Belki klasik 10 numaralar tarihten silindi gitti ama saha içinde fark yaratan orta sahalar hala mevcut. Serbest 8 kavramının yaygınlaşması ile birlikte daha da artacak gibi görünüyor bu sayı. Hala içindeki sanatçı ölmemiş askerlerin öze dönüşünü göreceğiz belki de. Askerliğe zorlanan sanatçıların özüne dönüşünü…

Futbol tabiatı itibari ile dinamik bir oyun. Sürekli değişen ve yenilenen bir evren. İlk çıktığı günden beri evre evre günümüze gelinceye kadar pek çok ilginç duraklardan geçti. Yeni kavramlar doğdu, bazıları öldü. Yeni oyun sistemleri, oyuncu stilleri ve hatta yeni kurallar. Değişim kaçınılmazdı elbette, ancak bazı değişimler futbol severlerin içine oturdu. Uzun süre kabullenmekte zorlandık. Eskiyi özledik. 

Bu özlemle hatırlananlar arasında başı 10 numaralar çekiyordur herhalde. Yıllarca futbolu güzel kılan, bu denli kitleselleşmesinde büyük katkısı olan 10 numaralar yakın geçmişte yavaş yavaş çıktı hayatımızdan. Savunma görevleri olmayan, topa adeta bir sanatçı edasıyla yaklaşan ve her zaman fark yaratan 10 numaralar, değişime kurban gitmişti. Uzun süre direndik bu değişime. Ancak alan, fizik ve savunma odaklı yeni futbol anlayışının yüksek temposunda sanatçı ruhlu 10 numaralara yer yoktu. 

Biz direndik ancak onlar direnemedi. Bir bir gittiler ya da evrildiler. Gole yakın olanlar yardımcı santrafora evrilirken, fizik gücü yüksek olanlar ise daha az yetenek daha çok mücadele isteyen 8 numaraya dönüştüler. 

Ancak futbol değişmeye devam etti. Rakibi ve sahayı o kadar çok kontrol etmeye taktık ki kafayı bir süre sonra oyun kilitlendi. Fark yaratacak kimse kalmadı. Her şeyin bir panzehirinin ortaya çıkması çok sürmüyordu. Tam da bu dönemde ortaya çıkmaya başladı serbest 8 kavramı. Orta sahanın ortasında yer alan, aynı fiziksel ve taktik disiplini gerektiren ancak içindeki sanatçıyı da ortaya çıkarmanıza izin veren. Bazılarına göre serbest 8, bazılarına göre adam eksilten orta saha. Yıllarca kendini saklamak, dönüşmek zorunda kalan 10 numarala gün doğdu. Belki eskisi gibi sahanın efendisi değiller ancak yine de şapkadan tavşan çıkarabilme şansı kendilerine sunuluyor.

Mehdi Bourabia. Sezon başındaki transfer furyası içinde yapılan en iyi transfer olarak öne çıktı. Özellikle ilk yarıda ortaya koyduğu performans ile bir anda ismini duyurmayı başardı. Dozunda sertliği, yüksek fizik ve mücadele gücünün yanı sıra, topla ilişkisi de muazzamdı. Oyununun iki yönünde de yeterli seviyede oynayabilen Mehdi, üst seviye takımların dikkatini çekmekte gecikmedi. 

Topla ilişkisi iyi, adam eksiltebilen, oyunun savunma gerekliliklerinin yanı sıra dikine topla çıkabilen orta saha oyuncularının on milyonlar hatta yüz milyonlar ettiği bir dönemde Mehdi Bourabia, oyuncu parlatıp satma heyecanına yeni yeni tutulan Konyaspor’un yeni ürünü olabilir. Her ne kadar ikinci yarıda performansında düşüş yaşansa da Konyaspor’un en komple isimlerinden biri. 

Konyaspor’un2017-2018 sezonundaki en önemli figürlerinden Mehdi Bourabia, Yeşil Beyaz Konya’nın 24. sayınının konuğu oldu. 

Ailenin Fas’tan Fransa’ya geçiş hikayesi nasıl? 

Ebeveynlerim Fas’da yaşıyordu. Babam çalışmak için Fransa’ya gitmeye karar verdi. 3 erkek kardeşim ve 4 kız kardeşim var. Büyük bir aileyiz. Benim için zor bir çocukluk dönemi oldu.

Nasıl bir çocukluk geçirdin?

Futbola başlamadan önce tabi ki fazla paramız yoktu ama mutluyduk. Çok fazla bir şeye sahip olmadan da mutluyduk. Her şey için savaşmak zorunda kaldık. Ama netice itibariyle hayatta başardıklarımız için mutluyuz.

Fransa’da göçmenler için futbol bir tutkudan çok, ekonomik rahatlığa kavuşmak için neredeyse bir zorunluluk? Seni futbola iten neydi?

Futbola başlamanın nedeni zorunluluk değildi. Bu benim hayalimdi. 3 erkek kardeşim var onlar da futbol oynuyordu. Aslında sokakta herkes futbol oynuyordu. Ben kardeşlerimin en küçüğüydüm ve onlar gibi ben de futbol oynuyordum.

Futbola nasıl başladın. Nerede profesyonel oldun?

Başarıya giden yol biraz uzun. Şehrimde bulunan ufak bir takımda 6-8 yaşları arasında oynadım. Oradan Dijon’a geçtim ve burada 5 yıl oynadım. Aynı zamanda okul takımında da 2 sene oynadım. Grenoble takımına gittim ve burada profesyonel oldum. 

Profesyonel olduktan sonra asıl sıçramanı Bulgaristan’da yapıyorsun. Nasıl gerçekleşti bu süreç?

Profesyonel kariyerime 18 yaşında Grenoble’de başladım. daha sonra 2 yıl futbol oynamayı bıraktım. Kişisel problemlerim vardı. Daha sonra 22 yaşında Lille’in 2. takımında oynamaya başladım. Bana 1. lig’de şans verilmeyince Bulgaristan’a gittim ve orada oynadım. Tabi ki 2 yıl oynamayı bıraktıktan sonra geri döndüğümde şanslarım da kısıtlıydı. 3. Lig’e gidip oynamak istemedim. Bulgaristan’da oynayan birkaç arkadaşım vardı. Beni oraya davet ettiler. Benim için bir macera olacaktı gittim ve oynadım. 

Konyaspor’a transferin nasıl gerçekleşti. Başka isteyen takımlar oldu mu?

Bulgaristan’da oynadığım son 1 ayda Türkiye’de benimle ilgilenen kulüpler olmuştu. Duyduğum kadarıyla Antalyaspor ve Başakşehir benimle ilgileniyordu. Ama Türkiye hakkında çok fazla bilgim yoktu. Transfer döneminde teklifler geldi ve ben de Konyaspor’a transfer oldum. Çok fazla düşünmeden bu teklifi kabul ettim ve şu an Konyaspor’dayım.

İlk oynadığın maç Beşiktaş ile oynanan Süper Kupa maçıydı. Türk futbol kamuoyu seni o maçla tanıdı. Gayet iyi bir performans ortaya koymuştun. Neler hissettin?

Süper Kupa’daki Beşiktaş maçı inanılmaz bir maçtı. İlk hedefimiz Süper Kupaydı ve o maça çok iyi hazırlandık. Savaşarak maçı kazandık ve kupayı müzemize götürdük. Sezon içindeki performansımızdan bahsedecek olursak sezona iyi başladık aslında ama Avrupa Lig’i bizim Süper Lig’deki performansımızı da etkiledi. Son haftalarda gayet iyi mücadele ediyoruz. Bu mücadelemizi sürdürüp ligde kalmayı istiyoruz.

Devre arasında transfer teklifleri aldığın ve ikinci yarıdaki performans düşüşünün bundan kaynaklandığı iddia edildi. Neler söylemek istersin bu konuda?

İlk 6 ay 30-35 maç oynadık ve bu performans neticesinde devre arasında biraz transfer dedikoduları oldu. Ama bu beni etkilemedi. Ligin ilk yarısında kötüydük ve eleştirilmeyi hak ettik. Ama şu anda iyi performans ortaya koyarak ligde kalma umutlarımızı taze tutmak istiyoruz.

Takımdaki hava şu an nasıl?

Takım gerçekten iyi oynuyor. 5 maçtır kalemizde gol görmemiştik. Hedefimiz doğrultusunda yükselmeye devam ediyoruz. Sergen yalçının kararlarına ve yönetme şekline saygı duyuyoruz ve hocamızın dediklerini yapıyoruz.

Konyaspor taraftarı uzun süredir alışık olmadığı şekilde tedirginlik yaşıyor bu sezon. Onlara neler söylemek istersin?

Tabi ki bu futbol ve birçok etken var. Şu anda iyi bir yolda gidiyoruz. Gelecek sezon Süper Lig’de kalacağız. Önemli olan yaptığımız hatlardan ders almak ve bir daha tekrarlamamak. Şu anda hatalarımızın farkına vardık ve bunları tekrarlamayacağız. Taraftarlar da bizim yanımızda olsun. Biz görevimizi yerine getiriceğiz.

Yabancı bir ülke, yabancı bir şehir ve yabancı bir futbol kültürü. Türkiye ve Konya hakkında neler söylemek istersin?

Konyaspor, stadyumuyla ve seyircisiyle gerçekten çok önemli bir şehir. Konyaspor’un daha iyi bir yere gelmesi için savaşıyoruz. Türkiye’yi çok sevdim. Gerçekten yaşanılabilecek bir ülke ve ben de bu ülkede yaşamanın tadını çıkarıyorum. Ligde çok fazla fiziki bir mücadele var. Seyircilerin futbol sevgisi de çok fazla. Bu da futbola ayrı bir keyif katıyor. Tüm bu etkenler bu ligi çok özel kılıyor. Fransa’da biraz taktiksel bir oyun var ama burada fiziğe dayalı bir oyun var. 

Bundan sonraki kariyer hedefin nedir?

Açıkçası takım olarak bir hedef koymuyorum. Şu anın tadını çıkarıyorum ve geleceği henüz düşünmüyorum. Tek düşüncem şu anda takımımı ligde tutmak.

Favori takımların hangileri?

Dünyada en beğendiğim ve sevdiğim takım Real Madrid. Türkiye’de ise Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe’nin mücadelelerini ve seyirci atmosferlerini beğeniyorum.

Türkiye’de ve dünyada beğendiğin oyuncuları öğrenebilir miyiz?

Türkiye’de Beşiktaş’dan Babel’i Türk olarak da Serdar Gürler’i beğeniyorum. Dünya’da ise Modric’in oyun tarzını çok beğeniyorum.

Avrupa Ligi’nde Vitoria Guimaraes deplasmanında attığın gol çok konuşuldu. Uzaktan güzel gollerin var. Bu özelliğin hakkında neler söylemek istersin? 

Uzaktan iyi şutlar çekebiliyorum. O gole gelecek olursak o şutu çok özgüvenli çektim. Burada da bir tane Sivas’a karşı yaptım. Umarım bundan sonra daha fazla şut şansı bulurum ve gollerimi atarım.

YUNUS ALTINBEYAZ/MUHAMMED SAYDAM

Editör: TE Bilişim