Özlemle beklediğimiz, yollarını gözlediğimiz, hasret duyduğumuz, on bir ayın sultanı olarak bildiğimiz, başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise günahlardan arınmaya sebep olan Ramazan ayına bir kez daha ulaşabiliyor olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. 

Hamd olsun.

Dün akşam ilk teravih namazları kılındı. Camiler yine doldu, taştı. Her yer şenlendi. 

Elhamdülillah...

Gecesinde de sahur sofraları kuruldu. İlk oruca niyet ettik.

Allah kabul etsin...

Ancak, Ramazan'ımızı bile kirletmek isteyen bedbaht ruhlar var aramızda. Bizimle iç içeler, bizden biri gibiler. Bize öyle şeyler sunuyorlar ki, ne sundukların hiç sorgulamıyoruz bile. Cazibe meselesi. O cazibenin gölgesinde Ramazan ayımızı bile sömürebiliyorlar.

Bankalardan bahsediyorum. 

Dönemleri ve fırsatları iyi değerlendirirler. Yok yılbaşı kredisi, yok yaz tatili kredisi, yok anneler günü hediyesi, yok babalar günü hediyesi, yok ilk müşterilere özel kredi, yok bayram kredisi yok falan kredisi, yok felan kredisi...

Bitmiyor... 

O kadar çok yardımseverler ki, elleri o kadar açık yani. Darda kalanın hemen yanında olur, yardımına koşarlar (güya)...

Sömürü düzeninin en kıdemlileri onlardır halbuki. İşlerini iyi yaptıklarından mıdır, fark ettirmezler bu düzeni...

İşte Ramazan ayı geldi. Bazı gazetelerde ve televizyon kanallarında sürekli dönen banka reklamlarının yönü değişmiş.

Şimdiler Ramazan ayının maneviyatından dem vuruyorlar. Diyorlar ki, “Ramazan ayının maneviyatını daha iyi yaşayın diye, faizleri düşürdük. Misafirlerinizi en iyi şekilde ağırlayabilin diye, kredi kapılarımızı sonuna kadar açtık...” 

Bak hele bak!

Örneklerini saymakla bitiremeyiz. Bildiğimiz ve gördüğümüz kadarıyla bizi sömürmek için yine bizi kullanıyorlar. Sömürüye giden her yolu mubah görüyorlar. Her daim faizi dayatan bu zihniyet Ramazan ayında da boş durmuyor. 

Ve biz bunları görmüyoruz, yazık...

Siz daha Ramazan kredinizi çekmediniz mi? Hemen çekin... Unutmayın... Böyle fırsat kolay kolay geçmez ele. Sonuçta Ramazan ayı yılda bir defa geliyor. İyi değerlendirmek lazım değil mi?

Sadece bankalar olsa keşke. Yahudi menşeli birçok gıda firması da şimdilerde subliminali veriyor gitsin...

Güya bizden biri. Bizimle aynı duyguları paylaşıyor. Bizimle aynı şeyleri söylüyor, aynı şeyleri hissediyor. 

Ramazan sofralarımız onların ürettiği ürünlerle şenlenecek, onlarla bereketlenecekmiş. Ramazan sofralarının vazgeçilmeziymiş o ürünler. O olmadan olmazmış. 

Aman bunları da aklınızdan çıkarmayın. Bankalardan Ramazan için hazırlanan özel kredileri çektikten sonra, yine onların bize dayattığı ve sözde sofralarımızı şenlendirip bereketlendiren gıda ve içecek maddelerini alarak, çektiğimiz krediyi yine onlara yatıralım. Yatıralım da gönülleri olsun. Sevinsinler. 

Biz de orucumuzu hakkıyla tutup, iftar sevinci yaşamış oluruz.