Dünya genelinde yaşanmakta olan sosyal,ekonomik ve teknolojik gelişmeler sonucu tarımında önemli ivme kazanmasına sebep olmaktadır. Son 35-40 yılda, eğitimde, iletişimde, ticarette, ulaşımda, tarımda girdi kullanımında, tarım ürünlerinde standart ürün üretmede ve benzer gelişmeler ülke içi tarım ürünleri ticareti ve ülke dış ticaretinde artış yaşandığı görülmektedir. 

Dünyada tarım ürünlerinde kendine yeterlilik kavramı günümüzde farklılık göstermiştir. Birçok ülke tarım ürünleri alıcısı veya satıcısı durumundadır. Ülkemiz tarım ürünlerinin birçoğunda kendine yeterli olmasına rağmen hem alıcıı hem de satıcısıdır.

2050 yılında dünya nüfusunun 9 milyar olacağı tahmin edilmekte iken tarımda kullanılan ekilebilir arazi miktarının ise tarım dışı kullanımlar,  iklim ve şehirleşme nedeniyle hızla azalmaktadır. Bu durum, tarımsal üretimin gıda ihtiyacının karşılanması önemli bir sorun olarak karşımıza çıkacağının belirtileridir. 

Mevcut tarım arazilerinde birim alandan daha fazla ürün elde edilmesi önümüzdeki dönemlerde üzerinde en çok durulacak konulardan birisidir. 

Üretimde teknoloji kullanımı, üretimin dijitalleşmesi, ürün ıslahı, yeni ürünlerin ortaya çıkarılması, gıda ihtiyacının karşılanması, tüketici gelir seviyesine göre duyulan ihtiyaca cevap verilmesi gibi hususlar günümüzün popüler konularındandır.

 Bu konuların üstesinden gelebilmek için üniversite, sanayi ve devlet birlikte çalışmak zorundadır. Atılacak doğru adımlarla, 2023, 2050 ve 2071 hedeflerine ulaşmanın mümkün olabileceğini  veya en azından önemli mesafe alınabileceğini düşünmekteyim. 

Küresel bazda karşılaşılan ekonomik ve sosyal değişimler tarım sektörünü de yakından

etkilemektedir. Tarım sektörü güçsüz yapısı ve ekolojik etkenlerdeki değişkenlik gibi  nedenlerle diğer sektörlere göre daha çok etkilenmektedir. 

Dünya nüfusunda ki artışa paralel tarım ürünlerinde de artış olmamaktadır. 

Bu durum ciddi tedbirler alınmasını gerektirmektedir. Bilhassa, su kaynaklarında gerçekleşmesi tahmin edilen daralma ve gıda üretimini sınırlayabilecek olan iklim değişikliği, tarım sektörünü son derece kritik bir noktaya gittiğini göstermektedir. 

Bu istenmeyen gelişmeler, tarımda üniversite; bilgi araştırma ve geliştirme, sanayi; yeni teknolojik ekipmanlar, iletişim teknolojilerinin tarımda kullanımı ve devlet; tarımsal planlama ve desteklerle ülkenin geleceğe hazırlanması bakımından giderek önem kazanmaktadır. 

Bütün bu birliktelik ve atılımlar gelecekte tarımın daha iyi noktalara taşınmasında, tarımda verimliliğin artırılmasında ve sürdürülebilirliğinin sağlanması için gereklidir. 

Tarımsal ürünlerin yeterliliği halinde tarımsal ürünlerde çeşitlilik ve kalite de insanların gelir düzeylerine göre  tarım ürünlerine bakış açısını da değiştirmektedir. 

Dünyada tarımsal ürünü bulunca kaliteyi arayanlar olduğu gibi, bulunca  bulduğuna sevinenler de vardır. Ürünlerin yeterliliği halinde gelir seviyesinin ve bilinçlenmenin artması nedeniyle ürüne güvenilirlik, yaşam kalitesini artırıcı ve besleyici özellikleri yüksek ürünlere olan talep her geçen gün artmaktadır. 

Organik ürünlerdeki artış bu talebin bir göstergesidir.

Türkiye, tarımsal katma değer sıralamasında dünyada 7. sıradadır. 

Bu sıralamadaki yerimiz tarımın ülkemiz için önemini belirtmektedir. 

Tarımda toprak koruma, verimi artırma, güvenilir ürün üretme konularında çok daha etkin bir stratejiye ihtiyaç duyulmaktadır. 

Özellikle iç tüketimde insan sağlığı açısından önemli olduğu gibi ihraç ettiğimiz ürünlerde ihraç edeceğimiz ülke standartları seviyeye çıkmak durumundayız. 

Hoşça kalınız. (Devam edecek)