlayan ve halen devam eden zihniyetin öğrettiği gibi Müslüman'ın zenginini seviyoruz. Ne kadar zengin olursak, öbür taraftaki yerimizin o kadar geniş olacağını düşünüyoruz. Kazancımızın zekâtını da kameralar önünde kıldığımız namazlarla ödüyoruz.

***

Allah'ın izni olmadan, hiç kimse iman edemez. Allah, murdarlığı (pisliği) akıllarını kullanmayanlara verir.(Yunus Suresi/100)