1 Kasım seçim  ülkemize, milletimize bölgemize ve insanlığa hayırlara vesile olsun..

7 Haziran seçimleri  ülkemiz bir öz eleştiri yapmış oldu..

Öncelikle yetki verdikleri siyasi partileri akla davet ederken cüz- i iradelerimizi temsil eden oy verme şeklimizi de gözden geçirdik..

Seçim esnasında karar verme sürecimizi tekrar tekrar yorumladık..

Gürültülü seçim arenalarından, sessiz ama derin düşünme imkanı veren ara döneminde siyaseti, ekonomiyi, yaşamı, işimizi gözden geçirdik.

Daha çok muhasebe, muhakeme yaptık, daha çok istişare yaptık! Geçirmiş olduğumuz kararsızlık dönemimizden sonra kararımızı verdik..
En derin öz eleştiriyi de iktidar partisi yapmış..Önemli dersler çıkardı..Sonuç ? Ortada..

İyisi ile kötüsü ile artık iş zamanı.. Kuru siyaset, hissi siyaset yapma dönemimiz bitti!

Artık herkes yeni döneme,  kadar çok çalışmalı  kendi düşüncesini iktidara getirmek istiyorsa net fikirler geliştirmeli, ümitler biriktirmeli, ufuklar açmalı,  yeni bakış açıları geliştirmeli..

Şimdi yeni adımlar atmak lazım.

Bu adımlar, milletimizin geleceği, insanlık  içerisindeki yerimiz, bölgemizdeki konumumuz açısından etkili olacak adımlar olmalı..

Öyle salon politikası, ağalık,  kabadayılık, gürültü ile siyaset zamanı geçti..

Sığ bakış açısı, vatan, millet, Sakarya söylemi; din, devlet, milliyetçilik, laiklik  gibi sadece söylemle siyaset dönemi geride kaldı..

Bu kelimelerin içi doldurulmalı..

Bunun için etkili politikalar geliştirilmeli!.

Mesela Koalisyon kurma inisiyatifi alınabilmeliydi.. 7 haziran sonrası. Gerekirse 21 Bakanlıktan 5 tanesi değil gerekirse  3 Önemli bakanlığa Hatta 2  Bakanlığa razı olup , ülke için  stratejik atılımlara imza atılabilirdi.. O bakanlıkta gösterilecek, başarılarla;  gelecek seçime iktidar için ümit olunabilirdi.. Yeter ki etkin politikalar , samimi uygulamalar yapılsın bu millet onu anlardı.  Engelleme mi var! !Bu millet onu taktir eder.. Bu millete  güvenmeden iktidar olunamaz zaten.

Andımız kaldırıldı diye aylarca direndik, muhalefet yaptık!

Hiç düşündük mü?

Türküm diyerek andımıza başlarken;

Arkasında doğru olamadığımızı, .Çalışkan olamadığımızı..

Övünmedik mi?

Biz Türkler her şeyin kolayını buluruz.. Her yapılan kuralı deleriz diye!

Peki çalışkan olabildik mi? Eh  biraz yanlış işler için de çalışkan olmak lazım!

Peki küçüklerimizi korumak büyüklerimizi saymak derken geleneğimizde var olan bu davranış biçimine, çevremizde rastlayabiliyor muyuz..?

Ya da ülküm ; yükselmek ileri gitmektir derken;

Son 150 yıldır hangi konuda teknoloji üretebildik!Hangi konuda dünyada etkin olabildik.. Startejik bir konumumda olmamıza rağmen stratejik bir ürün geliştirebildik mi?

Şarkı sözü gibi andımızdan medet beklemek bir sığlık değil mi?

Artık bu memleketin  gerçekten stratejik bir bakış açısına ihtiyacı var. Öyle kitap sayfalarında değil, yaşamda,.

Bölge, insanlık, milletimiz artık  kendi yaşamında farklılıklar oluşturacak etkin idare biçimine , etkili politikalara ihtiyaç duyuyor..
Bunun için sadece yöneticiler değil,   biz vatandaşlar da  yaşamımızı değiştirmemiz gerekiyor..

Sadece parasal zenginliğin ötesine geçip niteliksel olarak zenginleşmeliyiz..

Daha kaliteli yaşamlar üretmeliyiz.

Bu günü dünden farklı olmayan bizden değildir ,demiyor mu? İnancımızın kaynağı dinimiz.

Bir de, kendimizi kontrol edelim acaba günlerimizi farklılaştırabiliyor muyuz..

Mesela bir kitap okuyor muyuz? Ne kadar sıklıkla? Günlük gazete takip ediyor muyuz?

Evet startejik olarak etkili olabilmek için ;

Artık insan kaynaklarımızı yeniden planlamalı, ihtiyaç duyulan elemanlar yetiştirilmeli ama gerçekten işe uygun insanlar..

Devlet baştan sona kurumsallaşmalı, hemşehricilik, politika, cemaat, devrecilik okulculuk gibi paralel kriterleri terk edip, objektif kurallara göre insanların çalıştığı sistemi kurmalıyız..

Cumhurbaşkanı, Başbakanın telefonu ile hızlanacak,çözülecek  işler değil kendiliğinden sorunların  çözüleceği sistemi kurmalıyız.

Adalet kavramı herkesin vicdanını rahatlatmalı!

İkna en önemli aracımız olmalı..

Bunlar olmaz, bunlar hayal diyen sığ düşünceli, bakış açısı olan insanlar vardır olabilir  ..

Biz eğer stratejik derinliği olan , etkili  yönetimler geliştirmek istiyorsak önce insanları inandırmalıyız.. Üstelik toplum her kesimini .. Sadece iktidar yanlılarını değil .O zaman iktidar ülkenin iktidarı olur..
Toplumun vicdanını, aklını, çabasını  aynı konuda aynı ülküde yürümeye ikna etmeliyiz..

Sayın Başbakan,  Bakanlar, yeni vekiller hep bu doğrultuda açıklamalar yapıyorlar.. Milleti kuşatacaklarını söylüyorlar,  vaat ediyorlar.. Bunlar samimi açık ve yaşama geçirilmiş davranışlar olsun.. Yoksa iki yüzlü siyaseti devam ettirmek,  bu toplumu sığ bir denizde karaya oturan gemiye  döndürür!..

Sayın başbakan Stratejik derinlik Kitabını yaşama geçirmek istiyorsanız, yaşamda etkili olmasını istiyorsanız,;

Her türlü bedeli ödeyerek her türlü riski alarak, inisiyatif kullanarak, Balkonda yaptığınız konuşmanın samimiyetine sadık kalın,  bu sizi milletin derin kalbinde silinmemek üzere baş köşeye oturtur..

Yoksa 2019, 2023 ün başbakanı olacağım diye  hedefleriniz olursa o anca size ''mış'' gibi bir Başbakanlık yaptırır..
Sığ strateji izleyen  yöneticiler, yaşadığı anda popüler olabilir ancak.. Saman alevi de gür olur.