Bir gün gidersen; özlemem, eksik kalırım. Bir sabaha güneşsiz uyanmak gibi… Gecenin zemherinde ufak pırıltıların kaybolması gibi… Bahar da yağmursuz, güz de rüzgârsız… Solumun sol tarafını alıp götürürsün yokluk bavulunda… 

Bir gün gidersen; poyraz savurur, en güzel menekşeleri kıskandıran kokun, burnumdan silinir. Baharlarda erişemem senden gelen ize… Filizlenirken yeni yetme hayallerim, ince dallarımda boynu bükülür umut çiçeklerimin…

Bir gün gidersen; bakmaya doyamadığım, kartpostalları utandıran en nadide manzaram da silinir göz penceremden… Karanlığa bürünür, günde doğan güneşim… Isıtmaz beni, ben yüzünde doğan tebessümüm… Üşürüm, sensizliğin sessizliğinde… 

Bir gün gidersen; tanyeri gün batımında kalır. Seni bitiremediğim gönlümün kızıllığında yâd ederim. Unutkanlık çizgi çizgi griye boyamaya başlar yüreğimi… Özlemime sığınırım, anılara sarılırım. Seni senle yaşamak varken, sensizliğe de kucak açarım.

Bir gün gidersen; anlamını yitirir yeşeren ağaçlar… Baharda, güzü yaşar soğuk vurur çiçeklerime… Bolluk beklerken, üşür meyve verecek filizlerim... İçimde yalancı güneşe aldanmış ümitlerim, yokluğunun ayazı ile hüzne bürünür. 

Bir gün gidersen; el emeği, göz nuru yaptığım çeyizim olan sevgim, sararmaya başlar gönül 

sandığımda… Umutlarımın üzerine özenerek serdiğim dantel dantel hayallerim, hüzün tozlarına bulanır. Kaldırıp silkelemeye mecalim olmaz.

Bir gün gidersen; kınalanan avuçlarımın içinden akıp gider hayat… Sevgim, sensizliğe boyun eğer. Kurban olur sevdiğine, geleceğe olan hülyalarım. Bugüne kadar analık etmiş, beni büyütmüş tüm duygularımla sarılır, ağlaşırız. Birlikte geçireceğimiz son bir gün kalmış gibi sabahlar, eski anılardan oluşan bir sofranın başında bağdaş kurarız.

Bir gün gidersen; bembeyaz gelinliğe bürünür, ben evinden uzaklaşır güzel yarınlarım… Beline kırmızı bir gönül kırıklığı bağlarım… Elden ne gele, Allah’a emanet, yolcu ederim. Evimiz, barkımız, yolumuz, yordamımız ayrılır. Benden olanları, başka yere uğurlarım.

Bir gün gidersen; sesini duymak için kısa aramalar yapar belki ürkek yüreğim. Mutlu olduğunu duymaktan korkar, telefonun her çalışına bir dua gizlerim. Yine de aramaktan geri duramam. Özlemime boyun eğer onurum. Senle paylaşacağım ufak bir ana ihtiyaç duyarım.

Bir gün gidersen; senin mutluluğa gebe olduğunu öğrendiğim an, yaşamdan uzaklaşır hayat hevesim… Vazgeçerim yaşam ile el ele tutuşmaktan. Hayatın ihanetine daha çok dayanamaz yüreciğim. Kırılır, küser, bir kenarda büzüşür kalırım. 

Bir gün gidersen şayet; bir iç çekişi kaplar bedenimi… Hıçkırıklara boğulurum. Gözlerim su sızdırmaya başlar. Tutamaz onu iradem… Derinime işleyen yangının üzerine damla damla düşer göz yağmurlarım... Her cıs edişte biraz daha inlerim. Sönmeye yüz tutmuş küllerimin son haykırışlarını dinlerim. 

Bir gün, sen hiç gitme! Gittiğin gün gelmesin. O öykü öksüz kalsın. Can yakmasın. 

Biz hep güzel günlere seyahat edelim. Hayal sarmaşıkları dört bir yanımızı sarsın. Birbiri ardına açmaya başlasın umut çiçeklerim.

O sarmaşığın altında karşılıklı oturup, gelecek olan güzel yarınların sohbetini yapalım. Bir demli aşk eşlik etsin bize… Senli, benlerle dolup taşsın günler… Kim ne derse desin, hayata tozpembe gözlüklerin ardından bakalım. 

Hayat elbet sonsuz değil, bakî olan anılarımız, sevgimiz, hayallerimiz, umudumuz olsun. Selam ve dua ile yazı dostlarım.