Herkes kendi küçük dünyasında büyük işlerin adamı...

İnsan kendisine yüklenen sorumlulukları yerine getirdiği zaman, ondan iyisi, ondan mutlusu, ondan huzurlusu yoktur...

Bu dünyaya gelişimizin bir amacı var. Allah biz kullarını yaratırken, boş yere yaratmadı elbet. Herkese bir sorumluluk yükledi. Hem dini, hem insani, hem sosyal, hem de şahsi birçok sorumluluklarımız var.

Bu sorumluluklarının bilincinde olup, sorumlu davrananlar sorun çıkarmazken, bir de dünyaya neden geldiğini, nereden geldiğini, nereye gideceğini bilmeyenler var. İşte onlar sorunlu olanlar.

Sorunlular bir kenarda dursun, küçücük bedenlerine kocaman sorumluluklar yüklemiş olan insanlardan bahsedelim bugün.

Gazetemizin daimi bir misafiri var. Suriye'deki olaylar nedeniyle Türkiye'ye göç etmek zorunda kalan ve Konya'ya yerleşen bir ailenin 8-10 yaşlarındaki çocuğu Hüseyin...

Sağolsun bizi hiç boş bırakmaz. Haftanın en az 3 günü ziyaretimize gelir.

Bu küçük Hüseyin, dışarıdan bakıldığında masum, kendi halinde bir yavruya benzese de, o kendi küçük dünyasından daha büyük bir insan.

Kocaman bir adam...

Omzunda ailesinin geçiminin yükü var. Okula da gidiyor. Eğitimlerini aksatmamaya çalışıyor. Okuldan çıktıktan sonra ise kendisi gibi küçük kardeşiyle birlikte kapı kapı dolaşarak, elinde çikolata, gofret, yara bandı, çorap gibi ürünleri satarak, evine ekmek götürmenin çabasını güdüyor.

Suriyeli Hüseyin'in küçücük bedenine sığdırdığı o koskocaman adam, sorumluluklarının bilincinde. Kendisine yüklenen misyonu iyi biliyor.

O biliyor ki, sabahleyin okul çantasının yanında kutu içerisindeki gofretleri, yara bandını ya da çorapları yanında götürmezse akşamleyin evine ekmek almadan dönmek zorunda kalacak.

O biliyor ki, bir gün kapı kapı dolaşmazsa, sabahtan akşama kadar kilometrelerce yol yürümezse, esnafların kapısını tek tek çalmazsa, akşam evinde bir tencere aş kaynamayacak.

O biliyor ki, elindeki küçük eşyaları 1 lira karşılığında satmazsa okuyamayacak...

O biliyor ki, sattığı ürünün ederi neyse o kadar para alacak. Kendisine daha büyük paralar teklif edilirse asla kabul edilmeyecek. Hak yenmeyecek, hakkı olmayan para alınmayacak.

Ve o biliyor ki, kendisine kısacık da olsa zaman ayıran, 10 dakika kadar bir süre kendisine bir bilgisayarda oyun açıp çocukluğunu yaşamasını sağlayan abilerine karşı mahcup olunmayacak. Onlara küçük hediyeler verilerek mutlu olunurken, mutlu da edilecek.

Helal sana Suriyeli Hüseyin. Küçücük bedeninde adına layık kocaman bir adam var vesselam..