Görüntülü ve yazılı haber kaynaklarından öğrendiğimize göre seçimlerden sonra bazı bakanlıkların adı değişecekmiş. Mesela bunlardan biri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı. Bu bakanlığın adından geçen “tabii” kelimesi “doğal” ifadesiyle değişecekmiş. 

Sormak gerekmez mi? 

“Tabii” kelimesi sizi niye rahatsız ediyor? 

 Bu kelimeden rahatsız olanların farkında olarak veya olmayarak nereye savrulduklarını hemen ifade edelim; 1930’lu yıllardaki pozitivistlerde aynı çuvala giriyorsunuz. 

 Hatırlayalım; 1930’lu yıllarda güzelim Türkçemizi mahvetmişlerdi. Atalarımızın yüzlerce yıl kullanmakta oldukları “tabii, devlet, millet, şeref, umumi, haya, hayal, hayırlı vs” gibi kelimeleri “yabancı” mülahazasıyla atmışlar yerine uyduruk kelimeler ikame etmişlerdi. 

 1930’lu yıllardaki marjinal idareci zümrenin Türk milletinin tarihi ve inancıyla kavgası vardı. 

Peki, bu gün ne oluyor? 

 Unutulmamalıdır ki, insanlar kelime ve kavramlarla tefekkür eder. 

İngilizler mealen derler ki, İngiltere topyekün elden çıksa tekrar kazanırız. Ama Şekspir ve O’nun eserleri bizim varlığımızın teminatıdır”. İngiliz genci üç yüz sene önce yaşamış bir şair ve eser sahibi olan Şekspir’i okur ve anlar. Ama günümüzün bir Türk genci için üç yüz sene önceki yazı artık bir Çin yazısı veya bir çivi yazısıdır kavramlar da bize adeta Çinli kadar yabancıdır. 

“Tabii” kelimesinin değiştirilmesi de Türk milletini köklerinden uzaklaştırmak anlamından başka nedir ki? 

 Bakınız Prof. Dr. Faruk Kadri Timurtaş bu kelimenin izahını şöyle yapmaktadır; “Batı dillerindeki ‘nature’, ‘doğ’ manasına Latinceden gelir. Hâlbuki bizim inancımızda ‘tabiat’ doğmaz yaratılır. Biz ‘doğa’ diyemeyiz. Zira tabiat kendiliğinden doğmuş değil, Cenab-ı Hak tarafından yaratılmıştır”.

Rey uğruna bu kadar da dağılmaya ve dağıtmaya gerek yoktur. 

 Dil varsa millet de vardır. Dilimizi kaybedersek vatanımız da elden gider inancımız da.