Yaklaşık 30 yıldır Türkiye liglerindeki maçları izlerim. Fenerbahçe'nin çok başarısız olduğu yılları hatırlıyorum. Ama hiçbir dönemde bu kadar kendi kalesinin içinde savunma yapan bir Fenerbahçe görmedim. İlk devre topla oynama yüzdesi 60'a yüzde 40 Fenerbahçe'nin lehine iken maçın sonucunda topla oynama yüzdesi 68'e yüzde 32 Atiker Konyaspor lehine dönüyor. Yani ikinci devre öyle bir yüzde var ki, Fenerbahçe vuruyor duvardan dönercesine her top Atiker Konyaspor'a sağdan, soldan merkezden deniyor, ama etkili bir aksiyon olmuyor. 

Maç öncesi listelere baktığımda Atiker Konyaspor'un önce durdur, sonra vur tercihini seziyorum. Orta saha savunmacıları ön planda. Fenerbahçe'nin kadrosunda da kontraya uygun bir ön oyuncu grubu var sahada.  Yani Fenerbahçe saldırırken yorulacak, 0-0 giden oyun  Atiker Konyaspor'un avantajına olacak, ikinci yarı savunmayı biraz daha öne çıkarıp ofansif oyuncuları oyuna alarak galibiyet arayacak. 

Aslında neydi Aykut Hoca'nın çekincesi,  savunmada en güvendiği Vukovic yok, orta sahada bütün balans ayarlarını sağlayan Ali Çamdalı kart cezalısı. Dar bir kadro yapısına sahip olan Atiker Konyaspor elindeki kartları zamanında ve iyi oynamak zorunda olduğunu biliyor. Penaltıya kadar hesaplar tuttu ama Lens'in bireysel gayreti ile kazanılan penaltı  hesapları bozdu. 

İkinci devrenin başında yaptığı iki ofansif değişiklik ve savunma hattının 25-30 metre öne çıkarması, Fenerbahçe savunmasını Volkan Demirel'in dibine kadar itti. Topu Fenerbahçe kalesine yaklaştırdılar ama her maçta gol yiyen Fenerbahçe savunması orta saha ile iyi bütünleşerek ceza alanı içine topu sokmadı.  Sağdan ve soldan yapılan yüksek ortaları da Volkan toplayınca ilk defa pozisyona giremeden maçı bitirdi Atiker Konyaspor. 

Geçen yıldan Holmen ve Traore gibi önemli oyuncuları kaybetmiş. Holmen'in yerine Volkan Fındıklı, Traore'nin yerine de Milosevic oynuyor.  Geçen yıl takım başarısında önemli pay sahibi olan iki oyuncunun yerine oynayanların şu ana kadar pozitif bir görüntüsü söz konusu değil.  Şu anki kadro itibarı ile pek alternatif de yok, geçen yıl 8. haftada 15 puanla 4. sırada yer alan Konyaspor  devre arasına 26 puanla 7. sırada girmişti. 

Bu yıl ise 8. hafta sonunda 9 gol atıp 8 gol yiyen Atiker Konyaspor  10 puanla  9. sırada. Bütün her şeye rağmen  bir avantajı var. Puan sıralamasında önlerde yer alan takımlar ile oynamış olması,  daha alt sıralardaki takımlar ile oynayacak olması ilerleyen haftalar için üst sıralara tırmanma şansı tanıyacaktır. Ancak; kalan 9 maçın 5 tanesinin deplasmanda olması birde aralarda UEFA Kupası maçlarını oynayacak olması takımın umduğundan daha az puan almasına neden olabilir.  Ben devre arasına 22-26 puan aralığında girileceğini tahmin ediyorum.  İkinci devre yapılacak takviyeler ve maç takviminin hafiflemesi ile daha kolay kazanılacak puanlar,  sezon sonunun rahat geçmesini sağlayacaktır diye düşünüyorum. 

Bir önceki yazımda da belirtmiştim, Atiker Konyaspor'un oyuncu yelpazesini daha kaliteli ve sonuca katkı sağlayacak oyuncularla takviye etmesi şart.  Ayağı düzgün, süratli bir stoper,  kademe anlayışı iyi, topu oyuna sokma yüzdesi yüksek bir ön orta saha oyuncusu, forvet arkasında oynayabilecek kreatif bir orta saha (Şu an itibari ile Amir oynuyor). Son olarak topu rakip alanda tutabilecek,  ceza alanında iyi pozisyon alabilen ve gol atabilen bir forvet oyuncusu mutlaka gerekli. 

Bu tespit ettiğimiz eksiklerin hepsini  teknik ekip biliyor zaten, isimler üzerinde çalışmaların da yapıldığını biliyorum, şimdi bu konuda top yönetimin elinde, transferler yapılırsa ilk 5 muhtemel, ama olmazsa gelecek yıl Avrupa Kupaları hayal olarak kalabilir.  

Oldum olası Cuma ve Pazartesi günlerini maç günü olarak kabul edememişimdir.  Hem oyuncuların, hem seyircinin konsantrasyonu açısından zor günlerdir. Ama Atiker Konyaspor bu yıl hiç yalnız kalmadı ve kısır oyununa rağmen seyircisi kendisini terk etmedi. Bu maçta da hiç susmadan takımını destekledi, daha ne kadar sabreder bilemiyorum!  Ama artık kaliteli oyuncuları ve akıcı oyunu Konyalı seyirci de hak ediyor. Hani eski antrenör abilerimizin deyimi ile  “GÖBEĞİNİ KAŞIYA KAŞIYA MAÇ SEYREDECEĞİ GÜNLERİ”  bekliyor.