Bu hastalığın ilacı olabileceği düşünülen Spor Bilimleri Fakültesi’nin Spor Yöneticiliği Bölümü de devlet memuru yetiştirmenin ötesine geçemedi. Lakin Konyaspor yönetimi bu kısır döngüyü kırmış görünüyor. Selçuk Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Spor Yöneticiliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hakan Salim Çağlayan bu alanda uzmanlaşıp Süper Lig’de mücadele eden bir kulüpte yöneticilik yapan ilk isim olarak dikkat çekiyor. 

Son genel kuruldan sonra oluşan Konyaspor yönetimi çok tartışıldı. Uzun süre taraftarın istifasını istediği yönetim kurulu her kesimden isimleri bünyesinde barındırması ile dikkat çekti. Ancak bir isim var ki bu işin profesyoneli. Selçuk Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Spor Yöneticiliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hakan Salim Çağlayan, alanın uzmanı olarak üst düzey bir kulüpte yöneticilik yapan ilk isim. Mektepli olması onu Konyaspor ‘akademik iyimserlik/saflık’ ile Konyaspor gerçeklerinden uzak biri haline getirmiyor. Prof. Dr. Hakan Salim Çağlayan aynı zamanda Konyaspor tribün efsanelerinden rahmetli Köse Dayı’nın oğlu ve küçük yaşlarda tribünün tozunu yutmuş bir isim. Henüz 38 yaşında olmasına rağmen kariyerine pek çok başarıyı sığdırmış. Konyaspor yönetim kurulu üyesi Prof. Dr. Hakan Salim Çağlayan’ı sizin için yakından tanımaya çalıştık.


BÖYLE BİR KARİYER İÇİN ALLAH’A ŞÜKREDİYORUM

26 Nisan 1979 yılında Konya’nın Selçuklu ilçesinde doğdum. İlkokul, ortaokul ve liseyi Konya’da okuduktan sonra 1996 yılında Selçuk Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu’nu kazandım. Mezun olduktan hemen sonra Selçuk Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu’nda Spor Yöneticiliği Bölümü’nde Araştırma Görevlisi olarak göreve başladım. Böylece akademisyenlik kariyerimin ilk adımını atmış oldum. 2003 yılında, ‘Konyaspor Futbol Seyircisinin Sosyo-Ekonomik-Kültürel Yapısının Şiddet Eğilimindeki Rolü’ başlıklı tez ile yüksek lisansımı tamamladım. 2004 yılında Doktora eğitimimi yapmak üzere Ankara’nın yolunu tuttum ve Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu’nda 3 yılın sonunda Doktora eğitimimi tamamladıktan sonra Konya’ya geri döndüm. 2010 yılında Yardımcı Doçentlik, 2012 yılında Doçentlik, 2017 yılında da her akademisyenin hayali olan Profesörlük kadrosuna atandım. Şu anda Selçuk Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi’nde Dekan Yardımcılığı, Spor Yöneticiliği Bölüm Başkanlığı ve Üniversite Sporları Federasyonu Konya İl Temsilciliği yapmaktayım. Görev olarak ise Konyaspor Yönetim Kurulu Üyesi ve Konya Anadolu Selçukluspor Yönetim Kurulu Basın Sözcülüğü görevlerini yürütmekteyim. 38 yaşındayım, evliyim, 1 kızım ve 1 oğlum var. Bu yaşta bana böyle bir kariyeri nasip ettiği için Allah’a binlerce kez şükrediyorum. 

‘TRİBÜNCÜ BABANIN, YÖNETİCİ OĞLU’

Sporla ilk tanışmam 1987-1988 sezonunda henüz 8 yaşında iken babamla birlikte olaylı Konyaspor-Tarsus İdman Yurdu maçını stattan izlerken gerçekleşmişti. Rahmetli babam Konyaspor camiasında iz bırakmış biri olarak hatırlanır, nam-ı değer ‘Köse Dayı’ diye de anılırdı. Babam yıllarını Konyaspor’a harcamış ve amigoluğunu yapmıştır. Ben yöneticiliğe geldiğim zaman gazetelerde çok güzel bir başlık atılmıştı o dönem, ‘Tribüncü babanın yönetici oğlu’ diye. Camianın içinden gelerek ve baba mirasına sahip çıkarak Konyaspor’a hizmet vermek benim için büyük bir mutluluk ve gurur verici. Aynı şekilde tüm yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımız da Konyaspor’a hizmet etmenin gururunu yaşamaktalar.  

100’E YAKIN MAKALE YAZDIM

Rektörümüz Sayın Prof. Dr. Mustafa Şahin spora çok ilgi duyan bir insan. Bir dönem ara verilen üniversitenin spora desteğini rektör olarak atandıktan sonra tekrar canlandırabilmek için bir spor kulübünün kurulması ve tesislerin modern hale getirilmesi ile ilgili projeleri hayata geçirdi. Biz de bu şekilde sporla ilgili çalışmalarımızı geliştirme imkanı bulduk. Rektör Hocamıza spor konusunda danışmanlık yaptım. Alanımla ilgili 100’e yakın bilimsel makale yazdım. Bunun dışında bir gazetede 30 hafta köşe yazarlığı yaptım ve sporla ilgili televizyon programlarına katıldım. Bu şekilde mesleğimizin toplum içinde hak ettiği değeri görmesine ve yazdıklarımızın okunabilirlik oranlarının arttırılmasına katkı sağlamaya çalıştım. Üniversitede öğrenci arkadaşlarımızla kurmuş olduğumuz ve akademik danışmanlığını yaptığım “Selçuk Üniversitesi Fair Play Topluluğu” ile 2015 yılında Bakü/AZERBAYCAN’da Dünya Fair Play Konseyi (CIFP), Örnek Tanıtım Dalı, Şeref Diploması’na, yine 2015 yılında İstanbul’da Türkiye Fair Play Komisyonu, Tanıtım Dalı, Büyük Ödülü’ne layık görüldük. Gerek rahmetli babamdan dolayı gerekse ortaya koyduğumuz bu çalışmalardan dolayı camia içerisinde tanınırlığımız artmış oldu. Konyaspor’un Mart ayındaki genel kurulundan yaklaşık bir ay önce dergiye verdiğim röportajda; “Spor yöneticisinin, modern yöneticide bulunması gereken özelliklerin hepsine sahip olan sporu ve yönetimi bilen, insanı, sporcuyu ve toplumu tanıyan, spor yönetiminin amaçları doğrultusunda severek, isteyerek ve bilerek fedakârca hizmet veren kişi olduğunu, dört yıllık eğitimleri boyunca yönetim ve spor yönetimi alanında birçok ders alarak bu alanda uzmanlaşan spor yöneticiliği bölümü mezunlarının ne yazık ki kulüp yönetimlerinde görev yapamadıklarını daha doğrusu tercih edilmediklerini; spor yöneticiliği bölümü mezunlarının, kulüp yönetimlerinde görev almalarının, onların istenilen hedefe ve başarıya ulaşmalarına önemli katkılar sağlayacağını” dile getirmiştim. Bunların bir birleşkesi olarak dönemin Konyaspor yönetiminden tarafıma, yönetim kurulu üyeliği için bir teklif geldi. Zaten manevi olarak hep içinde olduğum bu camianın ve kulübün artık fiziken de içerisinde yer almak ve Konyaspor’a en iyi şekilde hizmet etmek için bu göreve geldim. 

TEK AMACIMIZ KONYASPOR’UN İYİYE GİTMESİ

Türkiye’de hem spor yöneticiliği bölümü öğretim üyesi olup hem de profesyonel anlamda kulüp yöneticiliği kariyerine sahip ilk insanlardan biriyim. Bu anlamda mesleğimizin önünü açtığım için çok mutluyum. İşin yöneticilik kısmına geçecek olursak yaklaşık 8 aydır bu görevi yürütmekteyim. Bu zaman diliminde bir kulüpte hem yükseği görmek hem de bu kadar aşağıya düşmek pek rastlanan bir durum değil. Göreve ilk geldiğim zaman Fenerbahçe’yi 3-2 mağlup etmiştik. Daha sonra kazanılan bir Türkiye Kupası, ardından gelen bir Süper Kupa var. Kısa zaman diliminde böyle güzel başarılardan sonra gelen öngörmediğimiz bir süreç var. Süper Kupa’da yaşananlar ve ardından ulusal medyanın linç girişiminde bulunması ve konuyu sürekli gündemde tutmaları sonucu takımımıza sınırları zorlayan bir ceza verildi. Sizin ve tüm kamuoyunun bildiği üzere kulüp başkanımız Ahmet Şan’la ilgili sürecin başlaması ve ardından 5 maçlık seyircisiz oynama cezası verilmesi her şeyi alt üst etti. Bu şekilde başlayan yeni bir sezon ve Ahmet Şan’ın kulüpten ayrılmasıyla yeni başkanımızın seçilmesi ve o süreçten bugüne gelen bir dönemimiz var. 8 aylık bu dönemde en yukarıyı da gördük en aşağıyı da. Başarıda en önemli nokta istikrar ve ekip çalışmasıdır. İnsanlar birbirlerine kenetlendikleri zaman üstesinden gelemeyecekleri zorluklar yoktur. Geçmiş yönetimlerin olduğu gibi bu yönetimin de ortak amacı Konyaspor’un daha iyiye gitmesi ve daha büyük başarılara imza atmasıdır. Ne mutlu bize ki Konyaspor’un tarihine not düşülen ilk Türkiye Kupası ve Süper Kupa bizim görev yaptığımız süre zarfında kazanılmıştır. Aykut Kocaman’ın Fenerbahçe’ye gitmesiyle teknik direktör değişikliği ister istemez takımımızı etkiledi. Mustafa Reşit Akçay’la başlayan süreçte hedefimiz yakaladığımız başarıyı devam ettirmekti. Ama bazen yapı tutmayabiliyor. Bu nedenle 8. haftada gerçekten saygı duyduğum bir insan olan Mustafa Reşit Akçay’la yollarımızı ayırmak zorunda kaldık. Ardından takımın başına Mehmet Özdilek geldi. Hocamız geldiği günden beri heyecanını koruyor ve bu heyecan takımımız için gerçekten çok önemli. İkinci yarıda herkesin gıptayla takip ettiği performansı yakalayabileceğimize ve Konyaspor’un o beklediğimiz sıçramayı tekrar yapabileceğine inancımız sonsuz.  

OYNADIĞIMIZ OYUNUN KARŞILIĞINI ALAMADIK

Biz şu anda düşme kelimesini asla kullanmıyoruz ama realiteyi de görmemezlikten gelmiyoruz. Şu anda ligde bulunduğumuz konum itibariyle düşme hattındayız. Ama potansiyelimizle puanımızı eşleştirdiğimiz zaman birbirine eşit olmadığını söyleyebilirim. Yani ortaya koyduğumuz futbol ile şu an ki puan durumunu hak etmediğimizi düşünüyorum. Bunun örnekleri de var. Avrupa Ligi’ndeki Marsilya ve Guimaraes maçları ve ligdeki Fenerbahçe maçı da dahil hak ettiğimiz puanları alamadığımız kanısındayım. Ligin ikinci yarısında yapılacak takviyelerle, arzuladığımız performansı göstereceğimizden ve bunu skora da yansıtarak üst sıralara tırmanacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. 

TARAFTARIN İSTEĞİNE SAYGI DUYUYORUM

Ben kendim için şunu söylerim; oturduğum koltukta bir gün öncesi ile bir gün sonrası arasında farklılık yoksa o koltukta oturmanın bir anlamı olmadığına inanırım. Bizler koltuktan güç alan insanlar değiliz ama o koltuğa güç veren insanlar olmamız lazım. Hem Konya halkı hem de tüm Türkiye, Konyaspor’un şu anki yerinin bu olmadığının bilincinde. Taraftarlarımız genel kurul yapmamızı, yönetimimizin istifasını istedi. Taraftarların ahlaki sınırlar içerisinde kalarak bizleri istifaya çağırması, yönetimin değişmesini istemeleri en doğal haklarıdır. Biz bunları tabi ki kendi içimizde değerlendiriyoruz. Hali hazırda alınacak bir genel kurul kararının takımı olumsuz yönde etkileme olasılığının yüksek olduğunu düşünüyoruz. Takımımız düzlüğe çıktığı andan itibaren bu isteklerin oturulup konuşulacağını, şahsım ve tüm arkadaşlarımın Konyaspor’un menfaati için hiçbir fedakârlıktan kaçınmayacağını söylemek isterim. 

YUNUS ALTINBEYAZ

Editör: TE Bilişim