Günlük yaşantımızda doktorlar, sağlıklı yaşam , zinde enerji için,hemen hemen bütün hastalıklarda hareketlilik, düzenli yürüyüş tavsiye ediyorlar.

Normal insanlara da sağlığımızı korumak, sağlıklı yaşlanabilmek için düzenli beslenme ile beraber sürekli ve düzeli hareketi tavsiye diyorlar, özellikle tempolu yürüyüşü.

Yılda bir ÇEKAP yaptırmamızı, eğer hassasiyet gösteren bir hastalığımız varsa onunla ilgili düzenli ölçüm yaptırmamızı istiyorlar.

Tansiyonumuz 120/80 mmhg arasında olmalı , Kandaki şekerimiz 110 geçmemeli geçerse doktorumuza başvurmalıyız, denir ki; sağlıklı yaşam sınırları içerisinde kalabilelim.Sürdürülebilir bir sağlığımız olsun ve de sağlıklı yaşayalım.

Yeni bir otomobil alırız, görevli 3000 km'de  aracınızı servise gösterin der, sonra her 10000 km'de bir servise  uğramamız söylenir. Biz de denileni yaparız. Bazen bilinçli olarak sürdürülebilir güvenliğimiz için, bazen tembih edildiği için,bazen de garanti kapsamından çıkmamak için yaparız ..Periyodik kontrollerden sonra  müthiş bir rahatlık hissederiz aslında.. Daha güvenli hissederiz.Ufak tefek ses kaybolmuştur. Gözle görülür arabada bir toparlanma olmuştur.

Aslında bu periyodik kontroller, yaşamımızın her noktasında vardır. Ama bizi zorunlu kılacak bir denetim, ya da kısa dönemde kayıplar olmadığı için, ta ki büyük bir kazaya kadar yaptırmayız. Bu apartmanda asansörümüz için geçerlidir, Son zamanlarda kazalar gözle görünür artmıştır.Yapılan Kontrollerde ülkemizdeki asansörlerin çoğunluğunun güvenlik kriterlerini taşımadığını yetkililer söylüyor.

Yine iş yerlerimizde , özellikle imalat yapan fabrikalarda sürekli bakımla ilgili talimatlar her yerde asılıdır.Ancak imalat duruncaya kadar her şey sınırında devam eder. Limitleri zorlarız! Başımıza büyük bir problem, kaza ve sonucunda üretim kaybı gelinceye kadar..

Ülkemizde son zamanlarda yapılan en önemli yatırım Yüksek Hızlı Trenler.. Çok güzel de çalışıyorlar! Ancak son zamanlarda Hızlı Trenlerde sık sık arızalar meydana gelmeye başladı.Son elektrik kesintisini kastetmiyorum.Sürekli seyahat eden birisi olarak bunu hissediyorum. Benim gibi hissedenler de var.

Duruşlar oluyor; tamamen duruyor. 250 km giden YHT 150 km ile gidiyor. Yetkililer anons ediyor. Bir arıza dolayısı ile yavaş gitmek durumundayız diye... Yollar sanırım deforme olmuş, eskisinden çok daha fazla sarsıntılar oluyor.Yetkililere sordum Setleri bakıma almaya zaman olmuyor diyorlar.

Bir de geçtiğimiz günlerde 1999 depreminden  beri , en uzun elektrik kesintisi de olunca ülkemizde sürdürülebilir güvenlik, güvenli yaşamı yeniden sorgulama zamanımızın gelip de geçtiğini söylüyor.

Bugün oldu ;sekiz buçuk saatlik karanlığın sebebi net ifade edilebilmiş değil. Muğlak ifadeler hala ağırlıkta.

Sayın bakan stabilizörlerden bahsetti. Nasıl olur da ülkenin tamamını karanlığa gömülebilir. Enerjisiz kalabilir. Tabir caizse nefessiz kaldık.

Eğer siber bir saldırı ile karşı karşıya isek, ki ; olsa da olmasa da bu konuda gerekli önlemleri almalıyız.

Ülkemize Nükleer bomba atılsaydı bu kadar etkili olmazdı!Ve bu kadar temiz bir ülke teslim alınamazdı.Halk yerli yerinde, ta ki yüksek katlı apartmanlarda su ihtiyacı baş gösterinceye kadar. Açıklama yok. TV'ler çalışmıyor. Telefonların şarjı bitti. Ve ülke kimin kontrolünde belli değil.

Ya da tam tersini düşünürsek; Nükleer enerji ve nükleer ,Bombaya sahip olmak istiyoruz.

Acaba Bir ülkenin enerjisini kesecek bir güç kursak, daha etkili olmaz mı. Mesela Siber gücümüzü arttırsak..Eğer böyle bir gücümüz olursa bütün nükleer bombalar emrimize girmez mi.

Üstelik diğerlerini kontrol ederek, kendi güvenliğimizi de sağlarız.

Buradan anladığımız, hiçbir mazeret başarının yerini alamaz. Acilen olması gereken rutin güvenlik tedbirlerini almalıyız, periyodik bakımları yapmalı ve bunun için gerekli düzenleme ve kamuoyunu hazırlamalıyız.Her şeyden önemlisi gerekli denetim mekanizmalarını kurmalıyız Güvenli yaşam kültürü ,gelişmiş olmanın ana şartı..Bunu başaran ülkelerin var olduğu dünyada başarısızlık  ancak  bir mazeret olabilir...