Konya’nın Basketbol hasrete Selçuklu Belediyespor’un yeni bir yapılanmaya gitmesi ile son bulmuştu. Türkiye Basketbol 1. Ligi’nde mücadele eden mavi beyazlılar, ligin başlamasına kısa bir süre kurulan kadrosuyla, sezona harika bir başlangıç yaptı. Bu sansasyonel girişin en önemli isimlerinden biri de Selçuklu’nun Amerikalı yıldızı William Daniels oldu. Deneyimli basketbolcu en önemli hedeflerinin play-off olduğunu belirterek, “Ama bütün iyi şeyler zaman alır. Sabretmek lazım. Ayrıca hedefimize ulaşmamız için salonun dolması gerek” ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE’DE OLMAK HEYECAN VERİCİ

Adım William Daniels. 1986 yılında Amerika’nın New York şehrinde doğdum. Evliyim ve bir kızım var. Bu benim basketboldaki 10.sezonum. Konya’da ailem ile birlikte yaşıyorum. Kariyerimde ilk kez bir Türk kulübünde oynuyorum. Bundan iki yıl önce Euroleague’de Anadolu Efes’e karşı oynamıştım. Üç yıl önce Fenerbahçe’ye karşı oynadım. Bu oynanan iki maçı da kaybetmiştik. Türkiye’de olmak ve böyle bir ülkede yaşamak heyecan verici.  

ANNEM VE BABAM DA BASKETBOLCU

Basketbola 3-4 yaşlarında başladım. Zaten annem ve babam da basketbolcu. Yaşım büyüdükçe basketbol bursları ile daha da ilerlemeye başladım. Oynadığım ilk amatör takım, Katolik Kilise Ligi’ndeydi. İlk profesyonel tecrübem ise liseden mezun olduktan iki ay sonra Chicago Bulls takımı tarafından organize edilen yaz ligiydi. Burada Derrick Rose ve Joakim Noah ile birlikte oynadık. 

FENERBAHÇE VE ANADOLU EFES’E KARŞI OYNADIM

Chiago Bullls döneminin ardından Yunanistan’ın Kavala takımın oynadım. Sonrasında ise Fransa’ya transfer oldum. Orada Nanterre takımı ile iyi bir sezon geçirdim. Bu iyi sezonun sonrasında ise Letonya’ya gittim. Riga’da bir sezon oynadım. Bir sene aranın ardından yeniden Fransa’da eski takımımdan teklif aldım. Nanterre o sezon Euroleageu’de mücadele ediyordu. O dönem Euroleague maçları kapsamında iki kez İstanbul’a gelme imkanı yakaladım. İstanbul’da Anadolu Efes ve Fenerbahçe takımlarına karşı forma giydim. 2013-2014 sezonuydu, yine bir iyi sezon geçirdim ve bir sonraki sezon Rusya’ya transfer oldum. Burada sezon istediğim gibi gitmedi, çok az maç oynadım ve sonrasında yeniden Fransa’ya transfer olmaya karar verdim. 2015-2016 sezonunda Limoges takımının formasını giydim. O sezon yaklaşık olarak 50 maçta oynadım. Sonra Slovenya’da yarım sezon oynadım ve son olarak İsrail Süper Lig takımlarından Hapoel Eliat ile anlaştım. Geçtiğimiz sezonu orada geçirdim ama istediğim gibi yıl olmadı. İstediğim sayıda maç oynayamadım. 

TÜRKİYE’YE GELİRKEN ÇOK DÜŞÜNMEDİM

Ve bu sezon Selçuklu Belediyespor’dayım. Sezon sonunda bonservisim elimde olduğu için rahat bir oyuncuydum. Buradaki koçumuz ile menajerim arasında bir görüşme gerçekleşti. Ben zaten Türkiye Basketbol Ligi’nin güçlü bir lig olduğu biliyordum. Liglerden ve takımlardan haberim vardı. Bana böyle teklif gelince çok fazla düşünmedim. Üst liglerde oynamak büyük takımlara karşı oynamak için teklifi kabul ettim. Çok tartıp biçmedim, bir önce karar verdim ve geldim. 

EN İYİSİNİ YAPMAM GEREKTİĞİNİ BİLİYORUM

Buraya gelmeden önce, yeni bir takıma geldiğimi biliyordum ve burada en iyisini yapmam gerektiğinin farkındaydım. Yeni bir takım olduğu için çok büyük beklentiler içinde gelemezsiniz zaten. Geldim, en iyisini yapmaya çalışıyorum. Basketbol oynamak için buradayım. 

MÜKEMMEL BİR KOÇUMUZ VAR

Lige iyi bir başlangıç yaptık ancak lig çok uzun bir maraton. İlk maçlarımızı kazandık. Ancak sürekli ileriye ve gelişmeye yönelik bir performans sergilemeliyiz. Bu kendi performansım için de geçerli. Hala daha iyisini yapabileceği biliyorum. Mükemmel bir koçumuz var. Koçumuz ile alakalı herhangi bir sorunumuz yok. Bize sürekli olarak, önümüzde daha çok maçın olduğunu, maçları kazanmamızın bizi aşağıya değil yukarı doğru çekmesi gerektiğini söylüyor. Ben iyiyim, daha iyi olacağım. Buna inanıyorum. 

İLK HEDEFİMİZ PLAY – OFF OYNAMAK

Sezon sonundaki ilk hedefimiz Play – Off’un içinde yer almak. Orada yer aldıktan sonra gidebildiğimiz yere kadar gitmek istiyoruz. Ancak bunun için ilk başta Play – Off’un içinde yer almalıyız. Bunun için çok çalışacağız. 

ŞAMPİYON OLMAK İÇİN SALONUN DOLMASI GEREKİYOR

“Bütün iyi şeyler zaman alır.” Bunu özellikle söylemek istiyorum. Bu iyi şeylere doğru gidilirken sürece dahil olan farklı etkenler vardır. Bir kulüpten bahsederken, bir basketbol takımından bahsederken, ne kadar ileriye gidebileceği ne kadar çok taraftarı olduğuna da bağlıdır. Belki şimdi şampiyonluktan söz edemem ama bu takımın Play – Off oynayacağına inanıyorum. Fakat Konyalılar şampiyon bir takım görmek istiyorlarsa bizimle birlikte bu salona maçlara gelmek zorundalar. 

VAKTİMİN ÇOĞUNU AİLEMLE GEÇİRİYORUM

Konya’ya ailemle beraber geldim. Burada boş kalan vakitlerimi ailemle birlikte geçiriyorum. Zaten 1 yaşında bir kızınız varsa dışarıda vakit geçirmek için çok vaktiniz olmuyor. Ben bunu yeni fark ediyorum; genellikle kızımla birlikte alışveriş merkezlerinin ya da dışarıdaki parkların çocuk bölümlerinde vakit geçiriyorum. Çocuk parklarına Amerika’da gittiğimizden daha çok gidiyoruz burada. Çünkü artık ben bir babayım. Böyle olmak zorunda olduğumu biliyorum. Her baba çocuğunu büyüdüğünden daha iyi şekilde büyütmek ister. Bazen kendimi evde kızımla birlikte çizgi film izlerken buluyorum, bazen de alışveriş merkezinde onunla koşarken… 

KONYA’DA PARİS, ATİNA VE BEYRUT’U GÖRDÜM

Konya’dan bahsetmek gerekirse; Burası çok kötü bir yer ya da çok iyi bir yer diyemem. Ama ben Avrupa’da gördüğüm üç şehri Konya’da buldum. Eğer çok fazla gezen birisiyseniz Konya küçük küçük detaylarıyla ya da genel görünümü ile size çok farklı şehirleri hatırlatabilir. Ben Konya’da Paris, Atina ve Beyrut’u bulduğumu ve gördüğümü düşünüyorum. Bu 3 şehirden de Konya’da izler buldum. Büyük şehirlerin ve metropollerin özelliği çeşitliliktir. Ancak Konya metropol olmasına rağmen çok fazla kültürel çeşitliliğe sahip değil. Aksine çok daha tarihi, çok daha geleneksel ve mental olarak düz bir şehir. 

TÜRKİYE’Yİ BEN DE SEVECEĞİMİ DÜŞÜNÜYORUM 

Konya’ya gelmeden önce geçtiğimiz yıllarda Fransa’da aynı takımda oynadığımız arkadaşım Deshaun Thomas’ı aradım ve ondan bilgi aldım. Thomas, geçtiğimiz sezon Anadolu Efes’te oynamıştı. Tabi İstanbul ve Konya farklı yerler bu ikisini karşılaştırmak doğru olmaz. Konya hakkında çok fazla bilgi sahibi olmadığını ama birkaç kez geldiğini söyledi. Geldiği sürelerde de buradan memnun kalmış ve sevmiş. Türkiye hakkında ise gayet muhafazakar ve geleneksel bir ülke olduğunu söyledi. Thomas, İstanbul’u ve Türkiye’yi çok seviyordu. Ben de seveceğimi düşünüyorum. 

6-7 SENE DAHA BASKETBOL OYNAYACAĞIMI DÜŞÜNÜYORUM

Şu an 31 yaşındayım. Bundan sonraki hedeflerimden bahsetmek gerekirse, üst seviye bir Euroleague takımında basketbol oynamak istiyorum. Bu Türkiye ve Avrupa’da başka bir takım olabilir. Önümüzdeki 6-7 sene daha basketbol oynayabileceğimi düşünüyorum. Kariyerimi sonlandırırken, böyle bir üst seviye takımda oynamak istiyorum. Her oyuncunun hedefi büyük liglerde büyük takımlarda oynamaktır. Herkes yükselebileceği bir takımda oynamak ister. Ben de buraya gelerek önümün açık olabileceği bir kulüp seçtim. Buradan yükselerek devam etmek istiyorum. Tabi bu takım Selçuklu Belediyespor olursa benim için de güzel olur. (Gülerek)

BÖYLE ZOR BİR LİGDE OYNAMADIM

Hayatımda fiziksel olarak bu kadar zor bir ligde oynamadım. Türkiye bu anlamda Avrupa’nın en iyisi. Bir sıralama yapılacaksa ligler arasında Türkiye en yukarıda olabilir. Fiziksel olarak ne kadar zor olduğunu oynadığımız ilk maçlarda gördüm. Bununla alakalı ekstra çalışmalar yapmam gerektiğini fark ettim. Bu konuda kendimi geliştireceğim. İlk başta da söylediğim gibi, Türkiye bu konuda en üst seviyede. 

AMERİKA’DA BAZI OYUNCULARA DOKUNAMAZSINIZ BİLE

NBA’in fiziksel seviyesi kesinlikle Türkiye kadar zor değil. Çünkü Amerika’da basketbol eğitimi çok küçük yaşlarda en iyi koçlarla öğrenilir. Amerika’daki basketbol oyunu fiziki yapıdan çok yeteneksel özelliklere bağlıdır. Orada bazı oyuncular vardır onlara dokunamazsınız bile. Önünüzden geçer ama dokunamazsınız çünkü bunu yapacak yeteneğiniz yoktur. Bunun için en büyük örneklerden biri LeBron James’tir. Onun için Amerika’da oynanan oyun beyinsel ve taktiksel olduğu için çok fazla yorucu bir lig değil. Aksine mental olarak çok iyi bir hazırlık yapmanız gerekiyor. 

MAÇ GÜNLERİ KONYASPOR FORMASI İLE GEZİYORUM

Buraya geldiğimde öğrendiğim ilk şeylerden biri Konyaspor oldu. Ne kadar üst düzey bir takım olduklarını biliyorum. Bunu okudum ve gördüm. Ve Konyaspor formamı aldım. Konyaspor’un maçının olduğu günlerde formamı giyerek dışarı çıkıyorum. Hayatımda hiç profesyonel bir futbol maçı izlemedim. Bu kadar güzel bir stadyumda (Konya Büyükşehir Belediye Stadyumu) hayatım boyunca hiç bulunmadım. Burada da henüz maça gitmedim. Takım arkadaşlarımızla sürekli maça gitmek istiyoruz. O ruhu ve heyecanı yaşamak, hissetmek istiyoruz. Takım olarak formalarımızı giyerek Konyaspor’un bir maçında destek vermek isteriz. 

BASKETBOL MAÇI YOKSA FUTBOL İZLERİM

Futbol benim için önemli bir spor dalı. Konsol oyunlarından futbolu sürekli olarak oynarım. Televizyonda eğer basketbol maçı yoksa futbol maçı izlerim. 

İLK MAÇIMIZDA MUAZZAM BİR OLAY YAŞANDI

Son olarak bizi bu salonda desteğe gelen tüm taraftarlarımıza teşekkür ediyorum ve bu sayının artacağını düşünüyorum. Burada oynadığımız ilk maçta bir taraftarımız kız arkadaşına evlenme teklif etmişti. Eşim anlattı bana. Bu tür olaylar benim kalbime dokunuyor. Muazzam bir olay. Onlara da buradan mutluluklar diliyorum.

MUHAMMED SAYDAM

Editör: TE Bilişim