Yaşadığımız şu hayat döneminde stres kaçınılmazdır. Trafik sıkışıktır ve işe yetişmemiz gerekebilir, yetiştireceğimiz iş için yeterli vakit yoktur , sorumluluklarımız üstesinden gelemeyeceğimiz kadar çoktur ,yeterli geliri sağlayabilmek için çok çalışmak zorunda kalabiliriz ve vucut yorgunluğu karşılaştığımız stres algılarımızı değiştirebilir . Bunun yanı sıra travmatik yaşantılar, tahmin edilemez olaylar, belirsizlik, potansiyelimizi zorlayan durumlar ve içsel çatışmalar da bizi strese sokar. Kısacası belirli bir olay karşısında baş etme yöntemlerimizin yetersiz kaldığı durumlarda strese gireriz.
Strese girmiş bir insanın vücudunda strese karşı tepkiler oluşur. Bu tepkiler psikolojik, fizyolojik ve davranışsaldır.
Kişiliğimizin karakteristik özellikleri örneğin fazla duygusallık veya ruhsal durumun çabuk değişmesi stres kaynaklarına karşı nasıl tepki vereceğimizi belirler. Özgüveni yerinde olmayan insanlar daha çabuk strese girer.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) iş yeri stresini ; çok önemsiyor ve dünya çapında bir salgın olarak değerlendiriyor .Örgütün yaptığı bir araştırmaya göre ABD’deki çalışanların yüzde 58’i iş stresi yaşıyor, şirketlerin genel performansı da direkt olarak çalışanlarına bağlı olduğu için yaşanan sıkıntıların çoğu iş yerlerindeki bu stresten kaynaklanıyor.
İş yerindeki şu sıkıntılar bizden kaynaklı olmayabilir ; performans baskısı, olayları kontrol edememe, organizasyon yoksunu insanlar, iş yerinde diğer insanlarla uyumsuzluk ve belki de en önemlisi, İŞ KAYBETME KORKUSU.
Ancak başa çıkabileceğiniz şeyler de var. Ne kadar stresli bir işiniz olursa olsun, kendiniz için mutlaka zaman yaratmaya gayret edin. Sabahları işe geldiğinizde o gün yapmanız gereken şeylerin bir listesini yapın ve bu işleri bitirin. İstediğiniz terfiyi almak için üstünüze haddinden fazla iş almayın... Journal of Personality and Social Psychology’de yayınlanan bir araştırmada evli çiftlerin birbirleri arasındaki ilişki incelenmiş. Buna göre ortada bazı kişilik özelliklerinin olup olmadığı (örneğin benlik bilincine sahip olma) , varsa bu özelliklerin stresli zamanlarla başa çıkılmasında nasıl bir rol oynadığı araştırılmış. Araştırma sonucunda ; Çiftler, özellikle de kadınlar, benlik bilincine sahip olsun ya da olmasın, sıkıntılı zamanlarda daha stresli oluyor. Araştırmadan çıkan bir başka sonuç da şu: İnsanların stresli olduğu dönemlerde reaksiyonları daha sert olabiliyor ve sesleri daha fazla yükselebiliyor. Bütün bu sonuçlardan da önemli bir şey var ki o da, ilişki becerileri oldukça kuvvetli çiftlerin bile çok stresli zamanlarda ilişkilerini sürdürmekte zorlanmaları. Sonuç: Stres dolu ilişkiler erya da geç sona ermeye mahkûmdur, Stresli zamanlarda ilişkilerin negatif taraflarını görmeye daha meyilli oluruz. Bu yüzden ancak stresi hayatınızdan çıkarabilirseniz, başarılı ilişkilere sahip olabilirsiniz.
strese sebep olan olaylar da stresle başa çıkmada iki yol vardır ;
1 -problem odaklı 2- duygusal odaklı
problem odaklı da , durumun geçici olduğunu düşünerek çözüm bulmadır. Duygusal odaklıda olayın güzel yönlerini görmeye yönelik başa çıkma yöntemidir.
Stresten en az seviyede etkilenmek için stresi neyin başlattığını anlamamız gerekir çünkü kaynağın anlaşılması hedefe yönelik baş etme yöntemlerinin geliştirilmesi için önemlidir. Problem çözme Teknikleri Kullanma: En çok kontrol edilebilecek sorunlar üzerinde kullanılır. Şöyle bir yol izlenebilir:
1.Stres yaratan durum neden oluştu?
2.Durumu sadece o kişi mi sorun görüyor?
3.Bireyin kendi katkısı var mı?
4.Katkısı olabilecek başka şeyler ya da kişiler var mı?
5.çözüm için olabildiğince çok seçenekler var mı?
Bu sorulara cevap arayan birey stres yaratan durumdan uzaklaşarak çözüm için adım atmış olacaktır.Bazı araştırmalar erkeklerin genellikle problem odaklı başa çıkma yöntemini kullanırken kadınların duygusal odaklı yöntemi kullandıklarını gösterse de eğitim ve kariyer işin içine girdiğinde cinsiyet farklılıkları ortadan kaybolur. Aslında stres kaynaklarına nasıl tepki verdiğiniz çok önemli ; geçici bir olay olduğunda o saatten sonra geçirdiğiniz zamanı zehir de edebilirsiniz , zarar görmeden olumlu bir hale dönüştürerek mutlu da olabilirsiniz...Stres anında verdiğiniz tepkiler ,bu nedenle ortaya çıkan sağlık problemlerini engellemenize yardımcı olacaktır. Hep klişe olan şu cümleyi duyarız ‘’ kendine zaman ayırmak’’ , yoğun çalışma ortamı yoğun sorumlulukların arasında ufak bir nefes alacak alan açmak kendine ...Kulağa ne kadar da hoş geliyor. Ama gerçekten önemli ve hayat kurtarıcı olabilir bu ufacık zaman dilimleri ; streskıran olarak:
İşle alakalı bir kitap okumak , sevdiğiniz bir arkadaşınızla sohbet , belki yürüyüş , yalnız tek başınıza sevdiğiniz bir mekanda akşamüstü kahvesi , ufak bir bahçe , sabah kimsesizliğin sessizliğinde cam kenarında bir bardak çay...
Belirli orandaki stres bizi diri tutan gücümüzdür ve bizi olumlu etkiler ... anlık streslerin bütünü bozmasına izin vermeden bizim için önemli olanın ne olduğuna doğru kararlarla ulaşmalıyız.
Sevdikleriniz ve sevenlerinizle mutlulukla ...