Türk futbolu onu Göztepe forması ile tanıdı. 20’li yaşlarının sonunda geldiği TFF 1. Lig’de attığı gollerle hem kendisini hem de takımını Süper Lig’e taşıdı. Süper Lig’de de sezona iyi başladı. İlk yarıda attı 14 gol ile gol krallığı yarışında zirveye oynuyordu. Neredeyse Göztepe ile özdeşleştiği bir dönemde sürpriz bir şekilde Konyaspor’a transfer oldu. Sempatik tavırları, taraftar ile kurduğu sıcak ilişki ve güçlü fiziği ile dikkat çeken Adis, Konyaspor’un yeni yıldızı. Yeşil Beyaz Konya’nın konuğu olan Adis’in sıcak ve içten açıklamaları sizlerle…

TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK TAKIMLARINDAN BİRİ KONYASPOR

Babam profesyonel bir Hentbol oyuncusuydu. Ben 7 yaşımdan itibaren arkadaşlarımla birlikte sokakta top peşinden koşardım. Sonra bir arkadaşım geldi. ‘Hadi gel bir takım dene’ dedi ve Makedonya’da Gökçe Petrol adında bir takıma gittim. Üsküp’teki bir takımdı bu. 19 yaşıma kadar Gökçe Petrol’da oynadım. Bu zaman zarfında ailem varlıklı değildi. Babam markette çalışıyordu. Hedeflerinden biri de bize ev almaktı. Ben de futboldaydım tabi ama çok fazla yatırım yapamıyordum. Ama kariyerimde çok kararlıydım. Bir gün çok iyi bir futbolcu olacağımı herkese göstermek istiyordum. Çok şükür Türkiye’nin en büyük takımlarından biri olan Konyaspor’dayım. Tabi ki 31 yaşıma geldim ama her şey bitti demek istemiyorum. Daha da fazla ilerlemek ve kendimi geliştirmek istiyorum. Her zaman gelişime açığım. Konyaspor ve kendim için daha da fazla gelişmek istiyorum ve Konyaspor’u da yukarı taşımak istiyorum.

KENDİMİ GÖZTEPE’DE BULDUM

19 yaşımdayken Bosna Herkes’e gittim. Ailemden uzak tek başıma oraya gittim. Daha önce Amir Hadziahmetovic ve Riad Bajic’in de oynadığı takım olan Zeljeznicar Sarajevo takımına transfer oldum. 6 aydır hiçbir şekilde topa dokunmamıştım. Daha sonra Velez Mostar takımına gittim. Orada şansımı denedim ve yarım sezon oynadım. Daha sonra Sarajevo’ya transferim gerçekleşti ve orada 2,5 sene oynadım. Orada kontratım bitti ve tekrar zorlu bir süreç başladı. Sarajeova’da oynayan bir arkadaşım İsviçre’ye gitmeyi teklif etti. Ve orada 7. Lig’e gittim. Ve orada antrenmanlar yaptım. Orada iyi bir oyuncu olduğumu, güçlü bir karakterimin olduğunu göstermek istiyordum. 7. Lig takımıyla antrenmanlara çıktım. Daha sonra beni izleyen FC Will takımının yardımcı hocası gel ve bizi dene dedi. Will takımı ile 4 senelik bir kontrat imzaladım. FC Will’de kariyerimi devam ettirdim. Oradaki 1 sene benim açımdan iyi geçti. Ondan sonra Zürich takımına gittim. Ve Daha sonra Ukrayna’ya transfer oldum. Ukrayna’da oynarken Milli Takım’a seçildim. Rijeka’ya 2 aylığına gittim. Orada Avrupa’da iyi bir performans ortaya koydum. Rijeka’da oynarken bir Rus takımı beni almak istedi ve orada 2 sene geçirdim. Ama 6 aylık bir sakatlık zamanım oldu. Daha sonra transfer döneminin bitmesine 2 gün kala Göztepe taraftarları bana instagramdan yazdılar. Ama bu konu ile ilgili bir bilgi sahibi değildim. Bu 2 gün içerisinde her şey o kadar çabuk gerçekleşti ki bir anda kendimi Göztepe’de buldum. 

BENİM İÇİN FARKLI BİR DÜNYA OLDU

Makedonya’daki yaşam tarzı ve hayat Türkiye ile çok benziyor. Türkiye hakkında bilgi sahibiydim. Çünkü hazırlık kampında takımlarımla beraber sürekli Antalya’ya geliyordum. Türkiye’yi takip ediyordum. Daha sonra Göztepe’ye geldim. Benim için farklı bir dünya oldu. Özellikle Göztepe için çok farklıydı. 14 sene sonra tekrar Süper Lig’e çıkmak isteyen bir takımdı. Makedonya futbolu ile Türk futbolu arasında çok fazla benzerlik var. Özellikle taraftarları aynı duyguları paylaşıyorlar. Takım kaybettiğinde taraftar çok üzülüyor. Aynı şekilde takım kazandığında taraftarlar inanılmaz bir sevinç yaşıyor. Bu yönden çok büyün benzerlikler var iki ülke arasında. 

ÖZEL HAYATIMDA DA PROFESYONELİM

Rusya’da futbol oynadım. Orası da tıpkı Türk futbolu gibi çok zorluydu. Ama burada futbolun daha kaliteli olduğunu gördüm. Geçen sene 1. Lig’de oynadım. Gol attıkça daha fazla özgüven kazandım. Sonra kendime inandım. Çok çalıştım. Özel hayatımda da profesyonel bir insanım. Özel hayatıma dikkat ediyorum. Rakip takımları maçlardan önce çok iyi analiz ediyorum. Ülkemizin dışındaki diğer forvet oyuncularını da izliyorum ve takip ediyorum. Ayrıca bir takım oyuncusuyum ve takıma sürekli yardımcı olmaya çalışıyorum. Bu özellikler Türkiye liginde iyi bir performans sergilememde etkili oldu. 

ALDIĞIMIZ PARANIN KARŞILIĞINI VERMELİYİZ

Eğer bir yerde birileri sizi severse bu çok güzel bir duygudur. Tabiki de öbür taraftan seni sevmeyen insanlar da var. Bizler bu meslekteki profesyonel insanlarız. Bu sadece benim için değil futbol oynayan herkes için geçerli. Futbol oynayan herkes bu şekilde işini yapmalı. Çünkü bizler bunun için para kazanıyoruz. Eğer bu parayı kazanıyorsak taraftarlara bunun karşılığını vermek zorundayız. Daha önce de söylemiştim. Burası Makedonya’ya çok benziyor. Taraftarlar aynı şekilde duygularını paylaşıyorlar. 

MAÇ BİTİNCE KENDİME ÇOK GÜLDÜM

Ben Göztepe’de oynarken Galatasaray deplasmanında hakeme bir hareketim olmuştu ‘oyna oyna’ diye. Daha sonra bu medyada ve Türk halkı arasında çok konuşulmaya başlandı. Beni sokakta gören insanlar o hareketi yaptığında ben de çok gülüyordum. Bu konuyla ilgili instagramdan da çok mesaj aldım. Dürüstçe söylemek gerekirse oyun anında oyuna odaklanıyorum bunu düşünmüyorum. Ama maç bittikten sonra da kendime çok fazla güldüm.

HER ZAMAN SAVAŞACAĞIZ

Konyaspor’a transferimin gerçekleşmesi üzerinden hemen hemen 2 ay geçti. Göztepe’de olduğum süre boyunca çok güzel anılarım oldu. Taraftarlar ile aramda özel bir bağ oluştu. Göztepe kariyerimde önemli bir yere sahip ama bizler profesyonel insanlarız. Bugün buradayız yarın başka bir yerde olabiliriz. Konya’ya geldim ve bundan dolayı çok mutluyum. Sadece ben değil ailemin de mutlu olması benim için çok önemli. Şu anda benim görevim sezon başında yakaladığım performansımı aynı şekilde sürdürebilmek. Ama bizim takım olarak savaşmamız gerekiyor. Ben takımın bir parçasıyım. Konya’da Galatasaray’a karşı ilk maçında gol atmıştım. Taraftarlar harikaydı. 30 - 35 bin taraftar vardı stadyumda. Ümit ediyorum ki taraftarla her maç gelip bizi destekler. Ben kendime bir söz verdim ve biliyorum ki takım arkadaşlarım da aynı sözü verdiler. Her maçın son dakikasına kadar savaşacağız. Hem taraftarlarımızı hem de Konya şehrini mutlu etmeye çalışacağız.

KONYASPOR SEÇTİM VE DOĞRU KARAR VERDİM

Aralık ayında Galatasaray ve Beşiktaş ile görüşmelerim oldu. Onların bana karşı olan bir ilgisi vardı. Göztepe Başkanı Mehmet Sepil bana, yüzde yüz Göztepe’de kalacağımı ve hiçbir yere gidemeyeceğimi söyledi. Ama devre arasında transfer sezonunun sonlarına doğru başkan ile konuştum. Yeni bir kontrat istedim. Takımda bana sunmuş olduğu teklif beni mutlu etmedi. Sadece Göztepe’deki diğer 3 oyuncunun aldığı değerin aynısını istedim ama başkan bu konudan memnun olmadı. Sezon sonunu bekle ve ondan sonra bakalım dedi. Ben de bu riski almak istemedim. Bu görüşmeden sonra beni menajerim aradı. Ve benimle ilgilenen 2 takım olduğu söyledi. Bunlar Konyaspor ve Alanyaspor’du. Ama ben Konya’yı seçtim. Çünkü ateşli bir taraftarları var ve son 3 senede göstermiş olduğu başarılardan dolayı Konyaspor’u tercih ettim. Tüm bu süreç sadece 2 saat içinde gerçekleşti ve artık Konyaspor’un oyuncusu oldum. Bu zamana kadar da yanlış bir karar verdiğimi düşünmüyorum.

OYUNA GİRDİM VE GOLÜMÜ ATTIM

Yedek kalmak benim için problem değil. Buraya çalışmaya geldim. İşimi en iyi şekilde yapmaya geldim. Ama tercihleri hoca yapar. Eğer hoca oynayacaksın derse oynarım. Aynı şekilde kulübede otur derse otururum. Ben profesyonel bir oyuncuyum bunu da son Kayserispor maçında da gösterdim. İkinci yarıda oyuna girdim. Gol attım ve çok çabaladım bu konuda endişeli olmadığımı herkese gösterdim. 

O TÜRKİYE’NİN MESSİ’Sİ

Sergen hocada beğendim bir şey varsa o da antrenmanlarda çok profesyonel olması. Kendisi ciddiyetsizlikten hiç hoşlanmıyor. Futbolculara çok rahat bir insan olduğunu göstermiyor. Bütün oyunculardan antrenmanlarda yüzde yüzü bekliyor. Diğer hoşlandığım şey ise antrenmanlarda taktiksel çalışıyoruz. Bu zamana kadar Sergen hoca hakkında pozitif düşüncelere sahibim. Sergen Yalçın’ın Türkiye’nin en büyük efsanelerinden biri olduğunu biliyorum. Kendisine Türkiye’nin Messi’si deniliyor. Çok önemli bir futbolcu olduğunu da hepimiz daha önceden biliyorduk. Bu yüzden hepimiz ona saygı göstermeliyiz. En sevdiğim özelliklerden biri de bizim futbol oynamamızı desteklemesi. Çünkü bizler futbolcuyuz ve futbol oynamak istiyoruz. 

PEPE BANA ALAN AÇTI BENDE GOLÜMÜ ATTIM

İstanbul takımlarının dışında olan takımlarla oynamak daha zorlu oluyor. Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray gibi takımlara karşı oynamak daha kolay. Bir taraftan düşünecek olursak. İstanbul takımlarının defans oyuncuları çok zeki oyuncular. Ama diğer taraftan çok da yakın markaj yapmıyorlar. Bu da bizim için avantaj oluyor. Beşiktaş maçında kornerden atılan ilk golde Pepe bana alan bıraktı ve ben de kolaylıkla golümü atmıştım. Büyük oyuncular çok deneyimli ve akıllı oluyorlar. Bu da benim açımdan zor oluyor.

İDOLÜM İBRAHİMOVİC

Türkiye’de en beğendiğim oyunculardan biri ise Galatasaray’da oynayan Gary Rodriguez. Ve takım arkadaşım Fofana’yı çok beğeniyorum. Bire birde çok etkililer. Dünyada ise 2 stil vardır. Bir tanesi Messi bir tanesi de Ronaldo. Messi’nin doğuştan gelen bir yeteneği var ve bu benim çok hoşuma gidiyor. Diğer taraftan da Ronaldo gerçeği var. Çok çalışmayla gelen bir başarı var ve bu benim stilime uygun. Ben de çok çalışmayı seviyorum. Ama benim dünyada en sevdiğim oyunculardan biri idolüm olan İbrahimovic’dir. Dünya’da ise Juventus takımını tutuyorum.

YUNUS ALTINBEYAZ

Editör: TE Bilişim